STRES, ANKSİYETE, DEPRESYON ve 5-HTP

Dünya Sağlık Örgütü, birçok insanın tezahür etmeye başladığı psikolojik durumu ve sağlık ihmalini tanımlamak için yeni bir terimden bahsetmeye başladı: PANDEMİK YORGUNLUK.

Bu kavram Özellikle COVID-19 enfeksiyonlarını azaltmak için uygulanan kısıtlamalar ve önlemlerin tetiklediği endişeler nedeniyle duygusal tükenme olarak açıklanıyor. Tükenme hali sadece pandemi ile  ilgili konularda değil yaşamın tümüne dair bir motivasyon kaybı ile seyreder duruma geldi. Geçtiğimiz 2 yıl boyunca pandemi kuralları sürekli değişti ve her seferinde bizlere adapte olmak dışında bir seçenek bırakılmadı. Bu durum haliyle yoğun konsantrasyon düşüşü de dahil olmak üzere bilişsel işlevleri zayıflatan stres, anksiyeteye bozukluğu ve yer yer depresyona neden oldu.

Kural değişim ve yaptırım hızı ile birlikte duygu durumumuzda da süratle geçişler yaşandı. Birbiri ile çok karısan stres- anksiyete bozukluğu ve depresyon kavramlarını açıklamak ile giriş yapalım konuya.

  • Stres, temelde normal bir vücudun uyarıcıya verdiği tepkidir fakat normal sınırları aştığında kişiye zarar vermeye başlar. Yapılan araştırmalarda görülmüştür ki vücudumuz bir miktar stres altında normale oranla çok daha iyi çalışabilir. Fakat, bu stres seviyesi aşılıp kişi kaldırabileceğinden fazla strese maruz kaldığında yoğun anksiyete başlar ve vücut kendini korumaya almaya çalışır. Sanılanın aksine stres düşmanımız değildir. Yalnızca, her şeyin olduğu gibi stresin de fazlası zarardır.
  • Anksiyete, sebepsiz bir kaygıya sıkıntı ve huzursuzluk hislerinin eşlik ettiği bir duygu durumudur. Sağlık, iş, ikili ilişkiler, günlük yaşam olayları gibi farklı yaşam alanlarını kapsayan endişeler söz konusu olabilir ve beraberinde fiziksel belirtiler yaratabilir. Bu durum kişinin günlük yaşamında bozulmalara yol açabileceği gibi, işlevselliğini bozabilir, uyku ve iştahla ilgili sorunlara sebep olabilir. Ayrıca farklı duygu durum bozukluklarına sebep olabilir.
  • Depresyon, bitkinlik, hayattan zevk alamama, mutsuzluk gibi belirtilerle kendini gösteren bir duygu durum bozukluğudur. Depresif belirtiler, kişinin fiziki durumunu, işlevselliğini ve yaşam kalitesini olumsuz yönde etkiler. Dünya çapında 300 milyondan fazla kişi depresyon hayatlarının bir bölümünde depresyon deneyimlemektedir. Depresyon, majör depresyon, mevsimsel duygu durum bozukluğu, doğum sonrası depresyon gibi değişik biçimlerde ortaya çıkabilmektedir. Depresif ataklar bipolar bozukluğun da bir özelliğidir.

Anksiyete Belirtileri Nelerdir?

  • Yaygın anksiyete bozukluğunda kişinin çoğu insanın yaşadığı normal kaygıdan çok daha şiddetli kaygı ve endişe yaşadığı görülür. Anksiyete yaşayan kişilerde aşırı endişeyi kontrol edememe, uykuya dalma zorlukları, sinirlilik ve konsantre olmada zorluk gibi belirtiler görülmektedir. Sık görülen fiziksel belirtilere baktığımızda; baş ağrısı, yorgunluk, kas ağrıları, titreme veya seğirme, terleme, kalbin hızlı atması, mide bulantısı, tuvalete sık gitme ve sıcak basmaları görülmektedir. Yaygın kaygı bozukluğu olan çocuklarda ve ergenlerde endişeler genellikle performans ve yeterlilikle ilgili olmaktadır.
  • Kişilik özellikleri, yetiştirilme tarzı, genetik faktörler, travmatik yaşam olayları, güncel yaşam koşulları gibi bir çok faktör söz konusu duruma etkili olabilmektedir.
  • Herkes anksiyeteye sebep olan olaylar yaşayabilir ve bu durum farklı sürelerde kişilerin yaşam kalitelerini etkileyebilir ancak yaygın anksiyete bozukluğu yaşayan kişilerde bu durum hayatlarının geneline yayılmıştır.
  • Yaygın anksiyete bozukluğunda düşünceler yaşamdaki muhtemel tehlikelere odaklanmıştır. ‘Ya işten çıkarılırsam’, ‘kesin başına kötü bir şey geldi’, ‘Bir hastalık çıkacak’ gibi düşünceler sıklıkla görülür. Kişiler bu tip düşüncelerin önüne geçmeyi sıklıkla başaramazlar. Düşüncelerin içeriğine baktığımızda çoğu zaman gelecekte başlarına gelebilecek olumsuz durumlarla ilgili olduğunu görürüz. Örneğin, “Ya kanser olursam”, “Ya işsiz kalırsam” ya da “Ya çocuklarımın başına bir şey gelirse” gibi. 

Depresyon Belirtileri Nelerdir?

  • Hayattan zevk alamama
    İsteksizlik, mutsuzluk,bitkinlik
    Uyku ve iştahta artma veya azalma
    Değersizlik veya suçluluk düşünceleri
    Konsantrasyon güçlükleri
    Karamsarlık
    Çaresizlik hissi
    Tekrarlayan intihar düşünceleri
    Cinsel isteksizlik
  • Depresyon ve kaygı bozukluklarında yaşanan semptomlar birbiriyle karıştırılabilecek ortak belirtilere sahip olsalar da, birbirlerinden oldukça belirgin farklara sahiptirler. Peki neden bu kadar birbirine karıştırılmaktadırlar? Çünkü sıklıkla benzer şekilde tedavi edilmektedirler ve depresyon tanısı almış birçok kişinin kaygı bozukluğu tanısı da aldığı görülmektedir.
  • Depresyon yaşayan kişiler sıklıkla kaygı yaşayabilirler ancak kaygı bozukluğu ve depresyon aynı şeyler değildirler ve temel farklılıkları vardır.


Depresyon Ve Anksiyete Arasındaki Benzerlikler

  • Kaygı bozukluğu ve depresyon aynı şey olmamakla birlikte, bazı benzer ortak semptomlara da sahip olabilirler.  Kaygı bozukluğu ve depresyon, temel tanımlayıcı semptomlarının, kişinin ruh hali, duyguları ile ilgili olması bakımından benzerdir, ancak aynı zamanda fiziksel yansımaları da bulunmaktadır. Dikkat ve konsantrasyon sorunları, karar vermede zorluk, endişe, çaresizlik, cinsel isteksizlik, uyku problemleri, iştah değişiklikleri sebebiyle kilo değişimleri, sebebi açıklanamayan fiziksel ağrılar, mide ve sindirim sorunları hem depresyon hem de kaygı bozukluğunda ortak semptomlarındandır.

Pek çok kişinin duygu durumumda gelişen bu değişimler ile nasıl baş edeceğim dediğini duyar gibiyim. Tabiki Strese bağlı bulguların şiddetine göre aksiyon almak gerekir. İleri derece adaptasyon bozukluğu ve depresif davranışlar sergileniyor ise kişilerin mutlak suretle Psikoterapist  ve Psikiyatrist gözetiminde süreci yönetmesi gerekir.

Pandemi boyunca ve geldiğimiz süreçte Stres yönetimi için doğal bir destek arayışında olan pek çok kişi ile gün içinde karşılaşıyoruz. Bu yazımda bir aminoasit olan 5-hidroksitriptofandan bahsedecegim.

5-HTP (5-hidroksitriptofan ) beyindeki hücreler arasındaki mesajların iletilmesini sağlayan “seratonin” nörotransmitterinin öncülüdür. Afrikada yetişen çalı türevi bir bitki olan “Griffonia simplicifolia” tohumlarından ekstraksiyon yolu ile elde edilir.

5-HTP,  mutluluk hormonu olarak bilinen serotoninin üretimi esnasındaki bir ara üründür, öncül maddedir.

Peki neden seratonine ihtiyaç duyuyoruz?

Çünkü seratonin beyindeki en önemli ileti araçlarından biridir. Ayrıca,

  • Uyku, uyanıklık dengesinde,
  • Açlık ve tokluk hissinin işlenmesinde,
  • Normal davranışların devam ettirilmesinde rol oynar.
  • Serotoninin fizyolojik seviyelerindeki düşüş anksiyete  ve depresyon ile ilişkilendirilir.


5-HTP, vücudun triptofandan ürettiği bir kimyasaldır. Triptofan 5-HTP’ye sonra serotonine dönüştürülür. Triptofan besinlerde bulunmasına rağmen, 5-HTP besinlerde bulunmaz. Vücudun 5-HTP üretmek için kullandığı triptofan hindi, tavuk, süt, yumurta, patates, muz, tofu, soya peyniri, soya sütü gibi soya içeren ürünler, somon balığı, halibut, alabalık, kabuklu deniz ürünleri, ıspanak, spirulina gibi besinlerde bulunur. 5-HTP kan beyin bariyerini kolayca geçer. Merkezi sinir sistemi üzerinde etkinlik gösterebilir.

5-HTP KULLANIM ALANLARI

  1. Depresyon ve anksiyete oluşumunda ortak nokta Serotonin düzeyi düşüklüğüdür. Dolayısı ile antidepresan kullanmak istemeyen ama stres yönetiminde zorlanan, anksiyete, yüksek kaygı bozukluğu, öfke yönetimi yapamayan bireylerde, depresyonun klinik olarak ağırlaşmadıgı kişilerde, daha hafif ama süregelen duygu durum bozukluklarında 5-HTP tercih edilebilir .
  2. 5HTP nin, hafif ve orta şiddetteki depresyon tedavisinde, anti-depresanlar kadar etkili ve başarılı olduğu klinik çalışmalar ile rapor edilmiştir.

5-HTP’nin uykusuzluk, depresyon, fibromiyalji, kronik baş ağrıları ve obezite gibi durumlarda etkili olduğu gösterilmiştir. Ayrıca Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu , Obsesif kompulsif ve Post travmatik bozukluklar, Sosyal fobi  durumlarında da kullanımı vardır.

Uyku Kalitesini Artırır

REM uykusunu artırarak uyku kalitesi üzerine pozitif destek sunar.  Uyku problemini çözmek için kullanılan pek çok kimyasal ajandan farklı olarak ertesi gün sedasyona neden olmaz.

5-HTP serotonine dönüştürülür. Karanlık varlığında buradan da uyku hormonu olarak bilinen melatonine dönüşür ve uyku sorunu yaşayanlar için olumlu etki sağlayabilir.

Klinik bir çalışmada 5-HTP ve GABA içeren bir takviye uyku bozukluğu olan kişilerde uykuya dalma süresini azaltmış, uyku süresini ve kalitesini arttırmıştır.

5-HTP ve etkinliği ile ilgili hala pekçok çalışma yapılmaktadır. EMOSYONEL YEME BOZUKLUKLARINDAKİ etkisi çok dikkat çekicidir.

  • Duygu durum bozukluklarına bağlı kontrolsüz beslenme problemlerinde 5-HTP tokluk hissinin daha erken duyulmasına yardım eder.
  • Açlıgın daha hafif hissedilmesini sağlar.
  • Karbonhidrat düşkünlüğünü azaltır.
  • Diyet sırasında, serum triptofan ve  serotonin düzeyleri dramatik bir şekilde düşmektedir . Obez kişilerde bu düşük serotonin düzeyleri, karbonhidrat istekleri ve bunun sonucunda ortaya çıkan yemek yemeyle ilişkilendirilmiştir. Obez hastalar ile  yapılan 3 klinik çalışma, 5-HTP desteğinin besin alımının azalmasını ve kilo kaybını göstermiştir.  “Journal of Neural Transmission” da bildirilen bir çalışma, 5 hafta süresince 5-HTP alan obez kadınların plasebo alanlara göre daha az kalori alma ihtiyacı geliştiği bulmuştur.
  • 20 diyabet hastasının katıldığı bir çalışmada, 2 hafta süresince 5-HTP kullanımının placebo grubuna göre, karbonhidrat ve yağ alımını azaltarak ve günlük vücut ağırlıklarını düşürerek günlük enerji alımlarını önemli ölçüde azalttığını göstermiştir

Günlük Doz

Klinik Beslenme uzmanı Dr. Jonny Bowden, ilk iki hafta süresince günde üç kez 50 mg alımını önerir. 2 hafta geçtikten sonra, eğer etkili değilse, dozu arttırabilir. Dr. Bowden, depresyon için genel dozun günde üç kez alınan 100 mg doz olduğunu ifade eder. Maryland Tıp Merkezi Üniversitesi araştırmacılarına göre, yatmadan önce alınan 200 ila 400 mg doz uykusuzluk için yararlı olabilir. Genel olarak, önerilen en küçük dozla başlaması ve kademeli olarak artması önerilmektedir. Deneysel çalışmalarda depresyon, kaygı, uyku sorunları, iştah bastırma ve diğer koşullar için 25 mg ila 500 mg ve daha yüksek bir doz aralığında çalışılmıştır.

Yan Etki

5-htp kullanımına bağlı olarak en sık bulantı ve kusma şikayetleri kaydedilmiştir.

İlaç Etkileşimleri

5-HTP genellikle güvenli kabul edilse de bazı ilaçlar ile olumsuz etkileşime girebilir. Fluvoksamin, paroksetin sitalopram, essitalopram, fluoksetin ya da sertralin gibi antidepresan ilaç  kullanımı ile eş zamanlı  5-HTP takviyesinin alınması önerilmemektedir. Bu, beyinde yüksek doz serotoninin neden olduğu “serotonin sendromu” na yol açabilir. Ayrıca 5-HTP ve ağrı kesici Tramadol de aynı anda kullanılmamalıdır. Genel bir önlem olarak 5-HTP, bir hekim tarafından onaylanmadıkça, antidepresan ya da diğer bilişsel amaçlar için reçete edilen ilaçla birlikte alınmamalıdır.



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat