Ecz. Dyt. Neda TANER
İNFLUENZA VE COVİD:
BENZERLİKLER, FARKLILIKLAR VE GRİP AŞISI ÜZERİNE…
COVID-19 salgınının ortaya çıkması ve etkisini sürdürmeye devam etmesiyle birlikte, gözler solunum yolları hastalığı ile hastaları etkileyen bir başka virüs olan İnfluenza’ya çevrilmiştir. Yol açtıkları sonuçlar benzer olmakla birlikte aralarında çok önemli farklar vardır: Hangi hızla yayıldıkları, kimleri hedefledikleri ve öldürücülük yetenekleri!
Her iki hastalık da asemptomatik, hafif, şiddetli ya da ölümcül derecelerde olmak üzere geniş bir yelpazeyi içine solunum yolu hastalığına neden olur. Bununla birlikte temas, damlacık ve objeler yoluyla bulaşabilme özellikleri bir diğer ortak noktalarıdır. Bu açıdan bakıldığında el hijyeni, öksürme-hapşırma esnasında dirseğe doğru ya da mendil, selpak gibi bir dokuya yönelme gibi doğru davranış biçimleri ve halk sağlığı önlemleri her iki enfeksiyon tipinden korunmak için yapılabilecek faydalı eylemlerdir.
Bu iki virüs arasında fark yaratan noktalardan biri olan bulaşma hızına gelirsek, İnfluenza’nın daha kısa bir ortalama kuluçka süresine sahip olduğu söylenebilir. Bu süre İnfluenza için ortalama 3 gün iken; COVİD-19 için 5-6 gündür. Bu da şu anlama gelmektedir; İnfluenza, COVİD-19’dan daha hızlı yayılabilir. Analizlerin ortaya koyduğu bir diğer fark ise bulaşıcılık yeteneğidir. COVID-19’lu bir hasta ortalama 2 ila 2,5 kişiyi enfekte edebilme ihtimali taşırken bu oran İnfluenza için daha düşüktür.
Bir diğer farktan bahsetmek gerekirse o da risk gruplarıdır. İnfluenza enfeksiyonu için tehlike altında bulunan kişiler; çocuklar, hamile kadınlar, yaşlılar, altta yatan kronik hastalıkları olanlar ve bağışıklık sistemi baskılanmış kişileridir. COVİD-19 için ise şu anki bilgilerimiz ışığında risk grubunun ileri yaşlılar, altta yatan kronik hastalığı bulunanlar ve bağışıklık sistemi baskılanmış olanların risk grubunu oluşturduğunu söyleyebiliriz.
İki etkenin ayrıldığı bir başka nokta ise mortalite oranlarıdır. COVID-19 için mortalite İnfluenza’ya nisbeten çok daha düşüktür; %3-4’e karşılık %0,1… Geliyoruz belki de en mühim farka; İnfluenza için antiviral ajanlar gibi terapötik seçeneklerimiz ve aşımız varken COVID-19 için hiçbir lisanslı farmakolojik ajanımız bulunmamakta!
Grip kelimesi birkaç farklı virüsün neden olduğu bir hastalığın genel adıdır. Her yıl uluslararası izleme sistemlerinden gelen bilgiler kullanılarak, büyük olasılıkla yayılması ve insanları enfekte etmesi öngörülen üç ya da dört çeşit İnfluenza virüsüne karşı koruma sağlamak için grip aşıları üretilir. COVID-19 için ise enfeksiyondan sorumlu etken tek çeşittir. Literatürde ‘ciddi akut solunum sendromu koronavirüs 2’ veya ‘SARS-CoV-2 olarak isimlendirilmiştir. Bu da demektir ki üretilecek bir COVID-19 aşısının, grip aşılarının aksine tek bir etkeni hedeflemesi yeterli olacaktır. Bu aynı zamanda şu anlama da gelir; yıllık grip aşılarında karşılaşılan ‘hangi etkeni hedefleyeceğinin tahmin edilmesi’ gibi bir zorlukla karşılaşılmayacaktır.
Şimdi bir soru soralım; İnfluenza aşısı olsanız bunun COVID-19’a yakalanma riskiniz üzerine etkisi ne olur? İnfluenza aşısı olmuş olma ve COVID-19 arasındaki ilişkinin varlığına yönelik çalışmalar dikkat çekmektedir. COVID-19’la ilişkili mortalite ve morbidite ile İnfluenza aşılama durumu arasında bir korelasyon olduğu göze çarpan bir gerçektir. Olgu insidansı ve iyileşme parametreleri olumlu bir eğilim göstermektedir.
İnfluenza virüsleri ve SARS-CoV-2 antijenin özgüllüğünü belirleyen ve antijenin kendi özgül antikorları ile birleşmesini sağlayan kimyasal gruplar açısından bazı ortaklıkları paylaşır ve her iki virüs de evrimsel yakınlığa sahiptir. İki virüsün de sahip olduğu ve enfeksiyon patogenezinde rol oynayan önemli bir enzim olan hemaglutinin-esteraz proteini oldukça benzerdir. İnfluenza A virüsleri de hücre girişinde COVID-19 gibi akciğerdeki ACE-2 reseptörleri yolağını kullanmaktadır. Tüm bu benzerlikler göz önünde bulundurulduğunda grip aşısının COVID-19’a karşı koruma sağladığına yönelik kısmı bir olasılık üzerinde durulmaktadır.
Güney Kore dünya çapında, yaşlı popülasyon için en yüksek aşılama oranlarına sahip ülkedir ve mortalite oranlarının son derece düşük olması dikkat çekmektedir. İyileşme sağlanan hastaların öyküleri incelendiğinde grip aşısı oldukları bilgisi karşımıza çıkmaktadır. Washington, Massachusetts, Iowa, Maryland ve Connecticut bölgeleri, ortalama aşılama oranının %52,14 gibi yüksek olduğu bölgeler olup, ortalama aşılama oranının yaklaşık %47 olduğu ABD içindeki diğer eyaletlerle karşılaştırıldığında farkedilir derecede düşük mortalite oranlarına rastlanmaktadır.
Bağışıklık sistemi işlevini gerçekleştirirken pek çok eksen üzerinden çalışır. İnfluenza aşısı ile bağışıklık sisteminin uyarılması COVID-19 üzerine de bir savunma mekanizması çalışmasına yol açmış olabilir. Kısaca modüle edilen bağışıklık sistemi belki de birtakım mekanizmalarla COVID-19 etkenine karşı koymuş olabilir.
Duruma başka bir açıdan yaklaşmak gerekirse, dünya çapında yılda yaklaşık üç ila beş milyon şiddetli hastalığa ve yaklaşık 290.000 ila 650.000 solunum yolu hastalığına bağlı ölüme yol açtığı tahmin edilen grip salgınlarının, aşılama ile minimum düzeye indirilmesi kişilerin hem şiddetli iki hastalığı birden geçirme riskini hem de hastaneye yatış ve yoğun bakıma kabulü azaltacaktır. Bu da demektir ki COVID-19 hastalarına sağlanacak sağlık hizmeti verimli bir şekilde gerçekleştirilebilecektir.
Bahsi geçen tüm bu durumları sonuçlandırmak gerekirse yazıyı şu şekilde bitirmek doğru olacaktır; Dünya Sağlık Örgütü, ulusal kriterlere göre belirlenmiş yüksek riskli popülasyonların İnfluenza için aşılanmasını açıkça tavsiye etmektedir, lütfen grip aşısı olmayı ihmal etmeyiniz!
Ecz. Dyt. Neda TANER
KAYNAKLAR