Bugün sosyal medyada üniversiteden bir arkadaşımın paylaştığı yazı beni darmadağın etti.

’’Abraham Sandor  (2014) Macaristan bir kaç gündür ölümünün ardından Budapeşte’de sokakta yaşadığı belediye katının üzerine kitabesi dikilen evsizi konuşuyor.

Tam karşısındaki evde oturuyorum. Çok düzenliydi. Geceleri uyuyordu.Ama akşam üzerine örttüğü battaniyesini hep katlar, bankın altındaki eşyalarını tuttuğu valize koyardı.

Bir gün elinde bir süpürgeyle gördük onu, bankın çevresini süpürüyordu. sonra bu temizlik işini her gün yapmaya başladı. Yakınlardaki dükkanın önünü, karşındaki bankanın çevresini de süpürüyordu. Sanırım ona bu nedenle dükkan sahipleri bir kaç kuruş veriyorlardı.Bir gün göz göze geldik.Bakışlarında ne bir yakarış ne de bir alttan alış vardı.

Eşit insanlar birbirine nasıl bakarsa oda öyle bakıyordu. nihayetin de sokakta yaşayan bir evsizdi...’’

Eski günlerimi hatırladım, ilk mezun olacağım yılları, ideallerimi hayallerimi... Bir sesle kendime geldim :

-Vitamin içeren lolipop var mı?

Kucağında çelimsiz , zayıf bir çocukla bir anne!

’’Vitamin içeren lolipop’’ neydi afalladım.

Vitamin A ,B ,C ,D

Lolipop, kırmızı, mavi, yeşil, çilekli, kolalı...

Eczane... Vitamin.

Anne... Çocuk.

Eczane... Market.

Eczane... Anne.

Çocuk... Vitamin.

Zaten karışık olan kafamın içi iyice karıştı. Sanırım derslerden dolayı gündemi takip edemedim. Yok dedim!

Sonra çayımı doldurup şöyle bi oturdum. Sanırım bu konuyu yeniden okumam gerekiyordu. Şimdi eczanelerde kategorileşme modası var ya: ’’ anne- çocuk ürünleri ’’

Mamalar, vitaminler, iştah açıcılar, isal kesiciler, uyku çayları, süt arttıran çaylar, sınav stresi gidericiler, hafıza güçlendiriciler ve bir sürü konu...

Dört çocuk büyütünce , kalabalık bir aileden gelince, hele bir de meslek bu konuda size hizmet ediyorsa tüm bu ürünleri kullanmamanız mümkün değil!

Yalnız şimdi yaşlılıktan mıdır nedir biraz farklı düşünüyorum. Eskiden anneyi karşıma oturtur şunu yedirin, bunu içirin, bunu kullanın, şöyle yapın, böyle yapmayın saatlerce anlatırdım.

Ama şimdi anladım ki tüm bu ilaçların absorbsiyonu ve eliminasyonu için bir şeyle verilmesi gerekiyormuş:

"SEVGİ"

O olmadan tüm vitaminler vücuttan olduğu gibi atılıyormuş. Aman Allahım! -Vitaminli lolipop- yoksa vitamini bu şekilde sevgiyle mi vermeyi düşünmüşler? Nasıl anlamadım?

Dedim ya karma karışık duygular içindeyim. Sanırım biraz dinlenmeliyim. Annemi, pekmez kokan, hamur açan, sevgiyi haşlayıp, kızartıp bize yediren ellerini özledim.

 



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat