OKB Nedir?
Obsesif kompulsif bozukluk (OKB), obsesyon ve/veya kompulsiyonlar ile karakterize ruhsal bir bozukluktur. Obsesyon veya saplantı kendiliğinden bilinç alanına giren, tekrar eden, sıkıntı yaratan, kişinin saçma ve doğru olmadığını bildiği düşünce, dürtülerdir. Kompulsiyon (zorlantı) genelde bir obsesyona engel olmak için belli detaylarla yapılan motor veya bilişsel eylemlerdir.
Obsesif kompulsif bozukluğu olan kişiler, kontrol edemedikleri sürekli tekrar eden ve stres yaratan düşünceler, korkular veya obsesyonlar nedeniyle huzursuz olurlar. Bu düşüncelerin yarattığı kaygı bazı hareketleri ya da rutinleri acil olarak yapma ihtiyacına (kompulsiyonlar) neden olur. Ritüeller takıntılı düşünceleri durdurma veya akıldan uzaklaştırma girişimiyle yapılır. Tekrarlanan hareketler gerginliği kısa süreliğine durdurur. Obsesif düşünceler tekrar ettiğinde kişinin bu hareketleri yeniden yapması gerekir. OKB’ si olan kişiler saplantılarının ve takıntılarının gerçek dışı veya anlamsız olduğunun farkında olabilirler fakat kendilerini durduramazlar.
Ne Sıklıkla Görülür?
Yapılan son araştırmalarda Obsesif kompulsif bozukluğun her 100 kişiden 3’ünde görüldüğü saptanmıştır. Genellikle ergenlik döneminde ve 20-30’lu yaşlarda görülmesine karşın, okul öncesi çağdaki çocuklar dahil her yaşta görülebilir. Erkeklerde daha erken yaşlarda başlar ama kadınlarda daha sık görülmektedir.
Yaygın Obsesyon Belirtileri:
*Kir veya virüs bulaşmasından korkma
*Başkalarına zarar vermekten korkma
*Yanlış yapmaktan korkma
*Rezil olmaktan veya sosyal olarak dışlanmasına sebep olacak bir şekilde davranmaktan korkma
*Günah olan şeyleri düşünmekten korkma
*Düzenlilik, simetri ve kusursuzluk ihtiyacı
*Aşırı kuşkulu olma
*Sürekli güvende olma ihtiyacı
Yaygın Kompulsiyon Belirtileri:
*Birden fazla ve uzun süren yıkanma, duş alma veya ellerini yıkama,
*El sıkışmaktan veya kapı koluna dokunmaktan çekinme,
*Kilit, pencere gibi şeyleri tekrar tekrar kontrol etme,
*Günlük işleri yaparken içinden veya sesli bir şekilde sürekli sayı sayma,
*Sürekli bir şeyleri belli bir şekilde düzenleme,
*Belirli bir sıraya göre yemek yeme,
*Rahatsız edici olan, akıldan çıkmayan ve uykusuzluğa sebep olan görüntülere veya düşüncelere takılıp kalma,
*Belirli kelimeleri, cümleleri veya duaları defalarca tekrar etme,
*İşleri belirli bir sayıda yapma (3 kere el yıkama, 4 kere kapıyı kilitleme),
*Değersiz şeyleri toplama veya biriktirme,
*Tıbbi açıdan bu şekildeki düşünce ve davranışların hastalık sayılabilmesi için günlük işlevselliğimizi bozacak kadar şiddetli ve sürekli olmalıdır.
Obsesif-Kompulsif Bozukluk Nedenleri
Nedeni tam olarak bilinemese de araştırmalar biyolojik ve çevresel faktörlerin Obsesif kompulsif bozukluk ile ilişkili olabileceğini göstermiştir.
1.Genetik nedenler
OKB’ li hastaların anne babalarında ve diğer yakın akrabalarında OKB’ nin sık olarak görülmesi hastalığın genetik olabileceğini düşündürmektedir.
Beyin işlevlerinde bozulma ve serotoninde azalma
Beyin üzerinde yapılan çalışmalarda beynin birtakım bölgelerinde ve özellikle beyin içindeki sinirsel iletimde önemli işlevi olan serotonin maddesinin işlevlerinde bozukluk tespit edilmesi, OKB’nin nedeni olarak incelenmesine ve araştırılmasına yol açmıştır.
2.Çocukluk dönemi travmaları
Çocukluk dönemi travmalarına(cinsel istismar, şiddet) maruz kalan kişilerde, ileri yaşlarda önemli bir stres yaşantısından sonra OKB’nin ortaya çıkması, erken çocukluk dönemlerinde yaşananların kişi üzerinde önemli rol oynadığını göstermektedir.
3.Kişilik özellikleri
Karakter yapısı olarak titiz, kuralcı, ayrıntıcı, mükemmeliyetçi özelliklere sahip olan kişiler OKB’ye yatkın kişiler olarak değerlendirilmektedir.
Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) Tedavisi
Bu hastalığın tedavi edilmeden kendi kendine kaybolma olasılığı çok düşüktür. Takıntılı düşünce ve davranışlar hayat kalitesini olumsuz yönde etkiliyor ise hiç düşünmeden bir psikoloğa başvurulmalıdır. Obsesif kompulsif bozukluk ilaç tedavileri veya bilişsel davranışçı psikoterapi tedavi yöntemiyle tedavi edilebilmektedir. İki türlü tedavi yöntemiyle de başarılı sonuçlar alınmaktadır.
İlaç tedavisi alan hastaların ilaçlarını düzenli olarak kullanması gerekir. İlaç tedavisi alan kişi tedavinin olumlu etkilerini ilk bir iki ayda görmeye başlar. İlaçların tam etkisi ise 3-4 ay içerisinde görülmektedir. İlaç tedavisinde gelişme sağlandıktan sonra da ilaçların uzun süre kullanılması hastalığın tekrarlanmasını engeller. Yetişkin gruplarda ilaç tedavisinin ve psikoterapinin birlikte uygulanması önerilir.
Psikoterapi tedavi yönteminde hasta, psikoterapisti ve psikiyatristi ile en az haftalık seanslar şeklinde ortalama 12-20 seans arasında görüşmelere katılmakta, seanslarda yapılan çalışmaları seans dışında da uygulamaktadır.
Tedavi ile sağlığına kavuşan hastaların; yaşam kalitesi, ailesiyle, sosyal çevresiyle olan ilişkisi, eğitim ve mesleki başarısı önemli ölçüde iyileşmektedir.
Aile ve Arkadaşlara Düşen Görevler
OKB’li danışanlar sıklıkla takıntılı düşünce ve davranışları çevredekiler tarafından fark edildiğinde, öğrenildiğinde nasıl karşılanacakları, ile ilgili kaygı yaşarlar. Çoğu danışan ayıplanacağı, dalga geçileceği, küçük düşürülebileceği fikri ile hissettiklerini paylaşmaktan ya da dışa vurmaktan kaçınır. Danışanlar, damgalanma endişesi ile tedaviye hastalığın başlamasından çok uzun süre sonra başlamaktadır. Aile bireyleri ve arkadaşları hastanın zaman zaman çevreye de huzursuzluk verecek seviyeye varan takıntılı davranışlarının hastalar tarafından engellenemeyen, karşı koyamadıkları düşüncelerden kaynaklandığını bilmelidir, tedaviye uyum sağlanması konusunda yardımcı olmalıdırlar.
Kendinizde OKB Olduğunu Düşünüyorsanız Ne Yapmalısınız?
Kişinin kendindeki bazı düşünce ve davranışların bir ruhsal rahatsızlığın belirtileri olabileceğine karar vermesi zor olabilmektedir. Okumuş olduğunuz bu yazıda kısaca tanıtılmaya çalışılan OKB’nin sizde olabileceğinden kuşku duyuyorsanız bir psikoloğa başvurarak profesyonel yardım talep edebilirsiniz.
Psikolog İlknur GÖKÇE
ilknur.gokce96@gmail.com