S.O.S.yal Devlet

 AKP sosyal güvenlikte attığı her adıma "reform" adını verdi. Öteki alanlarda da öyle, ortalık reformdan geçilmiyor ama sosyal güvenlik ayrıca önemli.

  2005'te SSK'ya ait ilaç fabrikaları kapatıldı.Buna "ilaçta reform" dendi.2006'da bütün kurumlar birleştirildi ve Sosyal Güvenlik Kurumu(SGK) adını aldı.Buna da reform dendi.

 O günlerde bunun iyi planlanması gerektiğini söyleyenler oldu.Dediler ki: "Sosyal güvenlik başka alana benzemez.Tümünü birleştirince zarar-kar karışır.Sağlık hizmetlerinde de dengesizlik oluşur..."

 Başta  Başbakan olmak üzere AKP kadroları koro halinde şu yanıtı verdiler: "Siz bunlardan anlamazsınız.Biz bugüne kadar yapılmayanı yapacağız.Buna reform değil devrim denir." Erdoğan'ın iki yıl önce yapılan bu reformlarla ilgili iki gün önceki görüşü şöyleydi: "Sosyal güvenlik açıkları 1994'ten bu yana 851 milyar YTL'ye ulaştı.Reform yapmazsa Türkiye 20-30 yılda iflas noktasına gelir!"

 İki yıl önce yaptığınız neydi?

 Erdoğan hesaplamayı 1994'ten bu yana yaparak AKP iktidarı döneminde oluşan zararı da geçmişin içine sokmuş. Zarar hesaplamasını da Hazine'nin iç borç faizine göre yapıp geçmiştekileri daha yüksek gibi göstermiş.AKP'nin faizciliğine alıştık ama bu kadarına pes!

 Rakamlara bakıldığında; sosyal güvenlik kurumlarının emeklilik yaşı ya da prim ödeme sorunlarından çok, sağlık harcamalarından kaynaklanan nedenlerle büyük zarar uğradığı anlaşılıyor.Örneğin; SSK sigorta bölümü 2007'de 301 milyon YTL fazla verdi.Aynı kurumun sağlık giderleri ise 13 milyar 157 milyon YTL açık verdi.Neden böyle oldu?

  SSK hastaneleri işlevsizleştirildi, SSK İlaç fabrikaları kapatıldı. İsteyen istediği yere gidebilir dendi..Gitti de ne oldu? Milyarlarca YTL açık doğdu. Herkesin istediği hastaneye gitmesi elbette güzel.Ama bunun altyapısını oluşturmadan oy avcılığı hesabıyla yola çıkarsanız sonuç bu olur.

 Ne diyor Başbakan: "Hemen reform yapmazsak Türkiye batışa geçer!"

 Hani uçuşa geçmişti?

Ankara kulislerinde sağlıkta önümüzdeki günlerde "daha ileri" adımların atılacağı haberleri var.Bu alana tamamen "çok para getiren sektör" gözüyle bakıp devletin sosyal yanını tümüyle çökertme hesapları yapılıyor.

 İki yıl kadar önceydi. SSK İlaç fabrikasının kapatılması, bütün gereksinimin eczaneler üzerinden sağlanması tartışmaları bütün hızıyla devam ediyordu. Öyle ki hastanelerde en çok kullanılan 5 ilaç tüketimin %40'ını oluşturuyor ve SSK kendisi üretebiliyor. SSK İlaç fabrikasının kapatılmasını dönemin Türk Eczacılar Birliği Başkanı Mehmet Domaç da destekliyor.Bunu eleştirince Domaç gazeteye ziyarete geldi.Atılan adımın eczacılar için iyi olduğunu söyledi. Bu sistemin kurumu batırabileceğini söyleyince şu yanıtı vermişti: "Bundan bana ne?"

 O şimdi AKP İstanbul milletvekili!

Mustafa Balbay

ankcum@cumhuriyet.com.tr  Cumhuriyet  06/01/2008



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat