Niçin Mustafa Kemal

 

 

Mustafa Kemal 1881'de doğdu. Yani benim rahmetli dedemle, daha genç kuşakların büyük büyük dedeleriyle aynı dönemin insanı.

Bizler rahmetli dedelerimizi zaman zaman anıyor ve onları hayırla yâd ediyoruz ama her gün onların fikirlerini konuşmuyoruz doğrusu.

Ama Türkiye'de bugün en çok konuşulan kişi Mustafa Kemal.

Gazetelere bakın: Onun adının geçmediği bir tek gün bile bulamazsınız. Köşe yazarları durmadan Mustafa Kemal'den söz eder. Siyasiler hep ona atıf yapar.

Hoşlanmadıklarını, karşı olduklarını bildiğimiz siyasiler bile onu dilinden düşürmez.

Peki bunun sebebi ne?

Köşe yazarlarını her gün Mustafa Kemal'den söz etmeleri için birileri mi zorluyor?

Talimat mı alıyorlar?

Hayır!

Siyasetçiler yılda şu kadar kez Atatürk adını kullanacak diye bir yasa mı var.

Yine hayır.

Bunların hiçbiri yok.

Sadece bazı kendini bilmezlerin hakaretlerini önlemek için bir yasa var ama ondan söz edilmesini emreden hiçbir yaptırım yok.

Ama görüyorsunuz; 2006 yılında hâlâ vazgeçilemiyor.

Hatta ona duyulan ihtiyaç giderek artıyor. Atatürk adı gazete manşetlerinde giderek daha çok görülüyor.

Bunun tek nedeni, Mustafa Kemal'in düşüncelerinin, ilkelerinin ve bu ülke için öngördüğü stratejilerin hâlâ aşılamamış olması.

Kadın hakları diyorsunuz, onun 80 yıl önce söyledikleri hâlâ toplumun önünde.

Din-yurttaş-devlet ilişkileri konusunu ele alıyorsunuz: İlkeleri pırıl pırıl. Torunu yaşındaki birçok siyasiden daha modern görüşler.

Hangi konuyu incelerseniz inceleyin, 19. yüzyılda doğmuş olan Mustafa Kemal'in, 21. yüzyıldaki birçok kişiden çok daha ilerici olduğunu görürsünüz.

İşte bu yüzden aşılamıyor, bu yüzden ona her gün daha çok ihtiyaç hissediliyor.

Cunta dönemlerinde diktatörler onu emirle, zorla kabul ettirmeye çalıştı; heykeller diktiler, halkı biçimsel bir kabule zorladılar.

Hatta ona büyük bir kötülük yaparak, soğuk savaşta yıkanmış beyinleri ve dar kafalarıyla uyguladıkları bin bir zulmü sanki onun ilkeleriymiş gibi sunmaya kalkıştılar.

Bunlar bile onun adına leke sürmeyi yetmedi.

Bugün, hiçbir baskı olmadığı hatta adının silinmeye çalışıldığı bir dönemde Mustafa Kemal daha büyük, daha önde.

Çünkü bu büyük liderin emirle, tüzükle, iç hizmet talimatnamesiyle korunmaya ihtiyacı yok.

Bir asker-filozof olarak, onu en iyi kendi fikirleri koruyor.

"Bir milletin geleceği tehlikeye düşmemişse her savaş bir cinayettir" diyen bir lidere bırakın bizi, dünyanın ihtiyacı var.

Medeniyetler çatışmasını körükleyenler eğer onun "İnsanoğlunun medeniyeti birdir ama çeşitli kolları vardır" ilkesini anlayabilseydi, bugün daha huzurlu bir dünyada yaşıyor olurduk.

Hiç kimse kendini kandırmaya kalkmasın: Türkiye için tek çıkar yol onun ilkeleridir.

Ve 21. yüzyılı da aydınlatmaya devam etmektedir.

Bu ilkelerin tehlikeye düştüğünü gören halk, ona her gün biraz daha sahip çıkıyor.

Mustafa Kemal dün olduğu gibi bugün de bir halk kahramanıdır.



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat