YORUM

ÖZTİN AKGÜÇ

Kendi İşyerinde Çalışma

Emeğini satarak, ecir olarak ücretle, kamu ya da özel bir üçüncü kişinin kuruluşunda, işletmesinde çalışmak, bir istihdam şekli olduğu gibi, kişinin kendi işyerinde çalışması da bir istihdam şeklidir.

İşsizlikle savaşımda ücretle çalışanların sayısını arttırmanın yanı sıra kendi işyerinde çalışanların, aile işletmelerinin sayısını arttırmak da bir seçenektir. Kişilerin kendi işyerlerini kurmaları, kendi işyerlerinde çalışmaları, toplumsal açıdan, siyasal açıdan hatta uzun bir sürede ekonomik açıdan çekici görülebilir. Doğal olarak, tek sahipli işletmeleri, kendi işyerlerinde çalışanların sayısını daha genel bir deyişle KOBİleri arttırarak, istihdam sorununu, ekonomik sorunlarımızı çözemeyiz. Ancak hafifletebiliriz.

İşyeri kurmanın, kendi işyerinde çalışmanın zorlukları, riskleri olmasına karşın üstünlükleri de vardır. Kişi iş aramaktan ya da işten çıkarılma, işsiz kalma kaygısında kurtulur. Sürekli itaat, başkasının emir kumandası altında çalışma, bağımlı olma, bir halk deyişiyle başkalarının ağız kokusunu çekme, yaşam kalitesini düşüren ilişkilerdir. Kişi bilinçaltında da olsa kendini bordro mahkûmu, çağdaş köle olarak görmeye başlar. İnisiyatifini yitirir, görüşlerinin, önerilerinin dikkate alınmaması, yaratıcılık yeteneğini körletir. Benliğin zayıflaması, işyeri yaşamının tekdüze hale gelmesi, kişide sürüye katılma psikolojisi doğurur, artık birey olarak değil, sürüyle birlikte hareket etmeye başlar.

***

Günümüzde yaratıcılıktan, yenilikçi olmaktan, innovasyondan, çokseslilikten söz edilir; kâğıt üzerinde övgüler düzülür. Ancak uygulama, hele hele bizim gibi kompleksli toplumlarda durum farklıdır. Değişik davranan, genelden farklı düşünen, eleştiriler, öneriler getirenlerden pek hoşlanılmaz; bunların bir şekilde icabına bakılır. Liyakat, dirayet, yenilikçilik; bunlar kâğıt üzerindeki tercih nedenidir. Uygulamada tercihler, başarıya, katkıya göre değil başka ölçülere göre yapılır. İşyerinde, kuruluşlarda, tercihlerde, kararlarda nesnellikten uzaklaşılması, kişiyi bir ikilemle karşı karşıya bırakır. Ya sürüye uyacak ya da işten ayrılacaktır. Kişi farklı olan davranışlarında, düşüncelerinde direnirse, çatışma bir şekilde kişinin işine son verilmesiyle, dışlanmasıyla sonuçlanır.

Kişinin kendi işyeri olursa, inisiyatif kullanır, öz bilgisinden yararlanır, bağımsız karar, risk alır; başarılı oldukça özgüveni artar, daha özgür hareket eder, işyerini her gün yeni bir umutta, bekleyişle açar. Türkiyede bir girişimci (müteşebbis) açığı vardır. Böylece yaratıcı girişimciler yetişebilir; girişimci yetersizliği giderilebilir. Ancak kendi işyerini kurmak bilgi, özgüven, çalışma gücü, direnme gerektirir. Bir bordroya imza atmak kolaylığı burada yoktur. Bazı kişiler, risk alma, inisiyatif kullanma, özgür davranma yerine, sürüye katılmayı yeğleyebilir.

Ayrıca kendi işyerini kurmak isteyenlere aile işletmelerine genelde KOBİlere finansal destek vermek gerekir. T. Halk Bankası, bu amaçla kurulmuştur, kredi yerine finansal kiralama yoluyla KOBİlere finansal destek belki daha uygun fonlama yöntemidir. Kira bedelinin, yaratılacak gelirle uyumlu olması, kiralanan makina donanım dışında başka güvence aranmaması, ödemede, teknolojik gelişmelere uyumda esneklik, kiralama şirketinin denetimi gibi finansal kiralamanın iyi uygulandığı takdirde, KOBİ finansmanında üstünlükleri vardır. Finansal kiralamada KDV avantajı, ne yazık ki geçen yıllarda kaldırılmıştır. KOBİlere makina donanım kiralamasında KDV indirimi yerinde olur.

Kişisel inisiyatif kullanımını, girişimciliği, yaratıcılığı, bağımsızlığı destekleyelim. Bu destek yalnız işsizlik konusunda değil, toplumsal gelişmeye de katkıda bulunabilir.


 



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat