Merhaba Arkadaşlar,

Sevgili dostum, yılların eskitemediği arkadaşım, Ertan (Çiftçi) Beyi sık, sık ziyaret ederim. Bu ziyaretlerimin birinde gazetenizden haberdar oldum. Biz dört arkadaş 2011 yılının 12 Haziranında kendi olanaklarımızla Trans Sibirya turu yaptık. Bu Seyahatimizi siz değerli Eczacı arkadaşlarla paylaşmak istedim. Bu gezinin tüm teferruatını aşağıda bulacaksınız Trans Sibirya turu yapmak isteyen arkadaşlara da umarım faydası dokunur. Trans Sibirya turu en az 2 arkadaşla yapmak lazım, ama 4 arkadaş olmak daha iyi. Çünkü Trenle yolculuk yapılacağından Trende kompartımanlar 4 kişilik olduğu için daha uygun. Zira yanınıza yabancı birinin gelmesi mümkün değil. Trene bindik den sonra kapını kilitle ve içerde istediğin gibi eğlen. Biz kaldığımız her şehirden yiyecek, içecek aldık ve özgürce takıldık.

Biz 4 arkadaş (Ecz. Muzaffer PEKMEZCİ, Albay Fatih MARAN, Dt. Cumhur ESENCAN ve ben Ali MELİKOĞLU ) 12 Haziran saat ( Türkiye saati) 01.00’de Moskova ya uçtuk. Trans Sibirya turu yapan gezginler genellikle Moskova’dan, VLADİVOSTOK’a giderler. Biz aksini yaptık. 13 Haziran akşamı Moskova saati ile saat 22.00’de sekiz saat uçtuktan sonra VLADİVOSTOK a indik.

Hava alanı VLADİVOSTOK’un 60 km uzağında. Hava alanından şehre inmek için isterseniz taksi tutarsınız, isterseniz de şehre inen otobüs var. Taksi fiyatları pahalı geldi. Daha uygun nasıl gidebiliriz dedik. Kaptan araştırma görevini üslendi. Şehre otobüslerin çalıştığını söyledi. Otobüse 60 ruble kendimiz için, 10 ruble de bavul için ödedik. 70 rubleye şehre indik. 4 kişi 280 Ruble, taksi ise 800 ruble idi. Trans Sibirya turunu özel yapacak arkadaşlar için, ön bilgi olarak sunuyorum.
 
VLADİVOSTOK dağınık ama güzel bir şehir. Sokak aralarında çalışmalar var. Tarih 15 Haziran 2011. Pasifik kenarında Sibirya’nın, denize açılış kapısı. Orda bir gece iki gündüz kaldık. Sibirya tur programımızı yaptık. Gezilecek güzel yerleri var. Kalesi artık kalmamış ama üzerinde görmek istenirse eğer müzesi var. İnsanlar sevimli ve sıcakkanlı. En güzel yemeğimizi bu şehirde yedik. Restoran GUTOV garın 50 metre yukarısında, yokuş yukarı çıkarken 4 yol ağzında, solda karşı köşede.
 
GUTOV da yemek;
 
Güzergahımızı belirlediğimiz için Tren biletlerini aldık ve 351 Sefer sayılı trenle 15.06.2011 tarihinde, akşam VLADİVOSTOK’ dan HABAROVSK’a hareket ettik.8 saatlik bir yolculuk tan sora, 16/06/2011 sabah 9 gibi şehre ulaştık. HABAROVSK güzel bir şehir, sokakları tertemiz, insanları çok tatlı ve güzel. İnsanın içi ısınıyor. Ana caddeden AMUR Nehrine kadar yürüdük. Nehir de gemiler çalışıyor ve halk plajlarında güneşleniyor.
 
  
İşte AMUR plajı.
 
AMUR da Biz.
 
HABAROVSK’dan akşam 043 sayılı trenle ULAN UDE’ye 52 saatlik bir yolculuk olacak. Söylemeden geçemeyeyim, Rusya da en güzel pizzayı, HABAROVSK’da ağız tadı ile yedik. İnanın bu pizzayı Rusya’da hiçbir yerde yemedik. 16/06/2011 akşamı 52 saatlik yolculuğumuza başladık. ULAN UDE yolculuğumuz çok güzel geçti. İtiraf edim VLADİVOSTOK’dan trene bindiğimizde korkmuştuk. Ama ikinci tren yolculuğumuzda bu korkuyu attık ve sanki ülkemizde gibi seyahat ettik. Trende 4 kişilik odamızda rahattık. Kapımızı kapattık ve özgürce yeme, içme işlerimizi yaptık. Yol boyu görmeye değerdi. Sibirya yolculuğumuz tam olarak başladı. Doğa alabildiğince güzel, etraf yemyeşil. Tren büyük şehirlerde 20 dakika duruyor ve bizde o molada aşağı inip toprağa basıyor, resim çekiyoruz. Geçtiğimiz güzergâhlar o kadar güzel ki; Doğa insanı mest ediyor. Çok güzel anılarla Ulan UDE’ye doğru yol alıyoruz.
 
 
 
Yol boyu anılarımız, Çektiğimiz resimler.
52 saat sonra Ulan UDE’deyiz.
ULAN UDE’ye hoş geldik. Günlerden 18 Haziran 2011, saat sabahın 10 gibi ULAN UDE’deyiz.
 
ULAN UDE, Sibirya ve Orta Asya’nın başladığı yer. Bilhassa bizim için atlarımızın izi olan, Şamanların (Şamanizm in başladığı) yaşadığı yer. Küçük, şirin bir şehir. Modern binalar yok. Evler tarihle iç, içe. Otel olarak KASPER otelde kaldık. Gara yürüyüş mesafesinde ama elinde bavullarla zor. Burada bir gece iki günümüz geçecek. İlk gün dinleniyoruz ve sabah, uyanıp eski inanışlar köyüne gidiyoruz. Harika bir köy, halkı candan. Çok güzel bir yolculuk oluyor.
 
TARBAGATAY  HARİTADAKİ  İSMİ.
Köyden bir ev.
 
ULAN UDE’ye dönüp Etnografya müzesine giriyoruz. Adam başı 100 ruble. Açık hava müzesi. İnsan içinde huzur buluyor. Doyasıya geziyoruz ve adım, adım tadını çıkartıyoruz. En güzeli de, kulaklarımızı okşayan müzik sesine doğru yol alıyoruz. Allah’ım ne görelim; tam aradığımız Şaman geleneklerini yaşatan bir topluluk. Tanışıyoruz, bizleri bağrına basıyorlar. Bize, MUSTAFA KEMAL ATATÜRK demeleri. Orada TÜRK olduğum için ve ATATÜRK gibi bir öndere sahip olduğumuz için gurur duyuyoruz. Güzel resimler çekiyoruz. Bizi bağırlarından çıkarmıyorlar. Zor da olsa ayrılıyoruz. Orda onlara has bir mantı ikram ediyorlar ve yiyoruz. Güzel bir geziden sonra şehre dönüyoruz.
 
Müzenin ilk girişi.
 
ULAN UDE etnografya müzesi ve müze den bir ev..
 
ULAN UDE’de de sayılı saatler bitiyor ve biz bu şehri de arkamızda bırakarak yolumuza devam ediyoruz. Günlerden 19 Haziran 2011 sıradaki ilimiz İRKUTSK’a doğru 361 sefer sayılı trenle yol alıyoruz. Şimdi 20 Haziran oldu bile. Yine otel arayacağız ve güzel bir duş alıp, şehri dolaşacağız. Burada tarihi evler, Baykal gölü, şamanlarla ilgili anılara devam. İRKUTSK’da ANGARA oteline yerleşiyoruz. Biraz dinlendikten sonra ilk işimiz şehri gezmek ve Baykal gölüne gitmek. İRKUTSK’da 2 gece 3 gün kalıyoruz
 
ANGARA Nehri ve karşı yaka.
 
İlk gün şehri gezip tanıyoruz. İkinci gün Baykal gölündeyiz.
Bizim için İRKUTSK’da en önemli olan şey şaman inanışı ve Baykal gölü. İRKUTSK’dan, ANGARA nehri geçiyor ve Baykal gölüne dökülüyor. Anlatmama gerek yok, Nehir derin ve ulaşıma elverişli. Baykal gölüne doğru gidiyoruz. ANGARA ile Baykal’ın birleştiği yerde, suyun içinde bir taş var ve inanışa göre, Şaman taşı deniyor. ANGARA Nehri bir yandan da YENİSEY Nehrinin kolu. Baykal gölünü, Kuzey denizine bağlıyor.
 
Şaman taşı.
 
Burası gölle nehrin birleştiği yer.
 
 
Baykal’da çok güzel saatler geçiriyoruz. Baykal gölüne özgü olan OMUL balığını, ilk gittiğimiz gün yiyoruz. İkinci gün UST – ORDA ya gidip, öğlen İRKUTSK’a dönüyoruz. Bol vaktimiz var ve ikinci kez Baykal a gidiyoruz. ANGARA nehri ile gölün birleştiği yerde kalıp, bol bol resim çekiyoruz. Orda Pazar kurulan bir yerde şiş yiyoruz.
 
BAYKAL GÖLÜ ile ANGARA NEHRİ’nin birleştiği yerdeki Pazar
 
Artık gitme zamanı, Trenimizin de kalkış saati yaklaştı. BAYKAL’la vedalaşıp İRKUTSK’a dönüyoruz.  Burada yaşadığımız bir olayı anlatmak istiyorum. Baykal gölünde şaman inanışlarını anlatan bir tanıtmalık gördük. Kafamıza takıldı, yaşamak, yerinde görmek istedik. Baykal turizm bizi 3500 rubleye oraya götürebileceğini söyledi. Ama şart da koştu, en az 7 kişilik gurup olmalı imiş. Yedi kişiden az olursa gidemeyeceklerini söylediler. Süre olarak da 3 saat sürdüğünü bildirdiler. Araştırma yaptık ve nereye götürdüklerini öğrendik. İRKUTSK’dan Şaman ayinlerinin yapıldığı yerin daha yakın olduğunu gördük. Araştırdık ve kendi olanaklarımızla biz oraya gitmeye karar verdik. Gidilecek şehir UST – ORDA.  Otobüs terminalinden 80 ruble vererek UST-ORDA’ya ulaşıyoruz. Şehirde Şaman inanış köyünü arıyoruz. Ama orda bir ayrıntıyı kaçırmışız. Bu tur müzeye ve müzede şaman yaşamını bize anlatacakmış. Onu zaman geçtikten sonra anlıyoruz. Müzeyi geziyoruz ve müzede bize şaman evlerini de gösteriyorlar. Müzenin içinde 50 Ruble verip resim çekiyor ve kayıt yapıyoruz. Eğer yolunuz UST-ORDA’daki müzeye düşerse; kayıt defterine ilk Türk olarak bizim adımız gecen yazıyı görürsünüz.
İŞTE BU BİZİM HİKAYEMİZ.
 
İşte bu ateş.
 
Bizdeki  meyve kasası. İşte o kasalardan birini parçalıyorlar ve ateş olarak yakıyorlar. Biz turistler de üzerinden atlıyoruz. Bilmemek ne kadar kötü. Bazen araştırmacı olmak çok güzel. Biz bunu kaptanımız Muzaffer beye borçluyuz. Burada değerli arkadaşlarım adına Kaptanımıza teşekkür ediyorum. Biz sadece orda gülümsüyoruz.
 
 
Bu şehirden ayrılırken ilk defa bir hüzün yaşıyorum. 22.06.2011 akşam saati ve ben çok duygusalım. Tabi değerli arkadaşlarım da.
287 sefer sayılı trene biniyoruz. Bundan sora  12 saatlik KRASNOYARSK yolculuğumuz başlıyor. Yolu yarıladık. Geri dönüp baktığımda hem güzel anılar, hem de yorgunluk hissediyorum. Bu aslında yorgunluk değil, güzel anıların vücudumdaki bıraktığı izler. Geride çok güzel anılar var. Şimdi ise yeni anılara doğru yol alıyoruz.
 
İŞTE KRASNOYARKS
 
Yeni güne merhaba diyoruz.
Yol güzergâhımızın krokisini koyuyorum.
 
 
KRASNOYARKS’da çok güzel anlar yaşıyoruz. YENİSEY nehri kenarında, KRASNOYARKS isminde güzel bir otelde kalıyoruz. Otelimize çok yakın mesafede YENİSEY Nehir kenarında Eski Mısır Medeniyetleri Müzesini gezdik. Bu şehre geldiğinizde ilk önce görmeniz gereken yer diyorum.
 
Burası tren garı.
 
Geçtiğimiz tüm şehirlerde büyük nehirler var. İçinde gemilerle seyahat etme olanağınız var. KRASNOYARSK modern bir şehir ve gezmek güzeldi. ULAN UDE ve İRKUTSK’da aradığımız kımız sütünü bu şehirde bulduk. YENİSEY Nehir kenarında yürüdük, biralarımızı içtik. Burada şunu da eklemeden edemeyeceğim; ANGARA Nehri, Kuzey buz denizine YENİSEY nehri ile birleşerek ulaşıyor. Baykal gölü, LENA ve ANGARA nehirleri sayesinde suyunu açık denizlere iletiyor.
 
KRASNOYARSK’dan gemi ile Kuzey Buz Denizine turlar düzenleniyor. YENİSEY Nehri üzerinde bulunan adacığa güzel bir köprü ile bağlantı kurulmuş. İnsanlar adaya yürüyorlar. Görülmeye değer bence.
 
 
Sokak arası
 
İşte bu güzellikleri bırakarak yolumuza devam ediyoruz. 23 Haziranda  geldiğimiz bu şehirde bir gece kaldıktan sora 24 haziranda menzilimize doğru hareket ediyoruz.
Şimdi sırada NOVOSİBİRSK var.
083 sefer sayılı trenle NOVOSİBİRSK’e hareket ediyoruz.
Bu şehirde metro ağları var. Birde burada eski tren müzesini gezdik. Şehirde dolaşırken bir mezuniyet törenine şahit olduk. Müzik eşliğinde bizde orda eğlendik.
 
Meydanda konser.
 
Tren Müzesi
 
İki gün bir gece geçirdikten sonra 26 Haziran akşamı 067 sefer sayılı trenle EKATERİNBURG a hareket ettik.
Trenle yaptığımız yolculuk boyunca, sizlere kompartımanımızı göstermemiştim. Resmini koyacağım ve siz de yolculuğumuz hakkında yorum yapın.
 
İşte bu bizim hikayemiz. Fatih arkadaşımız resmimizi çekti, sağ olsun.
 
EKATERİNBURG’a 27 sabahı indik. Hemen tren garının karşısında bulunan otele yerleştik. Biraz dinlendikden sonra şehri keşfe çıktık. Burası Ural dağlarının doğu noktası, güzel, modern bir şehir!
 
EKATERİNBURG tren garı ( BOK3AJ ), Ruslar VOKSAL diyor.
 
Çar NİKOLA Bolşevikler tarafından bu şehirde idam edilmişti. Yürüyüş güzergâhımızda Çarın idam edildiği kiliseyi gezdik.
 
Çarın idam edildiği kilise
 
EKATERİNBURG’da Büyük nehir yok. Şehirde güzel parklar var. Göletler yapılmış ve modern bir şehir kurulmuş.
Bir gece kaldıkdan sonra yolculuğumuza 28 haziran akşamı 327 sefer sayılı  trenle Kazan’a hareket ettik.
 
Ural dağları
 
Ural’da geçtiğimiz güzergâhtaki bir köyde gün batımı.
 
29 Haziran sabahı Kazan’da idik. Kazan Tataristan Özerk Cumhuriyetinin başkenti. Görülmeye değer çok yerleri var. Volga nehri başlı, başına görülmesi gerekir. Ben hep Volga nehrini merak etmişimdir. Kremlin sarayı ve bulunduğu bölge! Bir de biz Müslümanlar için önemli olan Kazan Cami. Trenden indikten sonra; O güzel ihtişamı ile İnsana haykırıyor, ben buradayım diye. Kazan’ı Volga nehrinin kolu olan, KAZANKA nehri ortadan ikiye bölüyor. Kremlin den bakınca KAZANKA nehri göl gibi gözüküyor. Rusya uçsuz bucaksız bir ülke! Toprak bol ve doğa çok güzel. Her an bir nehirle karşılaşıyorsunuz. Kazan’da ULİTSA BAUMANA Caddesinde yürüdük genellikle. Kazan’a yolu düşen her insan bu caddeyi görmeden gitmez. Burada yürürken Türkiye’den gelmiş, emekli bir hâkim beyle tanıştık. Aslında güzel bir anı oldu. Hâkim arkadaş Rusya gezisine çıkmış. O da Kazan’dan sora doğuya doğru gidecekti. İki saat beraber kaldıktan sonra bizim uçak saatimiz geldiği için arkadaşla vedalaştık.
 
Kazan tren garı.
 
Kazan Cami
 
Volga
 
Volga Plajı
 
Kazan’da bir gece kaldıktan sonra 30 Haziran akşam saat 19.00 uçağı ile Moskova’ya uçtuk. Moskova’dan da akşam 23.00 uçağı ile İstanbul’a döndük. 01 Temmuz 2011 sabahı 02.00 de güzel ülkemize ayak bastık. Moskova ile İstanbul arasında 1 saatlik zaman farkı var. Örneğin İstanbul’da saat 01.00 iken, Moskova da 02.00
Güzel bir seyahat oldu.
 
Kazan Tren yolu ve biz 4 arkadaş.
 
Arkamızda bu güzel anıları bırakarak ülkemize dönüyoruz. Burada şunu da söylemeden duramayacağım; Kazan’dan hava alanına taksi ile 500 Ruble’ye gittik. Taksiciler turiste kazık fiyat söylüyorlar. Biz pazarlık ederek bu fiyatı aldık.
Bir daha görüşmek üzere Rusya’ya veda ediyoruz.
 
BU SEYAHAT BİZE ADAM BAŞI 2500 DOLARA  MAL OLDU. J)) İYİ TATİLLER  ARKADAŞLAR.
 
Diş Tbp. Ali MELİKOĞLU
melikhan28@hotmail.com

 



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat