Bugüne kadar yazılarımızda küreselleşme ve sermayenin yayılma isteğinin ülkemiz ve mesleğimizde yaşattığı olumsuzlukları işlemeye çalıştık
Bugün sorunlara eczacının sınıfsal analizini yaparak başka bir bakış açısı ile bakalım .
Bizim gibi toplumlarda ekonomik yapılanmaya bağlı olarak tabakalar oluşur.Kentlerde burjuva (kentli zengin),küçük burjuva,emekçiler,kırsalda ağa ,bey, maraba..v.s
Eczacıların da dahil olduğu küçük burjuva sınıfında serbest meslek erbapları,tüccarlar ve üst gelir gurubundaki memurlar yer alır.Bu guruplar sınıfsal olarak iki özellik taşır;
1-Sınırlı mülkiyete sahiptir
2-Kapitalist sömürüden dolaylı şekilde yararlanır.
Küçük burjuvanın hedefinde burjuva olmak,rahata kavuşmak vardır.Bu özellik bu guruplarda bireysellik,bencillik ve çıkarcılığı ön plana çıkarmıştır.Genel bilgilendirmeden sonra eczacılarımıza gelelim.
Eczacılar kapitalistin ürettiği ürünü paraya çevirdiğinden (artı değerin paraya dönüşmesi) kardan payını almış,vasıflı bir emek sunması itibarı ile yakın zamana kadar ortalama emekten daha yüksek kazanç elde etmiş menkul ve gayri menkuller edinmiştir.Bunun sonucunda gerçek gelirlerinin yanı sıra diğer gelirlerinin katkısı ile bu yapıya uygun yaşam standartı ve alışkanlıkları geliştirmiştir.
Bu statüye ulaşma gayreti bünyede muvazaa,ilaçta uygunsuz satış,ilaç yolsuzlukları,katılım payı almama ..v.s olumsuzlukları doğurmuştur.Bunun yanı sıra birebir çıkarının zedelenmemesi haricinde eczacı toplumsal gelişmelere sınıfsal olarak duyarsızlaşmış iyice bencilleşmiştir.Kanuni zorunluluk olmasa mesleki örgütlenmenin (dayanışmanın) olmayacağı bu yapı bünyesine uygun örgüt ve üst örgütünü oluşturmuştur.Meslek odası genel kurullarının 100-150 kişiyle (% 10-15 katılım) yapılması bunun kanıtıdır.Buralara seçilenler (aday olanlar) statüleri gereği burayı atlama basamağı olarak görmüş,ılımlı politikalar üretmişlerdir.Kaygıları farklı olanlar zorunlu olmasa bu seçimlerde oy kullanmayı bile eziyet olarak algılamıştır.Ben sen bizim oğlan döngüsüyle seçimler ve seçilenler olgusu sürmüştür.
Eczacının kepenk kapatma ve büyük miting eylemlerinde geçmişteki kazançlarını ( =haklarını) koruyabilmek çabası vardır.Bu zafiyeti bilen yöneticiler son eylemde meslektaşlarını seçim amaçları için kullanmışlardır.Son eylemde 8000 eczane batacak söyleminin sonucunu kamuoyu ve taraflar beklemektedir.Eylem öncesine göre hiçbir kazanımın olmadığı hatta kayıplar sürmesine rağmen 8000 eczacının niye batmadığı birilerinin merak ve ilgisini çekerken eylemdeki samimiyet sorgulanmaktadır.Sınıfsal analizden bihaber yöneticilere bu 8000 eczanenin hiçbir zaman batmayacağını kısaca şöyle özetleyebilirim.Beyler bu eczaneler ne kadar sıkıntıda olursa olsun burjuva özlemindeki dar gelirlilerin umutlarıdır.Geçmişteki tüm birikimlerini zarar etmek pahasına bu uğurda harcayacak bu umutlarını yaşatan gurur kalelerini zorda olsa ayakta tutacaktır.Sizin siyasi demeçleriniz olsa olsa kurumsal güvenilirliğinizi zedeleyecektir.Bu hastalık tüm küçük burjuva örgütlerinin hastalığıdır.
2001 krizi ile Dünya Bankasından transfer politikacımız ‘neoliberal ekonomik model tanımıyla süsleyerek üretim gücünü ve yeteneğini ,ulusal değerleri yok edecek velhasıl ülkeyi uluslar arası sermayeye teslim edecek politikaları uygulamaya soktuğunda kitle örgütleri meslek kuruluşları burjuva olma özlemiyle uygulamaları alkışlamış,desteklemiş hatta içinde yer almak istemiştir.
Aslında sadece o kısa arada (28 şubat-5 haziran 2001) adı ‘istikrar tedbirleri ‘olan uygulamayla akaryakıta beş kez zam yapılmış (% 70),konut ve araba faizleri % 90 lara çıkarılmış ve küçük burjuva dediğimiz sınıf % 50-70 arası gelir kaybına uğramış yani kamulaştırılmıştır.Tüketim mal ve hizmetlerine yapılan zamlar olayın ilk halkası olmuş yine 2001 yılında Vergi Kimlik Numarası başlatılmış,buna uygun Vergi Mevzuatı değişiklikleri ile küçük burjuvanın her türlü kazancı kontrol altına alınmıştır.Bunu yapanlar küçük burjuvanın İSVİÇRE Bankalarına aktaracak büyüklükte paralarının ve yeteneklerinin olmadığını çok iyi biliyorlardı.
Kurbağa deneyini hatırlatmak istiyorum.Kurbağa kaynar suya atılınca sıçrayarak kurtulurmuş.Ancak soğuk suya konup su yavaş yavaş ısıtılırsa haşlanarak ölürmüş.Yapılanlar bu plana göre uygulanmaktadır.
Buraya kadar olanları özetledik. Olacaklara gelince;
Kapitalizmin acımasız yasaları işlemeye devam ettikçe küçük burjuvanın kazançları azaltılacak,önceden edindikleri menkul gayri menkuller birer birer yok olacaktır.Süregelen alışkanlıkları ve oluşan dünyaya bakışları süreci görmelerini engelliyecektir. Mülksüzleştirilerek emek işçisi olma sürecindeki farkına varış ise maalesef onları kurtarmayacaktır.Sermaye sonuçta küçük burjuvayı zincirin emekçileri yapma çalışmalarını devam ettirecektir.Saygılarımla.
Önemli olarak TOPLUMSAL DUYARLILIĞI sınıf bilincinin üstüne çıkmış arkadaşlarımı bu eleştiriden ayırmak zorundayım.Bu yazıyı bile sadece bu arkadaşların okuyacağını düşünüyorum.Bahsedilen endişeleri diğer arkadaşlarımız hissetmeden gündelik yaşamlarına devam edecek…Süreç eczacıya yapılanmasını dayatıncaya kadar zamanımız var.