İmplant uygulamaları, fonksiyon, estetik ve anatomik açıdan doğal dişin en önemli alternatifi olarak görülmeye devam ediyor. İmplantoloji alanındaki en son yeniliklerden biri olan ‘Flapless Surgery’ yani ‘dikişsiz implant’ uygulamasıyla işlem çok kısa sürede tamamlanıyor ve gündelik yaşama dönmek kolaylaşıyor.
Diş etlerinin altındaki çene kemiğine cerrahi yöntemlerle yerleştirilen titanyum materyallere implant deniyor ve protez dişler de bu implantların üzerine yerleştiriliyor. İmplantlar çene kemiğine kaynadığı için protez dişlere sabit destek sağlıyor, bu nedenle de doğal dişin en önemli alternatifi olarak görülüyor. Haliyle, son zamanlarda insanların diş hekimine başvurmalarına neden olan uygulamaların başında implant geliyor. Çünkü ağız ve diş sağlığı konusunda günümüzde en çok ihtiyaç duyulan konuların başında diş eksikliği geliyor. İnsanlar tüm tedavi seçeneklerine rağmen hala diş kaybetmeye devam ediyor. Bununla birlikte yeni dişlerin estetik, kullanımı kolay ve de mümkün olduğunca doğal olmaları isteniyor. Bu durumda da karşımıza en mantıklı seçenek olarak implant uygulamaları çıkıyor. Her geçen gün yeni gelişmelerin yaşandığı implantoloji alanındaki en son yeniliklerden bir tanesi de ‘Flapless Surgery’ olarak adlandırılan dikişsiz implant tekniği. Özellikle hasta açısından çok büyük avantaj sağlayan bu yöntem sayesinde çok kısa sürede gündelik yaşantıya dönmek mümkün olabiliyor. Bu yöntemin avantajları sayesinde çalışanlar, öğle tatilinde bile implant yaptırabiliyor.
Sonuçlardan mutlu olmakla birlikte insanların en fazla korktukları nokta cerrahi oluyor. Cerrahi sürecini nasıl az hasarla atlatabileceği, gündelik yaşantısına ne kadar sürede dönebileceği hastalarımızın en çok sorduğu sorular... Diş hekimliğinde cerrahi son derece güvenli bir işlem. Son zamanlarda implantın güvenilirliği arttıkça da işlemlerde minimal invazif kullanılmaya başlandı. Bu işlemlerin başında da dikişsiz implant geliyor.
Normalde rutin olarak implant yaparken diş eti açılarak implant yerleştiriliyor ve dikiş atılarak bölge kapatılıyor. Diş etinin açılması da işlem sonrasında kanama, ağrı, şişlik oluşmasına neden olabiliyor. Ancak, kemiği çok iyi gördüyseniz, kemik miktarı yeterliyse diş etini açmaya gerek kalmayabiliyor. Bunu tespit etmek için hastanın önceden ağız içi muayenesi ve hatta bazen üç boyutlu tomografisi gerekebiliyor. Bunların sonucunda o bölge dikişsiz implanta uygunsa, uygun boy ve çapta implant seçilerek diş eti dahi açılmadan ve dikiş atılmadan tek seansta implant yapılıyor. Diş eti kaldırılmadığı için de kanama, ağrı ve şişlik çok daha az oluyor. Hasta implantı yaptırdıktan sonra sosyal hayatına çok kısa sürede dönebiliyor.
Herkese uygulanabiliyor mu?
İmplant sistemleri, ihtiyaç duyan ve ağzındaki o bölgede yeterli kemik olan herkese uygulanabiliyor. Ancak başlamadan önce mutlaka hastanın kalp ya da şeker hastalığı gibi sistemik problemlerinin araştırılması gerekiyor. Kızların 16-17, erkeklerin ise 17-18 yaşın üstünde olması gerekiyor. Bunun dışında erişkinler için herhangi bir üst yaş sınırı bulunmuyor. Uygulamanın başarıyla sonuçlanabilmesi için, gerekli teknolojik altyapı ve bu konuda tecrübeli bir ekibe ihtiyaç var.
Uygulanamayacak hasta grubu var mı?
Eğer kemik miktarından şüphemiz varsa, o zaman dikişsiz yöntemi tercih etmeyebiliyoruz. İmplantın tamamen kemik içinde kalması gerekiyor. Kemik yapısını ince gördüğümüz kişilerde daha çok dikişli implantı tercih ediyoruz. Elbette dikişsiz olması her zaman hasta açısından avantaj sağlıyor. İyileşme süreci çok daha hızlı oluyor. Ancak dikişli yöntemin de dikişsiz kadar güvenli olduğunu söylemekte yarar var.
Aynı anda birkaç implant yapılabiliyor mu?
Elbette bu da mümkün. Genelde uzun bir dişsiz boşluk varsa çoğunlukla aynı anda yapmaya özen gösteriyoruz.
İmplant yapıldıktan sonra herhangi bir sorun ortaya çıkıyor mu?
Aslında her cerrahi işlemde olduğu gibi implant sonrasında da bazı sorunlar ortaya çıkabiliyor. Bunların başında da enfeksiyon geliyor. Enfeksiyondan kaçınmak için, gerekli ilaç tedavisi ve ağız bakımı hastalarımıza anlatılıyor ve sıklıkla kontrole çağrılıyorlar. Özellikle ilk dönemde sağlıklı bir iyileşme olursa ilerleyen dönemde başka bir sorunla karşılaşmıyoruz.
İşlem sonrası ağrı hissediliyor mu?
İşlemin hemen öncesinde hastaya ağrı kesici veriliyor. Böylece hastanın işlem sonrasında da ağrı riski çok daha düşük oluyor. Bunun yanında bir ya da iki implant gibi minimal işlemler o kadar konforlu bir hal aldı ki öğlen arasında dahi insanlar bu tedavi için başvuruyor. İşlem sonrasında ilk gün dışında, ağrı kesici ihtiyacı çoğunlukla olmuyor.
En çok korktuğumuz şey sigara kullanımı. Aşırı sigara kullanımı olan ve ağız bakımı iyi olmayan hastalarda bazen implant yapmamayı bile tercih edebiliyoruz. Ağız yapısında sorunlarla karşılaşılan hastalarda da ağız bakımını düzeltip sigara kullanımını azalttıktan sonra uygulama yapmayı tercih ediyoruz. Tabii bu durum, çok yoğun sigara kullananlar için geçerli. Ayrıca bazı sistemik hastalıkları olan ve kan sulandırıcı kullanan hastalar risk grubunda olduğu için bunlara özellikle dikkat ediyoruz.
Gençlik döneminde yapılan implant, yaşlılık döneminde ağızda yapılacak farklı işlemleri engelleyebiliyor mu? Ya da yapısı zaman içinde bozuluyor mu?
İmplantın kendisinde deformasyon yaşanmıyor. Kemiğin içinde olan bu bölümde kırılma ya da aşınma olmuyor. Ana gövdesinde değil ama üst yapı parçalarında bazen değişim gerekebiliyor, ki bunlar da kolaylıkla değiştirilebiliyor.