Anne sütü doğanın sunduğu en güzel mucizelerden biri. Öyle ki bebek, doğduktan sonra altı ay boyunca hiçbir besine ihtiyaç duymadan anne sütü ile beslenerek, büyüyüp gelişebiliyor. Hastalıklardan koruma adına da son derece önemli olan emzirmenin anneye de çok önemli faydaları olduğu biliniyor.
Sağlıklı bir bebek dünyaya getirdikten sonra ebeveynlerin belki de en fazla üzerinde durdukları konuların başında beslenme geliyor. Pek çok sivil toplum kuruluşu ve Sağlık Bakanlığı da düzenli olarak anne sütünün önemine ilişkin bilgilendirme ve farkındalık çalışmalarını sürdürüyor. Bu doğrultuda ‘Bebek Dostu Hastane’ kavramı da gelişti. Birçok özel ve devlete ait sağlık kurumlarında anne sütünün önemi anlatılırken, bu konuda eğitimler veriliyor.
Anne sütü ile beslenmenin çocuğa sağladığı yarar nedir?
Anne sütü, bebek için en doğal ve ideal besin. Sadece anne sütü alan bir bebek, D vitamini hariç tüm besin ihtiyacını karşılıyor. Anne sütü, hem bebeklik döneminde hem de daha sonraki hayatı boyunca hastalıklara karşı koruyucudur. Doğumdan sonra gelen sarı süt (kolostrum), taşıdığı antikor ve bileşimiyle bebeği hastalıklara karşı koruyor, bağışıklık sisteminin gelişmesini kolaylaştırıyor. Örneğin ishal, zatürre, orta kulak iltihabı, alerjik hastalıklar görülme riskini azaltıyor. Anne sütü ile beslenen bebeklerde, ileri yaşlarda gelişebilecek şeker hastalığı, astım, alerjik hastalıklar, obezite, koroner kalp hastalıkları gibi kronik hastalıkların oluşma riskinin daha az olduğu görülüyor. Anne sütü bebeğin ruhsal, bedensel ve zeka gelişimine yardımcı oluyor. Bu süt, her zaman hazır, temiz ve uygun ısıda. Aynı zamanda sindirimi de çok kolay. Ayrıca biliyoruz ki, anne sütü alan bebeklerde pişik, karın ağrısı ve kabızlık daha az görülüyor. Tüm organ ve sistemlerin büyümesini düzenleyen büyüme faktörleri içeriyor. Emzirme, bebeğin diş ve çene sağlığı için de yararlı. Aynı zamanda anne ile bebek arasındaki psikolojik bağı da kuvvetlendiriyor ve bebeği sakinleştiriyor. Tüm bu özellikler bir araya geldiğinde ortaya mucizevi bir besin çıkıyor.
Emzirmenin Anneye Yararları
• Rahmin daha kısa sürede toparlanmasını sağlar.
• Erken emzirmeyle doğum sonrası kanamalar çabuk kesilir.
• Memelerde şişme, iltihaplanma olmaz; anne lohusalık dönemini rahat geçirir.
• Emziren annelerde meme ve rahim kanserine yakalanma riski daha azdır.
• Menopoz sonrası kalça kemiği kırığı riskini azaltır.
• Hamilelik döneminde oluşan fazla kilolar daha kolay verilir.
Anne sütü ne zamana kadar verilmeli?
İlk altı ay boyunca bebeğe sadece anne sütü verilmeli. Bebek yeterli anne sütü alabildiği sürece, su dahil başka hiçbir yiyecek ve içeceğe ihtiyacı yok. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve UNICEF, emzirmeye altı aydan sonra uygun ek gıdalarla iki yaşa kadar devam edilmesini öneriyor.
Annenin sütünün bebek için yeterli olduğu nasıl anlaşılıyor?
Eğer bebek, yeterli kilo alıyorsa, günde 6-8 kez idrar yapıyorsa, günde iki veya daha fazla hardal sarısı, cıvık ve pürtüklü kaka yapıyorsa, emdikten ve gazını çıkardıktan sonra sakinleşip 1-2 saat uyuyorsa, emerken yutma sesi geliyorsa ve emzirirken diğer memeden de süt geliyorsa bebeğiniz yeterli miktarda besleniyor demektir.
Memedeki sütün sağılması gerekir mi?
Süt sağmak zorunluluk değil. Ancak bazı gereklilikler durumunda göğüslerin boşaltılması gerekebiliyor. Örneğin, annenin göğüsleri şişse ve bu durum ona rahatsızlık veriyorsa anneyi rahatlatmak için süt sağması önerilebiliyor. Bunun yanında, bebekten ayrı kalınması gerekiyorsa ya da anne çalışıyorsa ve işe başlamışsa süt sağmak bir zorunluluk olabiliyor.
Anne sütünü saklarken dikkat edilmesi gereken kurallar var mı?
Elbette, sağılan anne sütünün aynı özelliklerini koruyabilmesi için saklama ve koruma koşullarının çok iyi oluşturulması gerekiyor. Saklama kabı olarak, özel süt saklama poşetleri kullanılmalı. Saklama kaplarının sütün bazı içeriğini değiştirdiği biliniyor, bu nedenle en az etkileyen madde olan ‘sert polypropylen’den üretilmiş biberon veya saklama kaplar kullanılmalı. Sağma işlemi de saklanacak kaba yapılmalı. Eğer süt iki gün içinde tüketilmeyecekse de mutlaka derin dondurucuya konmalı. Süt bebeğin ağzına değdiyse o sütün saklanmaması gerektiği de unutulmamalı.
Dondurulan Sütlerin Kullanıma Hazırlanması
1 Tarihi en eski ve süresi dolmamış sütü bir gece önceden buzdolabının normal bölmesine koyabilirsiniz. 24 saat bu alt bölümde kalabilir.
2 Sütü ılık su içinde eritirseniz ve hemen içiremezseniz dolapta dört saat bekleyebilir.
3 Eritme işleminde kullanılan suyun sıcaklığı ılık olmalı. Eğer sıcak olursa sütün içindeki bazı enzimlerin yıkılmasını sağlar. Bu nedenle akan ılık su içinde veya ılık suda benmari usulü yani suyu kaba koyup saklama kabını içine koyarak bekletmek gerekiyor.
4 Sütü hiçbir zaman mikrodalgada ısıtmayın. Hem proteinler ve vitaminler azalır hem de ısınma dengesiz olur ve bebeğinizin ağzını yakabilir.
5 Saklama kabını ılık suyun içine ağzına kadar batırmadan tutun.
6 Ilıma sırasında sütü hafifçe çalkalayın.
7 Eritilen sütü tekrar dondurmayın. Bu kural tüm gıdalar için geçerli...
8 Beslenme sonrası kalan sütü atın.
9 Bekletilmiş veya dondurulup ılıtılmış sütün, kokusu ve yağ içeriği değişebiliyor. Bu nedenle bazı bebekler sütü baştan reddedebilir. Zamanla alışacaklarını unutmayın.
10 Anne sütünü asla kaynatmayın.
En çok merak edilen konulardan biri de sütün ne kadar süreyle saklanabileceği...
Sağılan süt, oda ısısı 25 derece altında olmak şartıyla ve kabın ağzı kapalı şekilde en fazla 6-8 saat sağlıklı kalabiliyor. Dondurucudan indirilmiş, kendi erimiş, ısıtılmamış ağzı kapalı süt, dört saat bekleyebiliyor. Temiz sağılan süt buzdolabının içinde 48 saat bozulmadan saklanabiliyor. Süt, iki gün içinde içilmeyecekse sağılma işlemi sonrası hemen derin dondurucuya koymak gerekiyor. Uygun sağılmış süt, buzdolabının soğuk olan arka ve üst kısımlarına konarak, +4 derecede, 3-5 gün kalabilirse de, en ideali iki günden fazla bekleyecek sütü derin dondurucuya yerleştirmek. Sağılmış anne sütünün saklanması planlanmışsa çok temiz bir şekilde sağıldıktan sonra, hiç bekletilmeden dondurucuya koymak en doğrusu. Dondurucudaki bekleme süresi soğukluğuna göre değişiyor.
Emziren annelerin özellikle beslenmeleri konusunda nelere dikkat etmeleri gerekiyor?
Öncelikle unutulmamalıdır ki, bebeğin iyi beslenmesi için annenin de sağlıklı beslenmesi gerekiyor. Yeterli ve dengeli beslenme kurallarına uyulmalı ve temel besin öğeleri mutlaka alınmalı. Her gün en az 3 litre sıvı (su, komposto, bitki çayları, ılık süt, ayran, evde yapılmış meyve suyundan alınabilir) içilmeli. Ayrıca günde 1 öğün et, 2 öğün meyve, 2 öğün sebze, 1 kase yoğurt mutlaka yenmeli. Yumurta, beyaz peynir, zeytin de tüketilmesi gereken önemli gıdalar.
Bu dönemde annelerin uzak durması gereken besinler var mı?
Annenin yediği her şey süt yoluyla bebeğe de geçiyor. Bu nedenle annenin beslenmesinde seçimleri çok önemli. Kesinlikle, çay, kahve, sigaradan uzak durmak gerekiyor. Bununla birlikte, acılı, ekşi, biberli, baharatlı gıdalar, turşu gibi yiyecekler mümkün olduğunca az tüketilmeli. Kurufasulye, nohut, barbunya, bulgur gibi bakliyatlar da gaz yapacağı için tercih edilmemeli. Kola, gazoz gibi gazlı içecekler, hazır meyve sularından da uzak durmak gerekiyor.
Ek gıdalar ne zaman ve nasıl verilmeli?
Ek gıdalar, çocuğun ayına uygun büyüme ve gelişme sürecini destekleyen gıdalardır. Aynı zamanda çocuğunuzun değişik tatlarla tanışmasını ve sonraki aylarda kolay yeme alışkanlığı kazanmasını sağlar. Besleyici değeri yüksek ama alerji yapma niteliği az olan besinlerdir.
Ek gıdalara geçerken nelere dikkat edilmeli?
Sadece anne sütü ile beslenen bebeklerde altıncı aydan sonra ek gıdalara başlanması gerekiyor. Bu dönemde başlanacak ek gıdalar anne sütünün tamamlayıcısı özelliğinde olduğundan, mümkünse aynı anda anne sütüne de devam etmek gerekiyor. Altı aydan sonra bebek farklı tatlara ve kıvamlara alıştırılmalı. Meyve suyu, meyve püresi, sebze çorbası veya püresi, muhallebi, yoğurt, peynir, reçel, bisküvi, ekmek, yumurta, ilk etapta tercih edilmesi gereken gıdalar. Ek gıdalara başlamada gecikme yaşanmaması gerekiyor. Aksi halde daha sonra çocuk katı gıdaya geçişte zorlanabiliyor.
Yemek yedirmeye çalışırken çocuğa nasıl yaklaşılmalı?
Çocukların yanında sürekli yemediğinden yakınmak onları fazla yemek yemeye zorlamak, acıkmadan zorla yedirmek, burnunu sıkarak ağzına tıkmak, ağlatarak beslemek yemekten nefret etmesine neden oluyor. Çocuk bir süre sonra en sevdiği besinleri bile reddeder hale gelebiliyor. Çocuğun çok kilo alması, sağlıklı olduğu anlamına gelmiyor. Önemli olan dengeli beslenebilmek.
Su ve İnek Sütü
18 ayın sonuna kadar kaynatılmış su vermek gerekiyor. İlk 12 ayda baldan uzak durmak şart. İnek sütü ise, özellikle ilk altı ay; anne sütü, hazır mama gibi seçenekler varsa kullanılmamalı. İnek sütüne erken başlanması bazı bebeklerde bağırsakta kanama, kronik ishal ve kansızlık yapabiliyor. Ailenin maddi durumu formül mama alamayacak düzeyde ise ve anne sütü çok yetersizse inek sütü 1-4 ay arası iki hacim süte bir hacim su eklenerek ve dördüncü aydan sonra sulandırılmadan kullanılabilir. İnek sütünün yoğurt veya muhallebi olarak verilmesi daha uygun. Çocuk ek gıda olarak inek sütü alıyorsa miktar günde 500 cc.’yi (2 su bardağını) geçmemeli. Bu öneri okul çağı çocukları için de geçerli.
Ek Gıdalara Başlarken Dikkat Edilmesi Gerekenler
• Ek besinlere, fincan veya kaşıkla başlayın, miktarı zamanla arttırın.
• Yeni besinleri bebek açken, öğle öğününde deneyin. Yeni besinlerin hepsine aynı haftada başlamayın.
• Yiyeceklerin alerji yapıp yapmadığına dikkat edin. Alerji durumunda; şüphelendiğiniz bir gıda varsa bir süre bu gıdayı vermeyip, belirtilerin geçip geçmediğini kontrol etmelisiniz.
• Bebeğe hiçbir zaman, reçele veya şekere batırılmış emzik vermeyin. Tüm yiyeceklerin temiz, taze ve iyi pişmiş olmasına özelikle dikkat edin.
• Unutmayın, bebeklerin tat alma duyuları oldukça gelişmiştir. Bu nedenle hazırlanan gıdaları önce tadın.
• Bir yaşına kadar tuz kullanmayın.
• Besleyici değerini yükseltmek amacıyla birbiriyle uyumsuz besinleri bir arada vermeyin. Özellikle kahvaltıda yumurta, reçel, peyniri ezerek karıştırıp vermek yerine tek tek vermeye çalışın.