Tarikat ile cemaat rejimi?..

        Değişim doğanın doğal yasasıdır..

        Döneklik bir ayrı numaradır..

        Fırıldaklık döneklikten de beterdir..

        Değişim iyiye ya da kötüye, bir başka deyişle olumlu veya olumsuza doğru olabilir...

        Softalığa doğru sürüklenen kişinin gözü bir süre sonra açılabilir, rotasını akıl fikir pusulasına göre ayarlayabilir.

        İslamcı tayfası Hürriyet’te yazan Ahmet Hakan için ne diyor:

-         Değişti!..

Soru:

Hakan’ın değişimi olumlu mu?..

Olumsuz mu?..

*

 

Ahmet Hakan değiştiğini “bizzat” açıklıyor, özeleştiri sayılacak

yazılara imza atıyor...

        Geçen gün ne diyordu:

        “Bir zamanlar, yani bendeniz kendimi ‘İslamcı kamp’ içinde mütalaa ederken...

        Gitmediğim tarikat, cemaat ve grup kalmamıştı.

        Hatta...

        Gençlik günlerimde olayı hayli abartmıştım da...

        Şöyle ki:

        Bir ay ‘Büyük Doğu’cu olmuş, Necip Fazıl şiirlerine takılmıştım... Sonra bundan sıkılmış, kendimi ‘şakirtlerin dünyası’na atıp ‘Nur talebesi’ olmuştum. Bu talebeliğe de en fazla bir hafta dayanıp, ‘Mealciler’ denilen aykırı bir gruba intisap etmiştim. Yine hayal kırıklığı! Ve bu kez hop ‘Gruplar üstü entellektüel’ ayakları...

        Sonra ‘Sosyalist İslamcı’ diye özetleyebileceğim macera dolu ve dikkat çekici bir arayış... (31 Mayıs 2007, Hürriyet)

*

 

        Ahmet Hakan bir gün önceki köşesinde de şu ilginç bilgileri vermişti:

        “Hangi cemaat hangi takımı destekliyor?..”

        “İsmailağa:

        Tartışmasız Beşiktaş taraftarıdırlar. ‘Futbol harama yakın mekruhtur’ fetvasına rağmen gizliden gizliye Beşiktaş maçlarını takip ederler.

        Cerrahiler:

        Gül babanın etkisiyle Galatasaray’a yakındırlar. Sarı kırmızı güllerle ‘Cimbom’ aşkına sema yaparlar.

        Haydar Baş Grubu:

        Memleket takımı olarak Trabzonspor’u seçmişlerdir.

        İskenderpaşa:

        Ağırlık Fenerbahçe’dedir, ama, ihvan arasında gizli Galatasaraylılar da vardır.

        Fetullah Gülen Cemaati:

        Her cemaat üyesinin gönlünde yatan bir takım olsa da konuya karşı ‘Milli Takım’ yanıtını vererek diplomasi yaparlar.”

        Ahmet Hakan, yazısında, Radikaller’in, Med-Zehra Grubu’nun, Erenköy Cemaati’nin de hangi takımları tuttuğuna ilişkin alaylı kalaylı dökümünü sürdürüyor.

*

 

        Öyle görünüyor ki Türkiye bugün tarikatlar ve cemaatler örgütlenmesinde parsellenmiş, çağa ters düşmüş, garip bir topluma dönüşmüş bulunuyor. O örgütler dünyasının içinde yetişmiş birinin kalemiyle bu coğrafyanın taslağı yazıya dökülüyor.

        Siyasada dincilik bu haritanın ürünüdür!...

*

 

        Hazreti Muhammet döneminde ne tarikat vardı..

        Ne de Cemaat..

        Bu gibi marifetler sonradan icat olundu..

        Türkiye’de çok partili rejimden sonra oluşan inanç piyasasında dönen kayıt dışı paranın haddi hesabı yok...

        Çünkü tarikat da cemaat de eninde sonunda ekonomik çıkar örgütüdür...

        Peki, demokrasi ve seçim deyince neler oluyor?..

        Tarikatın ya da cemaatin müridi özgür iradesiyle siyasal-ekonomik konumuna ve fikrine göre mi sandığa oy atacak?..

        Yoksa mürit, şeyhinin iradesine göre mi oy verecek?..

İlhan SELÇUK – Cumhuriyet 02 Haziran 2007

***

 

Sayın İlhan SELÇUK’un Cumhuriyet’te yayınlanan günümüzü okuyan bu anlamlı ve önemli yazısını aktardıktan sonra; bizimde gündemimizde olan, işimizi, yaşamımızı çok yakından ilgilendiren “Değişim, Döneklik, Fırıldaklık” kavramları üzerine, yeni tercihlerinize uygun bir dille;

“Yolundan ve sözünden dönerek haram ile hergün mekruh olan birisinin eczacılık camiasına vaaz vermesi caiz midir, caiz değilmidir?”  gibi bir soruyu aklımızdan geçirebilirmiyiz...



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat