Bugünlerde terör’le yatıp terör’le kalkıyoruz.
Silah sesleri, bombalar hemen yanı başımızda patlıyor. Gazetelerdeki yazılı haberler, görsel medyadaki görüntüler içimizi derinden acıtıyor. Bir aile ferdimizi evden uğurlarken ya da biz evden çıkarken içimizi bir tedirginlik kaplıyor çoğu zaman.
Kaynaklar terör’ün amacını "kitleleri yıldırmak, gözünü korkutmak için yaratılan korku, bu nedenle dehşet öğesini kullanmak, cana ve mala zarar vermek" olarak nitelemektedir.
Türkçe’ye Fransızca "terreur" sözcüğünden geçmiş olan terör sözcüğü Latince kökenlidir. Latince sözcüğün anlamı "korkudan titreme" veya "titremeye sebep olma"dır.
Terör sadece ateşli silahlarla mı yaratılıyor?
Eczanelerimizde mesleğimizin gerekliliğini yapmaya çalışırken yaşadıklarımızı nasıl tanımlayabiliriz? Yaşadıklarımıza ne ad verebiliriz?
Bakanlık eli ile yapılan fiyat düşüşleri ya da kurum iskontolarındaki artış nedeni ile yaşadığımız raf zararları, bu zararların "torba yasa" hükümleri ile sanki nakit satış yapılmış gibi zorla faturalandırılarak ayrıca KDV ve gelir vergisi ödettirilmemiz, altı senedir çalıştırılmayan reçete provizyon sistemi (medula) uygulaması, devamlı değişen ve kurum kontrolörlerince bile farklı yorumlanan ilaç karşılama kuralları nedeni ile hasta ve hasta yakınları ile girmek zorunda kaldığımız gereksiz polemikler, ödemelerdeki kesintiler, zorla yaptırılan "muayene ücreti" tahsilatçılığı vs., vs., ...
Bunların yanı sıra devamlı meclisin gündemine getirilmek istenen (belki de kanun hükmünde kararname ile halledecekleri) yeni eczacılık ve ilaç kurumu yasaları, bazı ilaçların reklamı yapılarak marketlerde sattırılması düşünceleri, ...
Tüm bunlar üzerimizde bir yıldırma, korku, güvensizlik yaratma, mala zarar verme unsurları değil mi?
Hatta içine düştüğü ekonomik kriz ve bunalım sonucu canına kıyan meslektaşlarımız olmadı mı?
Yaşadıklarımız terörün tanım ve amaçlarına nerede ise bire bir uyuyor.
Tüm bunlara karşı koymanın yegane basit yolu örgütlü birliktelik, ortak akılla mücadele kararlılığı.
Eczacı Odalarımızın seçimleri nerede ise tamamlandı. Kimi Odalarımızda yeni meslektaşlarımız yer alırken, kimi Odalarımızda önceki yönetimler aynen devam ediyor.
Dilerim ki, yeni seçilen yönetici meslektaşlarımız (önceki yönetimlerden devam edenler de) şapkalarını önlerine koyup asli görevlerini yerine getirme konusunda mantıklarını ön plana çıkararak kararlar alırlar.
Yok eğer bu seçimleri de TEB’nin oluşumunda kullanılacak ayak oyunlarına vesile olarak göreceklerse önümüzdeki iki yıl da hak kayıpları ile geçecektir ki...
Bu da iki kelime ile ifade edilir;
Yardım ve yataklık!
İLETİŞİM
e.ciftci@eczacininsesi.com
Tel : 0212 5474746