Televizyon kanallarında diziler salgını var. Hangi kanalın tuşuna bassan bir dizi. Hatta bazı kanallar neredeyse dizilerle açılıp, dizilerle kapanıyor.

Yaşamlar, dizilerin konusu ve karakterleri doğrultusunda şekillenmeye başladı. Karakter mutluysa biz de mutluyuz. Yok, karakter mutsuzsa... umutsuzluğumuz had safhada.

Gerçek yaşamlarımızdan o kadar koptuk ki...

Eczacının Sesi olarak bir önerimiz oldu.

"Bu durgunluğun, kısırdöngünün, yılgınlığın tek çıkış noktası eczacılık alanında tüm bileşenlerin fikirlerinin, çözüm önerilerinin derlenip toparlanacağı, ortak bir politika oluşturulacağı, güçlü bir iradenin ortaya çıkacağı BÜYÜK ECZACILIK KURULTAYI düzenlenmesidir." dedik.

Ne yazık ki, sesimiz aksi seda sağlamadı.

Öneri olumlu ya da olumsuz, eczacı kamuoyunda yeterli eleştiri ortamını oluşturmadı.

"YOK HÜKMÜNDE" sayıldı.

Yaşam "ALTTAKİLER" ve "ÜSTTEKİLER" olarak devam ediyor.

Alttakiler, üsttekilerin belirlediği sınırlar, çizdiği çerçeveler dahilinde hareket etmeye çalışıyor. Üsttekiler de kendilerine verilen senaryoya göre rol kesiyor.

Dizi sürüyor. Merakla bekliyoruz önümüzdeki haftanın konusunu. Ne aksiyonlar olacak, ne entrikalar çevrilecek, ne birliktelikler yaşanacak?

...

Bu yazı bir umutsuzluk yazısı olarak değerlendirilmemeli.

Umut her zaman vardır. Umudun olmadığı yerde yaşam da, mücadele azmi de olmaz.

Her zaman umutlarımız doğrultusunda doğru analizleri, doğru tespitleri yapıp, doğru yol haritaları oluşturmalıyız, doğru paylaşımı sağlayabilmeliyiz.

Bu yol haritalarında da en ön sırada İLAÇ olmalı. Nedeni ise; biz eczacıyız. Başka bir tanıma gerek var mı?

Oysa ki gelinen günde eczanelerde ilaç unutturulmaya, ilaç dışı ürünler ön plana çıkarılmaya çalışılıyor, eczanelerin kurtuluş umudu olarak lanse ediliyor.

Örgütlerimiz ilaç dışı bu ürünlerin eczanelerimizde nasıl daha çok satılabileceği konusunda arka arkaya seminerler, fuarlar düzenlenmesinde aracılık ediyorlar.

Elbette insan sağlığını doğrudan ilgilendiren ilaç dışı ürünler sadece eczanelerde satılmalı. Bu ürünlerin kontrolünde TEB de yer almalı. Çünkü bizler bu ürünlerin eğitimini almış, insan sağlığını en iyi bilen mesleğin mensuplarıyız.

Ancak asli konumuz olan ilacı yok sayıp, ilaç dışı ürünlerde odaklaşırsak yakın gelecekte "marketleşme" olgusunu nasıl açıklayacağız.

...

6197 sayılı yasa değişikliğine istinaden yapılması gereken "Eczaneler ve Eczane Hizmetleri Hakkında Yönetmelik" taslağını e-gazetemizde yayınladık.

Eczacı Odalarının web sitelerine şöyle bir göz attığımızda İstanbul Eczacı Odası haricinde "tık" yok. İstanbul Eczacı Odası da üyelerinden görüşlerini mesajla göndermesini istiyor.

Eczanelerimizin hareket alanlarını belirleyen bir yasa değişikliği yapılmış, üzerinden tastamam dört ay geçmiş, şimdi de bu yasa değişikliğinin yönetmeliği oluşturuluyor. Sosyal medyada ve forum alanlarında yazılan bir kaç yazı haricinde ses yok. Örgütlerimiz sanki bu mesleğin hak savunucuları değil.

Genelde koltuklarımıza yaslanmış, ayaklarımızı da uzatmış dizi izlemeye devam ediyoruz.

Sırça köşklerimizde mutluluğumuzun(!) dizisini.

Ne diyeyim...

İyi seyirler...

 

İLETİŞİM

e.ciftci@eczacininsesi.com
Tel : 0212 5474746

https://twitter.com/#!/ECiftci1

https://www.facebook.com/#!/ertan.ciftci1

 



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat