Sivil Toplum Örgütleri tarihinde böyle bir olay var mıdır? Bilmiyorum, duymadım da.
Türk Eczacıları Birliği yani üst örgütümüz, üyesi bulunduğum İstanbul Eczacı Odası’na haciz işlemi uygulatmış. Bankalardaki ekonomik kaynaklarına el koymuş, araçlarını trafikten men ettirmiş.
Bu olaya neden, İstanbul Eczacı Odası’nın 2008 yılında SGK sözleşmelerini üyelerine TEB’in belirlediği bedelin yarısı bir bedelle vermesi sonucu ortaya çıkan alacak, verecek farkı olan 800.000 TL’nin İstanbul Eczacı Odası’nca teminat olarak TEB’e çek verilmesi ve olayı yargıya taşıması.
Tabi yargı süreci devam ettiği nedeni ile bu çek karşılığı olan 800.000 TL İstanbul Eczacı Odası’nca TEB’e ödenmiyor, her sene bu çek yenileniyordu.
Görünen o ki, TEB Merkez Heyeti bu kez çekin yenilenmesini kabul etmeyerek çeki işleme koymuş.
Karışık gibi dursa da olayın özeti bu.
Tam bir “tut kelin perçeminden” misali olay.
Eczacı Odalarımızın iki önemli gelir kaynağı var. Birincisi aidatlar ve katkı payları, ikincisi sözleşme gelirlerinden aldıkları paylardır. Diğer gelirleri bütçelerinde çok önemli bir yer oluşturmaz.
Dönemin İstanbul Eczacı Odası yönetimi, diğer Eczacı Odalarının görüşünü ve desteğini almadan böyle bir işe tek başına girişmeyip, sözleşme bedellerini yine yargıya taşıyabilirdi. Eğer ki üyesine bir katkı sağlayacaksa Kongre kararı ile belirlenen katkı paylarından feragat edebilirdi. O dönem popülist bir girişimde bulundu. Yapılan bu girişim o an için bir prim kazandırdı ise de uzun vadede İstanbul Eczacı Odası’nın sonraki yönetimlerini sıkıntıya soktuğu açık.
Eczane sayısı 5000, toplam üye sayısı 8000 civarında olan, hareket alanı geniş bir Oda için hizmet üretebilmesi açısından anlaşmazlığa konu olan meblağ önemli bir rakam.
Olaya TEB açısından bakarsak oluşturduğu devasa bütçe içinde alacaklı olduğu 800.000 TL çok küçük bir yer kaplıyor. Yani bu paranın ödemesinin gecikmesi verdikleri hizmeti aksatmayacak. Rahatlıkla açılan yargı sürecinin sonucunu bekleyebilirlerdi.
Gelinen noktada TEB Merkez Heyetinin ülkenin genel siyasetinin uzantısını yaratmaya çalıştığı görülüyor. “Bedeli ne olursa olsun, sadece benim dediğim olsun” anlayışı sadece mesleğimize kan kaybettirir. Baskıcı anlayışlarla hiç bir iktidar uzun sürelerde istediği amaca ulaşamamış, tarihin çöplüğünde kaybolup gitmiştir. Ancak verdikleri zararlar kalıcı olmuştur.
TEB bu uygulamasında ısrarcılığını devam ettirirse İstanbul Eczacı Odası üyelerinin aldığı Oda hizmetlerinde de aksamalar olacaktır, Oda çalışanları, emekçileri büyük ihtimal belli süre maaşlarını alamayacak sıkıntıya düşeceklerdir.
Akademik eğitimde, "Bir Sivil Toplum Örgütünün Farklı Birimleri Arasında Gelişen Yanlış Olaylar"a verilebilecek çok net bir örnek.
Sivil Toplum Örgütü yöneticiliği ciddi bir iştir. Yönetimlerde yer alan meslektaşlarımız sadece o anı değil, geleceği de düşünerek karar vermelidirler. Aksi durum kişilere değil, örgüte ve mesleğe zarar verir.
Dilerim TEB Merkez Heyeti attığı yanlış adımdan geri döner.
http://www.dailymotion.com/video/x7uquw_cem-karaca-bindik-bir-alamete_music
İLETİŞİM
e.ciftci@eczacininsesi.com
Tel : 0212 5474746
https://twitter.com/#!/ECiftci1
https://www.facebook.com/#!/ertan.ciftci1