Dile pelesenk olan bazı sözcükler vardır. Biri de; "bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete".
Bu günlerde eczanemin kapısından içeri adımımı attığımda Cem Karaca’nın aynı isimli şarkısı devamlı dilimde...
Eczacılık mesleğimde otuz yılımı doldurmuşum. Bu otuz yılın 23 yılı aralıklı olarak eczanede geçmiş. Ancak otuz yılın tamamı direkt ya da dolaylı eczacılık mesleği ve sorunları, kendimce -doğrusu ve yanlışlarıyla birlikte- mücadeleleri ile dolu.
Her dönemde öne çıkan sorunlar yaşandı. Her soruna karşı da mutlaka bir tavır konuldu, bir karşı çıkış sergilendi.
Mesleğimizin o günü ve geleceği ile ilgili geniş katılımlı toplantılar, kongreler düzenlendi. Oluşan ortak görüşler paylaşıldı. Yaşama geçen de oldu, geçmeyen de oldu.
Her dönemin sorunlarını değerlendirirken ve eleştirirken o dönemin şartlarından bakabilmek, hem doğru fikirleri oluşturabilmek hem de bu günlerimizi ve geleceğimizi şekillendirmek açısından önemli.
Günümüzde de eczacılık mesleğini icra edenlerimizin çoğunluğunu geçmişte olduğu gibi eczane eczacıları oluşturmakta, dolayısı ile eczane eczacılarının sorunları daha bir ön plana çıkıyor.
Eski yıllarda eczaneler "hastane karşısı eczaneler" ve "semt eczaneleri" şeklinde konumlandırılırdı. Oysa ki, şu an bu konumlandırmaların çeşitliliği arttı. Kamuda ya da özelde çalışan meslektaşlarımızın da mesleki iş yapılandırmaları çeşitlendi.
Dolayısı ile mesleğimiz üzerine, bizler tarafından bugün daha çok geniş katılımlı çalışmalar yapılması, görüşler oluşturulması, sözler söylenmesi gerekir.
Madalyonun ön yüzüne baktığımızda gerek üye sayısı ve gerekse ekonomik güç olarak devasa büyüklükte Türk Eczacıları Birliği, Eczacı Odaları ve Ecza Kooperatiflerimiz var. Bunlara ek olarak da bir çok eczacılarca oluşturulmuş kurumlar mevcut.
Olması gereken; binlerce eczacı üyenin katıldığı kongreler, çalıştaylar, sempozyumlar, arama konferansları, bilimsel toplantılar vs. vs... Aktif, devamlı hareket halinde ve üreten, eylemlilik içinde bir örgüt.
Oysa ki madalyonun arka yüzüne baktığınızda -ne yazık ki- çok kötü bir manzara görülmekte. Sesi çıkmayan, üretimden uzaklaşmış, birbiri ile ilişiğini kesmiş, sadece benlik kavgası gayesinde örgütler. Sanatçı(!)sı yoksa talep görmeyen kongreler. Örgütlerinden umudu kesmiş üyeler. Bilimsellik ise hak getire.
Bu söylediklerimi doğrulayacak bir çok örneği görmek olası. Merak edenler e-gazetemizin haberler arşivine, yazılara biraz zaman ayırıp bakabilirler.
Lafı uzatmadan toparlamak gerekirse;
Bizlerin, mesleğimizin bu gününü ve geleceğini şekillendirmek öncelikle bizim ellerimizde. Tüm sorun bu hakkımızı kullanacak ya da kullanmayacak oluşumuz.
Bilinmeli ki;
"Tespit ve önerisi olmayan aklın, yöneteni çok olur".
Şu şarkı da takıldı kaldı dilime...
Bindik Bir Alamete...
Bindik Bi Alamete Gedeyoz Gıyamete (2x)
Amanieyynn..
Yol dediğin yol gibi
Ulaşmalı bir yere
Biz dön baba dönelim
Geliyoz aynı yere
Bu döngü kısır döngü
Başı varda sonu yok
Dönüyom dönemiyom
Sonunda bir cıgış yok
Amanieyynn...
Bindik Bi Alamete Gedeyoz Gıyamete (2x)
Amaneeinn..
Yerel ve genel seçim
Seçin bakalım seçin
Ki dön baba dönelim
Aynı yere gelelim
Çete çeteye çatmış
Çete çete içinde
Battık buruna kadar
Cafer getir peçete
Amanieyynn...
Bindik Bi Alamete Gedeyoz Gıyamete (2x)
Nush ile uslanmam ben
Etmeli beni tekdir
Tekdirden anlamazsam
Artık hakkım kötektir
http://www.youtube.com/watch?feature=player_detailpage&v=-PRJurwSr1o
İLETİŞİM
e.ciftci@eczacininsesi.com
Tel : 0212 5474746
https://twitter.com/#!/ECiftci1
https://www.facebook.com/#!/ertan.ciftci1