21 Mayıs çarşamba günü Hacettepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nde düzenlenen Farmasötik Gelişim Günleri etkinliğine davetli olarak katıldık. Eczacının Sesi Yayın Kurulu Başkanımız Ecz. Hakan Gençosmanoğlu da etkinlik kapsamında "Eczanelerin Dünü, Bugünü, Yarını" konulu bir sunu yaptı.

Bilindiği gibi eczacılık mesleğini ağırlıklı serbest eczanelerde, daha az olarak da hastane eczanelerinde, sanayide , dağıtım kanallarında, kamu kurum ve kuruluşları ile üniversitelerde icra etmekteyiz.

Eczacının Sesi e-gazete olarak aldığımız eleştirilerin çoğunluğu "yayınlarınızın tamamı serbest eczanelerin işleyişi ve sorunlarını kapsıyor, diğer eczacıların sorunlarını yok sayıyorsunuz" üzerine.

Açıkça ve gönül rahatlığı ile söyleyebilirim ki, her kesimde çalışan eczacı meslektaşlarımızın sorunları üzerine haber almaya ve bu haberleri dile getirmeye çalışıyoruz. Bu konuda bir ayırımımız kesinlikle yok.

Ancak şu durumu da tespit etmek gerekir ki, ülkemiz sağlık sisteminin yetim çocuğu haline getirilen eczacılık mesleğinin eczane eczacılığı haricindeki çalışma bölümleri tam anlamı ile bir kapalı kutu. Fırtınalar esiyor, lakin yaprak kımıldamıyor.

İki yıl önce değişime uğrayan meslek yasamızın yönetmeliği geçtiğimiz Nisan ayında yayınlandı. Yasa ve yönetmelik hükümlerine göre ilçe bazında her 3500 kişiye bir eczane olacak şekilde düzenleme yapıldı.

Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) tarafından yayınlanan Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) 2012 verilerine dayanılarak yayınlanan listeye göre ülke genelindeki mevcut eczane haricinde 2500 eczane daha açılabilecek. O da nüfusa oranla eczane eksiği olan ilçelere.

Bu liste hakkında çok şey söylenebilir. En basiti ülkemizin bölgelerine göre yerleşik nüfusun alım gücü eşitsizliği, özellikle büyük şehirlerde ticaret merkezlerindeki gündüz nüfusunun, yerleşik nüfusun 10-15 katına varması vs, vs, gibi.

Ayrıca, mezun eczacı sayısı artsa da sağlıkta uygulanan ekonomik politikaların sonucu olarak eczane eczanelerinin total sayısı son 2-3 yıldır değişmemekte. 24.000 ile 24.500 aralığında durmakta. Bu demektir ki, açılan eczane oranında kapanan eczaneler de var.

Nitekim, Antalya Eczacı Odası tarafından düzenlenen etkinlikte konuşan TEB Genel Sekreteri Ecz. Harun Kızılay "5.000’e yakın eczanenin net aylık gelirinin 1.500 TL civarında olduğunu, önlem alınmazsa bunların kapanacağını" beyan etmiş ve iktidarın ilaç sanayine uyguladığı Avro kurunun arttırılması gerektiğini söylemiş.

Şahsi görüşüm, Avro kurunun öncelikle ilaç sanayicisinin sorunu olduğu, eczacılar için önceliğin açılan Eczacılık Fakültelerinin sınırlandırılması, meslek hakkının elde edilmesi, eczacı karlılığının arttırılması ve kamu kurum reçetelerinin adil dağıtımının sağlanmasıdır.

Görünen o ki, eczane eczacılığı dar bir alanda sıkışmaya başladı. Bu durumda eczane eczacılarının "eczane işletmeciliği" ve "hasta odaklı eczacılık" konularında kendilerini geliştirmesi önemli hale geliyor.

Eczane eczacılığı dışındaki eczacı meslektaşlarımızın istihdamı için de diğer eczacılık alanlarının geliştirilmesi ve etkinleştirilmesi aciliyet kazanıyor.

Diğer eczacılık alanları nasıl geliştirilir ve etkinleştirilir. Bu konuda öncelikle bu alanlarda çalışan meslektaşlarımızın samimi görüş ve önerilerine ihtiyacımız var. Her ne kadar iki senedir TEB’e yaptığımız, çözüm ve önerilerin belirleneceği "Büyük Eczacılık Kurultayı" çağrısı bu güne dek yanıt bulmadı. Yöneticilerimiz ülkemize mahsus bir hastalık olan "en doğruyu ben bilirim" havasındalar ve gelinen durum ortada.

Doğruya en yakın çizgi konuşularak, tartışılarak, irdeleyerek bulunur. Eğer kendimiz için bir gelecek tasarlamazsak, başkalarının belirlediği kaderi yaşamak zorunda kalırız.

 

İLETİŞİM

e.ciftci@eczacininsesi.com
Tel : 0212 5474746

https://twitter.com/#!/ECiftci1

https://www.facebook.com/#!/ertan.ciftci1

 



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat