Ecz. M İbrahim Özkol
TEB Merkez Heyeti Önceki Üyesi
YAPAY ZEKA DA BİZİ GÖRECEK Mİ?
Vizontele filminde ilk defa televizyonla tanışan vatandaşın “Zeki Müren de bizi görecek mi?” sorusunun yanıtı hayırdı. Ancak “Yapay zeka da bizi görecek mi?” sorusuna; evet görecek, hatta görüyor bile demek mümkün. Eczacıyı ve sorunlarını görmezden gelen kamu otoritesini düşündükçe yapay zekanın bizi görecek olmasına sevinmeli miyiz yoksa üzülmeli miyiz? Bu biraz da bize bağlı. Dönüşüme direnmek veya dönüşüme hazırlıklı olmak ve yön vermeye çalışmak dışında başka seçeneğimiz yok.
Son zamanlarda özellikle chatGBT tarafından üretilen yazılı ve görsel dokümanlar neredeyse her gün basında yer alması toplumda yapay zeka kavramının daha çok gündem edilmesini sağladı. Yapay zeka tüm sektörleri değiştiriyor. Büyüme çok acımasız, etkisi çok büyük ve uygulamalar sonsuz. Yapay zeka uygulamalarıyla neler yapılabileceği, insan yaşamını nasıl dönüştüreceği, hangi mesleklerin daha fazla etkileneceği gibi konular daha çok tartışılıyor. Benzer soruları ilaç ve eczacılık mesleği için de sormak, tartışmak artık yıkıcı boyuta gelen ve bir an önce çözülmesi gereken güncel sorunlarımızın yanına eklemek zorunlu görünüyor. Çünkü zaman hızla geçiyor ve şimdi uzak gibi görünen teknolojik dönüşümler önümüze geldiğinde hazırlıksız yakalanacağız. Bu yazıda dünyada ilaç ve eczacılık alanında yapay zeka uygulamalarından nasıl yararlanıldığı ve nelerin tartışıldığını paylaşmak istiyorum.
Yapay zekayı kısaca insan zekası gerektiren işleri gerçekleştirmek için geliştirilen bilgisayar sistemleri olarak tanımlayabiliriz. Bilgisayar sistemleri bu görevi yapabilmek için çeşitli verileri kullanarak derin öğrenme, karar alma, görsel algı ve doğal dil işleme (NLP) teknolojilerini kullanır. Aslında kısmen hayatımıza giren ve yabancı olmadığımız uygulamalar da yapay zeka ürünü. Örneğin Apple tarafından geliştirilen Siri veya Samsung tarafından geliştirilen Bixby gibi konuşan dijital asistanları biliyoruz. Dünya satranç şampiyonu ile maç yapan bilgisayar yazılımından da çeşitli şirketler tarafından geliştirilen sürücüsüz otomobillerden de haberdarız. Belirli bir alana odaklanan bu uygulamaların yanında daha kapsamlı zeka gerektiren uygulamalar da çok uzağımızda değil. İlaç ve eczacılık alanına yakından bakacak olursak ne gibi gelişmelerin bizi etkileyebileceğini ve bizim bu gelişmelerden nasıl yararlanabileceğimizi tartışmak sanırım daha kolay olacak.
İlaç Endüstrisi
Özellikle çok uluslu ilaç şirketleri yapay zekayı öncelikli yatırım hedefi olarak görüyor. GlobalData'nın "Sağlık Sektöründe Dijital Dönüşüm ve Gelişen Teknoloji- 2022" adlı raporuna göre ilaç şirketlerinden ankete katılanların %51’i yapay zeka yatırımlarının olduğunu ifade ediyor. Mc Kinsey danışmanlık şirketi yapay zeka güdümlü ilaç keşfine çalışan 270 şirket olduğunu tahmin ediyor. Endüstri yapay zeka uygulamalarının zaman ve maliyet tasarrufunu sağlayacağı konusunda hem fikir durumda. Yapılan araştırmalar ilaçların %13,8’inin klinik araştırmaları geçtiğini, onay aşamasına kadar 10-12 yıl süre geçtiğini ve maliyetin 160 milyon dolar ila 2 milyar dolar arasında değiştiğini gösteriyor. Bunu göz önünde bulunduran şirketler başarı oranlarını arttırmak, süreyi kısaltmak ve maliyetleri azaltmak için yapay zekayı kullanıyor. Giyilebilir cihazlar ve akıllı telefon uygulamaları ile kişiselleştirilmiş tedavi planlaması üzerinde çalışma yapan şirketlerin yanında özellikle kanser tedavisinde toksisiteyi önlemek ve optimum doz ayarını sağlayabilmek için yapay zekanın kullanılabilmesi için çalışan şirketler var. Yapay zeka ile geliştirilmiş yeni bir ilaç henüz kullanıma sunulmamış olsa da pandemi sürecinde covid-19 aşılarının geliştirilmesi çalışmalarında yapay zeka destekli teknikler çok önemli rol oynadı.
Zaman ve maliyet tasarrufunun yeni ilaç geliştirilmesi ve doz optimizasyonu sağlamaya çok katkı sunacağını birçok firmanın yatırımlarından anlıyoruz. Bu yatırımların yeni ilaç geliştirmenin yanında özellikle yetim hastalıklar için ilaç araştırmalarına yönelmesi, uygulanan tedavilere hasta uyuncunu arttıracak çalışmaların çoğalması gelecek için umut verici. Bunun yanında endüstrinin maliyetten yapacağı tasarrufu hastalara veya geri ödeme kurumlarına yansıtacağını beklemek fazla iyimserlik olacaktır.
Yapay zekanın mesleğimizi nasıl değiştireceğini tartışmak yerine, nasıl geliştirebileceğine kafa yormalıyız
Yapay zeka uygulamalarının tartışıldığı ülkelerde eczacıların ve eczane çalışanlarının işlerini kolaylaştıracağı ve zaman tasarrufu sağlayacağı herkes tarafından kabul ediliyor. Yapay zekanın eczanenin stok yönetimi, personel seçimi, hasta bakımı ve izlenmesi, danışmanlık hizmetlerinin sunumu ile diğer sağlık profesyonelleriyle daha iyi iş birliği sağlamasına olanak sağlayacağını düşünenler eczanenin bir ilaç tedarik noktası olma özelliğinin yanına farmasötik bakım noktası olabilmesi için önemli bir fırsat yaratacağını öngörüyor. Bu noktada eczacısız ilaç hizmeti olabilir mi, yapay zeka eczacının yerini alabilir mi? sorusuna yanıt verebilmek için eczacılığı ve yapay zekayı birlikte değerlendiren tartışmalara bakmak gerekiyor;
Eczacıların ve eczanelerin temel odağı ilaç dağıtım noktasından hasta bakım noktasına dönüşebilir. İnsanların ilaçlardan maksimum yarar sağlamaları ve daha sağlıklı kalabilmeleri mümkün olabilir. Eczacıların diğer sağlık profesyonelleriyle iş birliği ve bilgi paylaşımı daha hızlı ve verimli olabilir. Giyilebilir cihazlardan elde edilen verileri diğer verilerle entegre edip hastayı doğru yönlendirebilir, diyet, egzersiz önerilerinde bulunabilir ve hastanın tedaviye uyunç sorunlarını çözebilir. (Bu noktada tartışılan bir nokta yapay zeka uygulamaları ile danışmanlık görevinin de eczacı olmadan yapılabileceğini iddia eden, bu konuda yatırım yapan hastaya doğrudan ilaç dağıtan şirketlere karşı eczacısız danışmanlık hizmeti olamayacağını söyleyen çoğunluğunu eczane sahibi eczacıların oluşturduğu iki farklı görüş var)
Yapay Zeka Eczacının Yerini Alabilir mi?
Eczanelerde yapay zeka uygulamalarıyla stoklar optimize edilebilir. Yapay zeka doğru zamanda doğru kanaldan tedarik yapabilir. Eczacının her zaman hatırlayamayacağı bilgilere erişim kolaylaşabilir. Eczacı tarafından sunulan danışmanlık hizmetinin kalitesine katkıda bulunabilir. Ancak yapay zeka duygusal zekadan yoksundur. Eczacılar mesleki donanıma ek olarak güven, yaşam tecrübesi ve en önemlisi empati gibi insani faktörlere sahiptir. Yapay zeka bu özelliklerden yoksun olduğu gibi sorumluluk alması da mümkün değildir. Sunulan ilacın güvenliği ve sorumluluğu eczacıdadır. Yapay zekadan doğru yanıtı alabilmek doğru istemde bulunmakla mümkündür. En gelişmiş ülkelerde bile sağlık okur-yazarlığının yeterli seviyede olduğunu söylemek mümkün değilken insanların yapay zeka ile sağlıklı iletişim kurması zor olmasının yanında yaşamsal tehlikeli sonuçlar doğurabilir.
Tartışılan bir başka önemli konu da veri güvenliği ve veri güvenilirliğidir. Yapay zeka uygulamaları imalat sektörlerinde kişisel veriye ihtiyaç duymaz, ancak hizmet sektörlerinde kişisel veri kullanmak ve paylaşmak durumundadır. Kişisel verilerin güvenliği bu verileri kullanan herkesi sorumlu kılar. Bunun yanında chatGBT ve benzer uygulamaların kullandığı verilerin ve kaynakların güvenilirliği de her ne kadar zararlı bilgi filtreleri olsa da halen tartışma konusudur. Bu uygulamaların kullandığı verilerin güvenilirliği bağımsız ve tarafsız bir otoritenin değil ilgili şirketin kontrolündedir. Nükleer enerji gibi Yapay zekanın da iyilik veya kötülük için kullanılma potansiyeli vardır. Aradaki fark gücü kullananın niyetine bağlıdır.
Yapay Zeka Mesleğimizi Elimizden Alabilir mi?
Bizler eczanelerimizi salt bir ilaç dağıtım noktası olarak görürsek veya toplumdaki bu konudaki algıyı değiştiremezsek yapay zekaya bile ihtiyaç duymadan birileri mesleğimizi elimizden alabilir. Önemli olan eczacıyı ve bağımsız eczaneyi vazgeçilmez kılmaktır. Bunu da sağlamanın yolu toplumda ve kamu otoritesi nezdinde vazgeçilmezliği kanıtlamaktır. Yapay zeka mesleğimizin geleceğini bir açıdan tehdit etse de eczanede sunulan hizmetleri geliştirmek için kullanmak, bu hizmetlerin toplum sağlığına katkılarını görünür kılmak ve eczane ekonomisine katkı verir bir noktaya taşımaktan başka bir yol görünmüyor.
Dağ gibi birikmiş sorunlarımız dururken gelecekteki eczacılığı da düşünmek ve çözüm üretmek zor ama imkansız değil. Zorluklar elbette var. Bugünün acımasız koşulları ile geleceğin fırsatları arasında seçme şansımız yok. Her ikisini birlikte çözmek için hep birlikte mücadele edeceğiz. Şunu çok iyi biliyoruz; mücadele etmeyenlerin kazanma şansı hiç yoktur. Bir an önce başlamak zorundayız, çünkü gelecek tahminimizden çok daha fazla bir hızla bize doğru geliyor.
Ecz. M. İbrahim ÖZKOL
(Not: Bu yazının amacı sadece konuyu tartışmaya açmaktı.Yapay zeka uygulamalarının geliştirilmesi ve eczanede kullanılmasıyla ilgili dünyada akademinin, eczacı örgütlerinin ve eczacının yaptıkları ve yapması gerekenler ayrı bir yazının konusu.)