Ruhi Su ile birlikte bir dönemin sosyalist mücadelesini acılarıyla ama dirençle omuzlamış bir güzel insandı.
Ekşi sözlükte Sıdıka Hanım için ilk hapse giren kadın siyasi deniyordu. Ne kadar doğru bilemiyorum.
Tezenenin Sesi adlı bir "tuhaf güzel" sitede Su ailesi hakkında bir yazı buldum. Bir bölümünü aktarıyorum. Bu yazının altında ise Tarih ve Toplum Enstitüsü'nün konuyla ilgili bir haberini bulacaksınız.
1936 yılında Devlet Konservatuvarı'nda opera sanatçısı olarak çalışmaya başlar. Bu serüveni 1952 yılına dek sürecektir.
Bu arada radyoda da 'Basbariton Ruhi Su Türküler Söylüyor' anonsuyla sunulan bir radyo programı yapmaya başlar. Büyük ilgi görür programı. Daha sonra cezaevinde evleneceği Sıdıka Su, kendisinden önce sesini tanımıştır Ruhi Su'nun.
"Ruhi o zamanlar radyoda türkü söylerdi. Tanışmıyoruz tabii. 15 günde bir, pazar sabahları saat 10'da, ailece toplanırdık radyonun başına Annem, Ruhi'nin sesini duyduğunda yemek yapıyorsa, önlüğünü çıkarıp, ellerini yıkayıp Ruhi'yi dinlemeye gelirdi. Müthiş bir saygı duyardı ona."
Radyodaki sesi "Alevi türküleri söylüyor, komünizm propagandası yapıyor" diye susturulur.
Cezaevinde evlendiler
1952'de opera binasından çıkarken Türkiye Komünist Partisi'ne üye olduğu gerekçesiyle gözaltına alınır. İstanbul'a götürülüp ünlü Sansaryan Han'da aylarca işkenceden geçirilir, tabutluklara konur. O sırada evlilik planları yaptığı felsefe öğrencisi Sıdıka Su da TKP üyeliğinden gözaltına alınıp İstanbul'a getirilmiştir. Aynı şeyleri yaşadıklarını beş ay sonra öğrenirler. Cezaevindeyken evlenirler. Beşer yıl hapse çarptırılmışlardır.
Yıllarca sazını alamaz eline. Arkadaşları paspas tahtasından bir saz yaparlar ona.
Arkasından sürgün yılları başlar. Sıdıka Su Ankara'ya, Ruhi Su da Konya'nın Çumra Kasabası'na yollanır 20 aylığına.
Üç ay sonra kendini eşinin sürgün yeri olan Ankara'ya naklettirmeyi başarır.
Bir dostları, Etimesgut'a iki kilometre uzaklıkta, bir tarlanın ortasında, elektriği ve suyu olmayan, kerpiçten yapılmış iki odalı bir işçi lojmanı verdi Su ailesine. Her sabah ve akşam iki kilometre yol yürüyerek jandarmaya imza atıyorlardı.
Ankara Emniyeti sahneye çıkarmamaya kararlıydı Ruhi Su'yu. Operaya da geri dönemiyordu. Eve ekmek götürebilmek için sırtında yük bile taşımıştı. .
de
ğerli dostlar,Eczacının Sesi olarak Su'nun yakınlarına ve sevenlerine başsağlığı dileriz.