Tedaviye Yanıt Vermeyen Kanserde Hangi Tedaviler Faydalıdır?
Prof Dr Canfeza Sezgin,
İstinye Üniversitesi Tıbbi Onkoloji BD
Tıbbi Onkoloji & İç Hastalıkları & Fitoterapi
Kanser hücreleri, hastanın vücudunda kitlesel boyutlara ulaşırken evrimleşmesi süresince tedavi ilaçlarına karşı kendilerini savunma mekanizmalarını geliştirmektedir. Bunlar asidik çevre oluşturarak ilaçların etkisini bozma, bağışıklık sistemini baskılama, pıhtılaşmayı arttırarak dolaşımda saklanma, çeşitli protein ve enzimler salgılayarak ilaçların kanser hücresinin dışına atılması gibi savunma mekanizmaları öne çıkar. Günümüzde onkoloji uzmanlarının kullandığı tedaviler çeşitli olup kemoterapi, hormonal tedaviler, radyoterapi, immunoterapiler ile hedefe yönelik tedaviler temel kanser tedavilerini oluşturur. Bu tedavilere rağmen kanser kitleleri büyümeye devam eden hastalarda farklı kanser tedavilerine ihtiyaç duyulmaktadır.
Kanserin savunma mekanizmalarının kırılmasıyla, standart kanser tedavisine yanıt vermeyen büyüyen kanser kitlelerinin küçültülmesi mümkün olabilmektedir. Bu yöntemler daha önce yoğun tedavi görmüş ve bünyeleri zayıflamış, halsiz, yorgun, kilo kaybetmiş, kasları erimiş kanser hastalarının genel durumlarının toparlaması ve kanser kitlelerinin küçültülerek tedavi olma şanslarını arttırabilmektedir.
Bu yöntemler tamamlayıcı kanser tedavileri olup çeşitli formları birlikte uygulanarak başarı şansı arttırılır. Tedavilere dirençli kanserler; üreme, çoğalma yeteneği yüksek, kanser ilaçlarını zehirsizleştiren, bağışıklık sistemini çökerten biyolojik savunma silahlarına sahiptir. Bu nedenle kanser hücresinin yok edilebilmesi için çeşitli tıbbi ve tamamlayıcı kanser tedavileri bilimsel bir program eşliğinde birlikte uygulanmaktadır. Bunları şöyle sıralayabiliriz:
1. Tüm Vücut ve Derin Doku RF Onkotermik Hipertermi: Kanser hipertermisi, bilimsel araştırmalarla etkinliği ispatlanmış ve bu konuda Sağlık Bakanlığı’ ndan ruhsatlandırılmış modern tıbbi cihazlar kullanılarak Onkoloji Kliniklerinde yapılmaktadır. Kanser Hipertermi Tedavisi ile ilgili eğitim almış onkoloji uzmanı tarafından yapılan bilimsel tamamlayıcı kanser tedavisidir. Kanser hipertermisi, kanser hücrelerinin kanser tedavisine karşı savunma amaçlı salgıladığı protein ve enzimlerin salgılanmasını engelleyerek, aktivitesini bozarak kanser hücresinin kendisini savunmasını engeller. Normal hücrelere zarar vermeden gösterdiği bu etki kanser tedavisinin yararını arttırırken yan etkilerini azaltır. Kemoterapi, radyoterapi veya immunoterapi gibi tedavilerle birlikte kullanılan bu tamamlayıcı kanser tedavisi; hastaların iyileşme şansını arttırırken yaşam sürelerini uzatır (1). Kanser hipertermisi, kanserde HSP70 isimli proteinin salgılanmasını arttırarak antikanser bağışıklık sistemini harekete geçirir, kanser kitlesine NK ve CD8 lenfositlerin saldırıp yok etmesini destekler (2).
Yeni yapılan bir klinik çalışmada kanser tedavisine yanıt vermeyen ileri evre kanser hastalarında haftada 3 gün RF kanser hipertermi uygulaması ile eşzamanlı 1 gr/kg yüksek doz C vitamininin toplardamardan uygulanması ile hastaların yaşama şanslarının iki kata yakın arttırıldığı gösterilmiştir (3).
Tüm Vücut Hipertermi ayrıca depresyon, fibromyalji, Lyme hastalığı, kronik – müzmin hastalıkların tedavisinde ve bağışıklık sisteminin fonksiyonlarının düzeltilmesinde klinik yarar sağlamaktadır (4).
2. Metronomik düşük doz kemoterapi: Standart kemoterapilere göre hastaya daha az yan etki yapan ve hastanın sosyal hayatını en az düzeyde etkileyen kanser tedavisidir. Standart kemoterapi tedavilerine yanıt vermeyen birçok kanser hastasında metronomik kanser tedavisi ile yanıt elde edilebilmektedir (5). Yaşlı, genel durumu düşkün ve standart kanser kemoterapisini kabul etmeyen hastalar için de bir seçenektir. Günümüzde koronavirüs pandemisinde riski ve yan etkisi düşük kanser tedavisi olduğu için ayrıca tercih edilmektedir (6). Metronomik kemoterapi ağız yoluyla veya haftada bir damar yoluyla düşük dozlarda uygulanmaktadır.
3. Bikarbonat tedavisi: Kanser hücrelerinin metabolizmasının sonucu olarak, kanser hücresinin dışı asidik bir zırh ile çevrilmektedir (7). Kanser hücresinin dışında oluşun asidik tabaka, kanser ilaçlarının etkisini bozarken antikanser bağışıklık sistemini engeller (8). Hastaların metabolizmalarını bozmayacak dozlarda hastanın organ işlevleri ve vücut yapısına göre hesaplanan bikarbonatın toplardamar ve / veya ağız yoluyla verilmesi antikanser tedavinin etkisini arttırabilmektedir. Beraberinde proton pompa engelleyicileri de kullanılarak kanser hücrelerinin asit üretme yeteneği azaltılarak tedaviye katkı sağlanmaktadır (8).
4. Stres tedavisi: Kanser hastalarında bulunan müzmin – kronik stresin bağışıklık sistemini bozduğu, kanser hücrelerini saldırganlaştırıp sıçrama yapmasını sağladığı, beyine veya kemiğe tutunmasını kolaylaştırdığı gösterilmiştir (9). Stresin azaltılması ve zihinsel iyilik halinin sağlanması iyileşme şansını arttırmaktadır. Hastanın kullandığı ilaçlar, tansiyon ve nabız sayısına göre stres tedavisi tıbbi ilaçlar ve fitoterapi yani bitkisel tedavi olarak planlanmaktadır. İbadet, yoga, nefes terapisi ve egzersiz gibi diğer aktivitelerin yapılması da stresin azaltılmasında büyük fayda sağlar.
5. Kanser aşısı: Hastanın immun sistem yani bağışıklık sistemi hücrelerinin kanserle tekrar savaşma yeteneğinin kazandırılması amacıyla yapılan tedavilerdir. Günümüzde en sık kullanılan ve pratik uygulaması daha kolay olan kanser aşısı, dentritik kanser aşılarıdır. Dentritik kanser aşıları kemoterapi, radyoterapi veya immunoterapi gibi farklı kanser tedavileri ile beraber kullanılabilmektedir (10). Özellikle kanser kitleleri büyük boyutlarda olmayan hastalarda yarar sağlama şansı daha fazladır. Metronomik kanser tedavileri, kanser aşılarının etkisini arttırmada kullanılmaktadır.
Racotumomab (Vaxira) ve CIMAvax-EGF gibi Küba akciğer kanseri aşıları, standart kanser tedavisini tamamlamış ve buna yanıt vermiş ileri evre küçük hücreli olmayan akciğer kanserlerinin tamamlayıcı tedavisinde onkoloji uzmanı tarafından kullanılmaktadır.
6. Ozon Tedavisi: Kanserde bağışıklık sisteminin desteklenmesinde, yara iyileşmesinin hızlandırılmasında, enfeksiyon tedavisinde, kanser tedavisi ve kansere bağlı yakınmaların azaltılmasında faydalıdır (11). Vücutta oksijenlenmeyi düzelterek bağışıklık sistemi hücrelerinin antikanser aktivitesi için gerekli enerjiyi sağlar. Halsizlik ve yorgunluk yakınmalarının azaltılmasında, iştahsızlığın engellenmesinde faydalıdır.
7. Yüksek Doz Toplardamardan C vitamini Uygulaması: Toplardamar içine yüksek doz C vitamini uygulaması kansere bağlı veya kanser tedavisine bağlı halsizlik, yorgunluk, enerji düşüklüğü ve iştahsızlık yakınmalarının azaltılmasında fayda sağlar. Çeşitli klinik çalışmalarda kanser tedavisinin yanına eklendiğinde daha iyi tedavi yanıtı elde edildiği gösterilmiştir (12). Özellikle kanser hipertermisi ile birlikte yüksek doz C vitamini uygulamasının hastaların kanında C vitaminini daha yüksek düzeylere çıkarmaktadır (13). Yeni yapılan bir klinik çalışmada da kanser tedavilerine yanıt vermeyen ileri evre kanser hastalarında, haftada 3 gün derin doku kanser hipertermisi ile beraber 1 gr / kg yüksek doz toplardamardan C vitamini uygulanması ile yaşam süreleri yaklaşık 2 kat arttırılmıştır (3).
8. Fitoterapi: Tıbbi amaçlı bitkisel tedavi yapılması olup kanser tedavisinde yardımcı olarak kullanılır. Kanser tipine ve ilaçlarına göre seçilen bitkiler veya ekstreleri yakınmaların azaltılması, kanser kök hücrelerinin yok edilmesi, bağışıklık sisteminin uyarılması ve kanser tedavisinin başarısının arttırılması ile hastaların yaşam sürelerinin arttırılmasına yardımcı olur (14). Kanser hastalarının sıklıkla ek sağlık sorunları nedeni ile ilaç kullanmaları, kanser tedavisinde kullanılan ilaçların değişiklik göstermesi bitki – ilaç etkileşimine ve kanser tedavisinin etkisini yitirmesine neden olabilir (15). Bu nedenle kanserde bitkisel tedavi, tamamlayıcı kanser tedavisinin bir parçası olarak bu konuda deneyimli bir onkoloji uzmanı tarafından yürütülmelidir.
9. Elektrokemoterapi: Deri ve deri altı bölgede yerleşen kanser kitlelerinde cerrahi tedavi ve radyoterapi temel tedavilerdir. Radyoterapi veya cerrahi tedaviye rağmen tekrarlayan veya iyileşmeyen deri / derialtı bölge kanserlerinin tedavisi zordur. Ayrıca bu tedavilere uygun olmayacak kadar büyük veya yaygın kitlelerin tedavisi de sorun yaratmaktadır. Elektrokemoterapi; diğer kanser tedavilerine yanıt vermeyen veya uygun olmayan deri ve derialtında yerleşen kanserlerin başarılı bir şekilde tedavi edilmesinde fayda sağlayan tamamlayıcı tıbbi kanser tedavisidir. Elektrokemoterapi uygulamasında; önce düşük dozda yan etkisi daha az olan kemoterapi ilacı verilir ve bundan kısa bir süre sonra kanser kitlesinin üzerine yerleştirilen özel elektrotlarla, tıbbi cihazdan üretilen yüksek voltajlı elektrik darbeleri uygulanır (16). Elektrik darbeleri; kanser hücre zarlarında elektroporasyon isimi verilen delikler açılmasını sağlar. Bu deliklerden kanser hücresinin içine kemoterapi ilacı 1000-5000 kat daha fazla girer. Bu şekilde kanser hücrelerinin etkili bir şekilde öldürülmesi sağlanır. Elektrokemoterapi tedavisi, baş – boyun, ağız içi, deri, meme, yumuşak doku sarkomu, melanom, vulva, vajina, anal kanser gibi çeşitli kanserlerde başarılı bir şekilde uygulanmakta ve tam yanıt oranları %60-70 lere ulaşmaktadır (17).
Bilimsel Referanslar