Başbakan nobran, seviyesiz ve ciddiyetsiz bir üslupla hepimizi yalancı ilan etti. Aralarında TÜRK-İŞ, DİSK, KESK ve HAK-İŞ başkanlarının da olduğu 15 emek örgütünün yöneticilerini, sendikacıları, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası (SSGSS) yasa tasarısını eleştiren akademisyenleri, araştırmacıları, gazetecileri; hepimizi yalancılıkla suçladı ve hakaret etti. Emek örgütlerini tek vücut halinde karşısında bulan Başbakanın ağzından çıkanı kulağı duymaz olmuş. Bugün ve yarın emekçilerin meydanlarda, sokaklarda ve işyerlerinde Başbakan’ın bu hakaretlerine gereken yanıtı vereceklerinden eminim. Ama cevap hakkımız doğdu: Şimdi gelin altında kendi imzası olan yasa tasarısını unutarak herkesi yalancılıkla suçlayan Tayyip Bey’e soralım: Yalancı kim?
Tayyip Bey’e ilk sorumuz şu: 25 Nisan 2005 tarihinde IMF’ye sunduğunuz ‘Niyet Mektubu’nda sosyal güvenlik sistemine verilen bütçe desteğinin yüzde 4.5’tan yüzde 1’e düşürülmesini hedeflediğinizi ve bunun için sosyal güvenlik reformu yapacağınızı taahhüt etmediniz mi? SSGSS’nin asıl amacının sosyal güvenliğe ve sağlığa daha az kaynak ayırmak olduğu gün gibi ortada değil mi? Türk-İş Başkanı Mustafa Kumlu açıkça söyledi: “SSGSS, IMF’den alınacak bir dilim kredinin bedelidir”. Bu gerçeğin açıkça söylenmesinden mi bu kadar öfkelendiniz?
Sormaya devam edelim: “Tasarının tek bir cümlesini okumadan spekülasyon yaratıyorlar, yalan söylüyorlar. Kazanılmış haklar aynen devam edecek” demişsiniz. Sahi, siz 27 Kasım 2007 tarihinde sizin imzanızla TBMM’ye sevk edilen yasa tasarısından habersiz misiniz, yoksa bizi okuduğunu anlamayan salaklar mı sanıyorsunuz?
BAŞBAKAN DOĞRU SÖYLEMİYOR Altında imzanız olan tasarının 1. maddesi ile emekli aylığına esas kazançların güncellenmesine esas katsayısı yeniden düzenlenmiş, büyüme hızının yüzde 25’inin toplamına (1) tam sayının ilavesi ile bulunacak değer olarak tanımlanmıştır. Oysa eski yasada büyüme hızının tamamı dikkate alınıyordu. Geçici 2. Maddeye göre halen çalışanların yasanın yürürlüğe gireceği tarihten sonraki çalışmalarına; yeni işe girenlerin ise tüm çalışmalarına bu hüküm uygulanacak. Hani hak kaybı yoktu Tayyip Bey!
Tasarınızın 3. maddesi ile Kanunun 19. maddesinde yapılan değişiklikle, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu çalışma gücünü yüzde 25 ve daha yukarı oranda kaybedenlere bağlanacak sürekli iş göremezlik gelirinde alt sınırı kaldırmadınız mı Tayyip Bey?
Tasarınızın 4. maddesi ile muhtaç durumda olan malullere aylık bağlanması için öngörülen prim gün sayısını 900 günden, 1800 güne yükseltmediniz mi? İmzaladığınız tasarının 2. maddesi ile yasanın 6. maddesinde yapılan değişiklikle toplumun en yoksul bölümünü oluşturanlar zorunlu emeklilik sisteminin dışında bırakılmadı mı? Hani herkes sosyal güvenlik kapsamındaydı!
EMEKLİLİKTE HAK KAYBI ÇOK Tasarınızın 5. maddesi ile yaşlılık aylığını hak etmede aranan prim gün sayısını tam aylıkta 9000, kısmi aylıkta 4500 güne yükseltmiyor musunuz? Geçici 6. maddeye göre 2008'den itibaren sigortalı olacaklar için gerekli prim gün sayısı 7000 güne her yıl 100 gün eklenerek kademeli olarak 9000 bin güne yükselmeyecek mi? İmzaladığınız tasarının 5. maddesi ile aylık bağlama oranı, kanunun yürürlüğe girdiği tarihten geçerli olmak üzere her 360 gün için yüzde 2’ye düşürülmüyor mu? Biz mi okuduğumuzu anlamıyoruz Tayyip Bey? Geçici 2. maddeye göre halen çalışmaya devam edenler kademeli olarak, yeni işe başlayacaklar ise tamamen bu hükme tabi olmayacak mı?
Tasarının 9. maddesi ile bağlanacak aylıkların alt sınırı prime esas kazancın alt sınırın yüzde yüzde 60’ından yüzde 35’ine düşürülmüyor mu? Tasarı ile getirilmek istenen alt sınır bugün için 203 YTL’ye karşılık gelmiyor mu? Bu emekli aylığı kime yetecek? Bu uygulama eski çalışanlar için kısmen; yeni çalışanlar için tamamen geçerli olmayacak mı? Yalan mı Tayyip Bey?
Altında kapı gibi imzanız olan tasarının 6. maddesi çocuksuz, çalışan veya gelir alan dul eşin ölüm aylığı oranı yüzde 50’ye indiriliyor bu oran halen yüzde 75 değil mi? Tasarının 7. maddesi ile fiili hizmet zammından yararlanan sigortalıların bu hakları kaldırmadınız mı?
SAĞLIKTA HERKES KAYBEDECEK Gelelim yasanın sağlık haklarında yarattığı kayıplara; Üstelik bunlarda hiçbir geçiş hükmü yok herkese anında uygulanacak! Tasarının 11. maddesi ile sağlık hizmetlerinin teşhis ve tedavi yöntemleri ile kanunla verilecek sağlık hizmetlerinin türlerini, miktarlarını, surelerini belirlemeye kurum yetkili kılınmadı mı? Bu ne demek Tayyip Bey o meşhur belagatınızla bir anlatsanız da biz okuduğunu anlamayanlar da anlasak! Bu hüküm kuruma gelecekte bazı teşhis ve tedavi yöntemlerini, bunların türlerini, sürelerini değiştirme yetkisi vermiyor mu? Hükümetin emrinde olan kurum gelecekte bazı hastalıkları tedavi etmeyecek, tedavi sürelerini sınırlayacak öyle değil mi? Bunu anlamayacak kadar salak mı sandınız bizi Tayyip Bey!
Aynı madde ile 18-45 yaş arası diş protezlerinin tamamının hastalar tarafından ödenmesini öngördüğünüz yalan mı? 18 yaşından küçük 45 yaşından büyük olanların diş protezlerinin yüzde 50’sinin kendilerince ödenmesini öngördüğünüz de mi yalan! Tasarının 13. maddesi ile kamu sağlık hizmeti sunucularının dışındaki özel sağlık kuruluşlarının sigortalı hastalardan protokol bedelinin yüzde 20’si oranında fark almaları, özel sağlık hizmeti sunucularının kurumca belirlenmiş standart üstündeki hizmetlerle istisnai sağlık hizmetleri için tespit edilen fiyatların üç katı tutarında fark almalarını ön görmediniz mi? Bunun ne anlama geldiğini çok iyi anladık Tayyip Bey. Sağlık bir hak olmaktan çıkacak parası olan daha iyi sağlık hizmeti alacak düşük gelirliler ve yoksullar ikinci sınıf sağlık hizmeti alacak. Adaletiniz bu mu Tayyip Bey? Tasarının 14. maddesi ile ayni yardımların yüzde 30’unu asan kısmından, diğer kanunlarla istisna tutulan ödemelerden prim alınması ön görülmüş, ay içinde yapılan ödemelerden prime esas kazancın üst sınırını asan tutarların ise ödemeyi takip eden on iki ayda prime tabi tutulmuştur. Daha az hizmet verirken daha fazla prim almayı hedefliyorsunuz Tayyip Bey, yalan mı?
Bu yazdıklarım yalancı olarak ilan ettiğiniz sendikaların daha önce size anlattıklarının, dosyalar halinde sunduklarının sadece bir bölümü Ama siz IMF’nin söylediklerini doğru sendikaların söylediklerini yalan bellemiş durumdasınız. Sizin düzeyinize inip size yalancı demeyeceğim ama doğru söylemiyorsunuz Tayyip Bey! Açın altında imzanız olan tasarıyı okuyun. Kendinize gelin, kimseye hakaret ve iftira etme hakkınız yok!
Sadun Hoca için: Bu hafta Sadun Hoca için yazmak istiyordum. Olmadı, yine sosyal güvenlik yazmak zorunda kaldım. Hocanın anısı önünde saygıyla, sevgiyle ve özlemle eğiliyorum. |