Üniversite Hastanelerinin Geleceğinin Tartışıldığı Toplantı Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Profesörler Salonu’nda Yapıldı.
 
Tamgün Yasası sonrası,Üniversite Hastanelerinin geleceğinin tartışıldığı 21 Eylül 2010 tarihinde yapılan toplantıya fakülte öğretim üyesi, asistan ve tıp öğrencilerinden oluşan yaklaşık 60 meslektaşımız katıldı.
İTO Başkanı Prof. Dr. M.Taner Gören ve TTB MK İkinci Başkanı Prof. Dr. A.Özdemir Aktan’ın açılış konuşmalarından sonra Prof. Dr. Özgür Kasapçopur’un moderatörlüğünde toplantıya geçildi. Toplantı öncesi Prof. Dr. Raşit Tükel üniversite hastanelerinin sorunları ve karşı karşıya kalınacak tehditlerle ilgili bir sunu gerçekleştirdi.
 
Bu sunuda özetle aşağıdaki hususlara değinildi:
  • Eğitim-öğretim programları ve araştırma faaliyetleri planlanmadan, eğitim alt yapısı açısından ihtiyaçlar belirlenmeden çok sayıda tıp fakültesi açılıyor.
  • Öğrenci sayıları ve eğitim-hizmet dengesi üzerinden akademik kadrolar oluşturulmuyor.
  • Tıp fakültesi öğrenci kontenjanları eğitim altyapısını zorlayacak şekilde artırılıyor.
 
  • Finansal baskılar nedeniyle öğretmeye ve araştırma yapmaya çok az vakit bulabilen öğretim üyeleri, eğitici yönü ön planda olan öğretim üyelerinin giderek klinisyen özelliğinde öğretim üyelerine dönüşmesinin önü açılıyor.
 
  • En yüksek düzeyde tıp eğitimi verme ve yeni bilgiye araştırmalar yoluyla ulaşma misyonundan uzaklaşılıyor.
  • Üniversite Hastaneleri, Kamu Hastaneleri Birliği sistemine eklemlenerek Sağlık Bakanlığı’na bağlanmanın önü açılıyor.
  • Öğretim üyelerine global bütçeleme kısıtı içinde performansa bağlı ödeme sistemi içinde çalışma dayatılıyor.
  • Asgari yaşam koşullarını oluşturabilmek için; muayenehane açmanın tek seçenek olması ve uzun saatler çalışmak zorunda bırakılması ile karşı karşıya kalınıyor.
  • Varlık nedeni eğitim, araştırma ve nitelikli sağlık hizmeti sunumu olan Üniversite Hastanelerinin, tek başlarına ayakta kalabilme koşulları giderek ortadan kalkıyor.
  • Tıp Fakülteleri “yüksek okul” statüsüne indirgenmek isteniyor.
  • Tıp ve uzmanlık eğitimi, araştırma ve nitelikli sağlık hizmet sunumu açısından ağır ve telafisi mümkün olmayan sonuçlarla karşı karşıya getirilmek isteniyor.
 
Sunu sonrasında katılımcıların görüş ve önerileri alındı. Gelen öneri ve konu başlıkları şu şekilde sıralandı:
 
  • Üniversite hastaneleri ve öğretim üyeleri ağır sorunlarla karşı karşıyadır. Yılların birikimiyle oluşan bu sorunlara kolay çözümler üretmek zordur.
 
  • Üniversite öğretim üyelerinin önemli çalışma motivasyonlarından bir tanesi özerkliktir. Üniversite hastanelerinin zor durumda kalmasıyla birlikte, Marmara Üniversitesi Hastanesi örneğinde olduğu gibi, Sağlık Bakanlığı’yla yapılan işbirliği protokolleri gerek idari, gerekse mali özerkliği ortadan kaldırıcı niteliktedir.
 
  • Tam Gün Yasası’yla beraber öğretim üyelerinin gelirleri düşecek, döner sermaye ödemeleri yapılamaz hale gelecek ve gelecek kaygısıyla yüz yüze kalan öğretim üyeleri tek çıkış yolu olarak mesai sonrası ek işte çalışarak geçimini sağlamak zorunda kalacaklar.
 
  • Tam gün olarak çalışan öğretim üyeleri, Anayasa Mahkemesi’nin kararından sonra muayenehane açma seçeneğiyle karşı karşıya kalıp daha uzun süreler çalışmak zorunda kalacaklardır.
 
  • Türk Tabipleri Birliği ve İstanbul Tabip Odası gibi meslek örgütlerinin görüşleri alınmadan, hekimleri doğrudan ilgilendiren ve hekimler aleyhine yasal düzenlemeler yapılmaktadır. Oysa gelişmiş ülkelerde, hekimleri ilgilendiren yasal düzenlemeler hekimlerin meslek örgütleriyle birlikte, onların önerileri doğrultusunda yapılmaktadır.
 
  • Üniversitelerin yıllar içinde birikmiş sorunları bulunmaktadır. Üniversitelerin değişime ihtiyacı vardır, ancak bu değişim ihtiyacı öğretim üyelerinin görüşleri alınarak, meslek örgütleriyle birlikte geliştirilecek bütünlüklü programlar dahilinde gerçekleştirilmelidir.
 
  • Üniversite hastaneleri yaşam savaşı vermektedir. Çok yakın bir zamanda üniversite hastanelerinin finansal çöküntü yaşaması doğaldır. Hükümet tarafından hekimlere çözüm gibi sunulan, ancak gerçekte idari ve mali özerkliği, dolayısıyla üniversiter ortadan kaldıran uygulamalara karşı öğretim üyeleri olarak topluca ses çıkartacak bir eylemlilik süreci içine girilmelidir. Bunun için de bir bildiri hazırlanması, internet sayfası kurulması, imza kampanyası düzenlenmesi ve üniversitelerin sesini bu yollar aracılığıyla kamuoyuna duyurarak, bu kaçınılmaz iflasın önüne geçmek için ivedilikle çaba sarf edilmelidir.
 
Toplantı Odamız Başkanı Prof. Dr. Taner Gören’in kapanış konuşmasıyla sona erdi. Dr. Gören yaptığı konuşmada, “Bugün tıp fakültesi hastaneleri hizmet veremeyecek durumdadır ve bu tıp fakültelerinde gelecekleri konusunda son derece kaygılı öğretim üyeleri bulunmaktadır. Bu süreç bu şekilde devam ederse, çocuklarımızı gönül rahatlığıyla gönderebileceğimiz tıp fakülteleri ve hastalandığımızda başvurabileceğimiz güvenilir hekim bulamayacağımız bir gelecek bizleri bekliyor,” dedi.


Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat