PENCERE
İLHAN SELÇUK
Tehlike Neymiş?..
Aradan çok bir zaman geçmedi; 22 Temmuz seçiminden önceydi...
Cumhuriyet'in manşetlerinde yayımlanan uyarıyı anımsadınız mı?..
Neydi?..
"Tehlikenin farkında mısınız?.."
Ardından Cumhuriyet mitingleriyle değişik kentlerde meydanlar doldu...
*
Ancak bizim medya ne âlemdeydi?..
Ne tehlike...
Ne farkındalık..
Ne uyanış..
Medya kendi âlemindeydi, demokrasi martavallarıyla dolup taşan köşeler gerçekleri örterek dinci iktidarın ekmeğine yağ sürüyorlardı...
22 Temmuz seçimleri AKP iktidarının yüzde 46'lık başarısıyla sonuçlanınca soruldu:
- Peki bu durumda Cumhuriyet mitingleri fiyasko olmadı mı?..
Demek ki tehlike mehlike yoktu...
Ama, medyanın uyurgezerliği kısa sürdü...
*
Meğer tehlike varmış..
Üstelik büyükmüş..
Tehlikenin eli kulağındaymış, Malezya olabilirmişiz...
Ya Türkiye ne âlemdeymiş?..
Allah korusun!..
*
Eh... Sonunda tehlikenin farkına vardık, varıyoruz...
Buna da şükür.. mü diyelim?..
Önce bir gerçeğin altını çizmekte saymakla bitmez yarar var...
Cumhuriyet'in söylediği, yazdığı, haber verdiği tehlikenin gerçeğiyle, Cumhuriyet mitinglerinde meydanları dolduran milyonların dile getirdikleri gerçek artık elle tutulur, gözle görülürcesine somutlaşmıştır...
Cumhuriyet gazetesi medyada tektir...
1991'de Sovyetler'in çökmesiyle ortaya atılan "Küreselleşme, Yeni Dünya Düzeni, Yükselen Değerler" konularında da Cumhuriyet medyada tek başına tavrını koymuştu...
Gazetemizin yazdığı her şey aradan geçen sürede, bir bir ortaya çıktı, doğrulandı; Küreselleşme'nin ve Yeni Dünya Düzeni'nin ne demek olduğu Ortadoğu'da kabak çiçeği gibi sergileniyor...
*
Bugün yazdıklarımız da yarın doğrulanacak ve gerçekleşecektir...
Atatürk 'ün laik ve bağımsız Türkiye Cumhuriyeti teslim olmayacak...
Ama tehlikenin farkında mısınız?.. Farkına varmamak için ya kör, ya aptal ya da satılmış olmak gerek...
Kaynak-- Cumhuriyet Gazetesi