PAZARIN PENCERESİNDEN

Sahte ilaçla iyileşmek

Selçuk Erez

- Müvekkilim Ayhan Hatmi, 95 kişinin organize toplu kaçakçılık yaptıkları iddiasıyla açılmış olan bu davada, kendisinde kanser varlığı teşhis edildiği ve sahte ilaçlarla tedavi edildiği halde iyileşmesi nedeniyle cürüme iştirakle suçlanmaktadır.

Şimdi huzurunuzda sanık olarak bulunan Ayhan Hatmi'de, iki yıl önce aşırı yorgunluk şikâyetiyle başvurduğu Sarmahatun Medikal Sentır'da alınan biyopsisinde miyelogen lösemi denen habis hastalığın varlığı saptanmış ve onkoloji uzmanı kendisini İtalya'daki Montazuma laboratuvarınca üretilmiş ve yurdumuza SMT firmasınca ithal edilmiş "Gonarfarnib" ve "Vortezornik" adlı ilaçlarla tedaviye başlamıştır.

İki ay süren tedavi sonucunda bu ilaçların herhangi bir yan etkileri gözlenmemiş ve Ayhan Hatmi'de yapılan bütün tetkikler ve alınan biyopsilerle hastalığın tamamen kaybolduğu saptanmıştır.

Ancak, Hatmi Bey'in tedavisinden iki ay sonra, polis baskınları sonunda bu hastanede ve bir ecza deposunda ele geçen maddelerin tahlilleri, müvekkilime, onkolog tarafından verilen bu ilaçların, içlerinde etkin hiçbir madde bulunmayan sahte etiketli ve ambalajlı ilaçlar olduklarını ortaya çıkarmıştır.

Bu olayı, adı geçen hastanedeki onkolog, laboratuvar teknisyenleri ve eczane sorumlusunun toplu kaçakçılık ve sahtecilikle itham edilmeleri ve tutuklanmalar izlemiştir.

Bu sırada onkolog, savcılıkta verdiği ifadede sahte olduğu ileri sürülen bu ilaçlarla Ayhan Hatmi'nin kesin bir şifaya kavuştuğunu ve müvekkilimin şifasının, bu ilaçların sahte olmadıklarının delili olduğunu ileri sürmüştür.

Savcılık, bu ifadeye dayanarak, Ayhan Hatmi'yi, "sahte ilaç şebekesi üyelerini, yakalandıklarında ithamdan kurtaracak delil sağlamak amacıyla iyileştiğini" ve böylece bu fiiliyle suça birinci derecede iştirak etmiş olduğunu ileri sürerek tutuklatmıştır.

Ayhan Hatmi beş aydır ceza ve tutukevinde bulunmaktadır.

Muhterem Savcılık Makamı, müvekkilimi sahte ve tesirsiz ilaçlarla iyileşmekle itham ederken bazı gerçekleri göz önüne almalıydı:

* Halkımız kaç zamandır litrelerce sahte rakı içtiği halde kör olan kaç kişidir?

* Zeytinleri karartmak için bazen tekstil boyası kullanıldığını bilmiyor muyuz? Yağ ve kemik külünden lahmacun yapılmıyor mu? Kırmızı bibere kiremit tozu eklenmiyor mu? Bozuk bulgur boyanıp satılmıyor mu? Zeytinyağına ayakkabı boyası ve kanola karıştırıldığını, son kullanma tarihi bitmiş sucuklar ve her türlü sakatat artığının, yeni üretilen sucukların içine eklendiğini duymadık mı?

Bu millete, öteden beri her gün bu nesneleri yediği ve toksik gazla doyurulmuş havaları solunduğu halde bir şey oluyor mu? Daha bitmedi: Her bayramda mezarlarda para karşılığı Kuran okuyan "sahte hafız"lar türemiyor mu? Sahte maliyeciler, vergi mükelleflerine "Maliye Dergisi" gibi isimlerle bastırılmış gazete, dergi satmıyorlar mı? Bütün bu düzenbazlıklara rağmen kaçımızın sinir sistemi allak bullak oluyor?

Öyleyse Ayhan Hatmi'nin kanserinin sahte ilaç kullanıldığı halde kötüleşmesi beklenirken iyileştiğine şaşmamak gerekir. Bu durumda onun masum olduğunun, bu olaylara bilgisi dışında karıştığının kabul edilmesini ve tutukluluk durumuna son verilmesini arz ve talep ederiz.

Avukat R. Şaşmaz

Cihangir

erezs@superonline.com



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat