SAĞLIKTA PİYASACI TAHRİBATIN
SON HALKASI: AKP
Bu çalışma “Ata Soyer, Bülent Aslanhan, Eriş Bilaloğlu, Güray Kılıç, Osman Öztürk
Cavit Işık Yavuz ve Mehmet Zencir” tarafından hazırlanmıştır.
SAĞLIKTA PİYASACI TAHRİBATIN SON HALKASI: AKP
Birinci Baskı, Haziran 2007, Ankara
Türk Tabipleri Birliği Yayınları
ISBN 978-975-6984-90-1
TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ MERKEZ KONSEYİ
GMK Bulvarı Şehit Daniş Tunalıgil Sok.
No:2 Kat:4, 06570 Maltepe / ANKARA
Tel: (0 312) 231 31 79
Faks: (0 312) 231 19 52-53e-posta: ttb
@ttb.org.tr http://www.ttb.org.trSAĞLIKTA PİYASACI TAHRİBATIN SON HALKASI: AKP
ÖNSÖZ
“Mücadelemiz sağlık hakkı içindir.” Broşürümüzün giriş başlığını bu cümle oluşturuyor. Çünkü Türk
Tabipleri Birliği’nin onyıllardır temel yaklaşım olarak benimsediği bu anlayış, neo-liberal saldırganlığa
karşı nasıl bir zeminde duracağımızın da göstergesi. Sağlık hakkını savunmak özü itibariyle iyi hekimlik
değerlerini savunmaktır. Sağlık ortamının bütününü, çalışma koşullarımızı, ücretimizi, değerlerimizi,
hasta hekim ilişkisini sağlık hakkı kavramının içinde değerlendirmek zorundayız.
Sağlıkta eşitsizliklerin arttırıldığı bir süreçten sağlığa erişimin yurttaşların önemli bir kısmı için imkansızlaştırıldığı
bir sürece doğru evriliyoruz. Hekimlerin birer maliyet unsuru olarak değerlendirileceği,
güvencesiz, geleceksiz ve piyasanın ağır baskısına açık değerler erezyonu bu sürecin kaçınılmaz sonuçlarını
oluşturuyor. Yılların “sağlık reformu” girişimleri IMF ve TUSİAD destekli AKP hükümeti aracılığıyla
“Sağlıkta Dönüşüm Programı” adı altında ülkemize pazarlanmaya çalışıldı. Tek başına iktidar
olmak, Dünya Bankası kredileri ile değirmeni döndürmek, medya manüpilasyonlarıyla “sağlıkta devrim”
havası yaratmak işin özünü değiştirmiyor. Sağlıkta neo-liberal dönüşümü, yani sağlık ortamımızın
piyasacı tahribata uğratılmasının son halkasını AKP hükümeti temsil ediyor.
2007 seçimleri öncesinde tüm partileri merkeze çekme ve siyaseti teknokratlaştırma girişimleri siyasal
temsil ve iktidar mekanizmasının oluşum sürecinde hekimler de dahil olmak üzere tüm çalışanları,
emek örgütlerini ve demokratik kurumları devre dışı bırakmayı hedefliyor. Hangi hükümet gelirse
gelsin sağlık gibi alanlarda aynı programı uygulamaktan başka çaresi ol(a)mayacağı ve toplumun bu
duruma mahkum olduğu havası veriliyor. Ya bu konuları hiç konuşmamak ya da en piyasacı kimse
ona yol açmak öneriliyor. Oysa bizler, ülkemize, hekimlere ve yurttaşlarımıza olan sorumluluğumuzdan
hareketle bu sürece müdahil olmakta kararlıyız. Ne AKP hükümetinin dört buçuk yıllık icraatıyla
tescilli olan programını kabullenmeye ne de sağlığı bir teferruat gibi görüp IMF ve Dünya Bankasına
bağlılıklarını şimdiden ilan edenlerin icazetine ihtiyacımız var. Sağlıkta yaşanan tahribatı, nedenlerini,
sorumlularını ve bunun ülkemiz için sonuçlarını göstermeye çalışırken, insanca yaşanacak bir dünya
ve eşitlikçi bir sağlık ortamına sahip bir ülke özlemimiz devam ediyor.
Türk Tabipleri Birliği bu sorumluluk ve görev anlayışıyla uygulanma niyeti çıktığı andan itibaren fiili
olarak karşı durduğu bu piyasacı programın iç yüzünü gerek hekimler, gerek vatandaşlar, gerekse
demokratik kamuoyu önünde tüm açıklığı ile tartıştırmayı görev bildi. Sağlıkta piyasacı tahribatı en
pervasız örneğinden hareketle irdeleyen bu broşürün mücadeleyi omuzlayan ve ülkemiz gerçeklerine
uygun eşitlikçi bir sağlık ortamına kavuşma çabalarını sürdüren herkese bir kaynak oluşturacağını
düşünüyoruz.
Broşürün hazırlanmasında emeği geçen tüm arkadaşlarımıza teşekkürü önümüzdeki dönem yürüteceğimiz
etkin ve kararlı bir mücadele ile verebilmek umuduyla….
TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ
MERKEZ KONSEYİ
SAĞLIKTA PİYASACI TAHRİBATIN SON HALKASI: AKP
İÇİNDEKİLER
ÖNSÖZ
....................................................................................................................3İÇİNDEKİLER.......................................................................................................... 5
I. MÜCADELEMİZ SAĞLIK HAKKI İÇİNDİR....................................................... 9
II. TÜRKİYE, SAĞLIKLI VAROLMA (YAŞAMA) OLANAKLARI AÇISINDAN
DÜNYADA KÖTÜ DURUMDA OLAN ÜLKELER ARASINDA
SAYILMAKTADIR........................................................................................... 10
II.1. Ulusal Gelir Artmasına Karşın, Bu Artış Sosyal İşlevlere ve Gelir
...................Dağılımındaki Eşitsizliği Azaltmaya Yansımamaktadır. ............................... 11
II.2. Ülkemizde, Sağlığı Etkileyen En Önemli Bileşenlerden Biri Olan
İş’ten Yoksun Nüfus (İşsiz) Ciddi Bir Sayıda Seyretmektedir........................ 12
II.3. Türkiye’de Her Beş Kişiden Biri Yoksuldur................................................... 1
3III. SAĞLIK ÖLÇÜTLERİ, YILLAR İÇİNDE İYİLEŞME GÖSTERMESİNE KARŞIN,
YERLEŞİM YERİ, BÖLGE, SINIF, EĞİTİM GİBİ ETMENLER BAĞLAMINDAKİ
EŞİTSİZLİKLER GİDEREK DERİNLEŞMEKTEDİR......................................... 14
IV. SAĞLIK HİZMETLERİNDE PİYASA YÖNELİMLİ MÜDAHALELER, AKP
DÖNEMİNDE ARTARAK/HIZLANARAK DEVAM ETMİŞTİR: AKP
DÖNEMİNDE SAĞLIKTA NELER OLDU, NELER DÖNÜŞTÜ?........................ 19
IV.1. AKP, Sağlıkta Neler Yapacağını, Temel Belgelerinde Açıklamıştır.
Neydi O Temel Belgeler?.............................................................................. 19
IV.2. AKP Hükümeti, Sağlıktaki Yasal Düzenlemeleri Alt Üst Etmiştir. Neydi,
AKP Döneminde Sağlıktaki Temel Yasal Düzenlemeler?.............................. 22
IV.3. AKP Hükümeti, Sağlığın Finansmanına Müdahale Etmiştir:......................... 2
3IV.3.1. AKP Hükümeti, Sağlık Alanına Bütçeden Akan Parayı Asgari Bir
Düzeye İndirmiş, Sağlığı Önemli Ölçüde Sosyal Güvenlik Kurumlarının
Kaynaklarından Karşılama Yoluna Gitmiştir. ........................................................23
IV.3.2. AKP Hükümeti, Zaten Sınırlı Hale Getirdiği Bütçe Sağlık Harcamalarını
Giderek Daha Fazla Döner Sermayeye Dayandırmaktadır....................................23
IV.3.3. 1992 Yılında Yoksullara Yönelik Gündeme Getirilen “Yeşil Kart”, AKP
Döneminde Dördüncü Sosyal Güvenlik Kurumu Haline Getirilmiştir....................24
IV.3.4. AKP Hükümeti, Kamu Sağlık Hizmeti Kavramının Özünü Tahrip Etmiştir.
Kamu Sağlık Hizmetini, Kamu Sağlık Kurumlarınca Sunulan Bir Hizmet
Olmaktan, Kamu Sağlık Yatırımlarını Dibe Çekerek, Çıkarmıştır. Yerine,
Kamu Dışından Satın Alınan Bir Hizmet Modelini Oturtmuştur.............................26
IV.3.5. Bu Bağlamda, AKP 1980 Sonrası Dönemin Sağlıkta En Verimsiz ve En Müsrif
Hükümeti Olmayı Başarmıştır. Kamu Hizmetini Dışarıdan Satın Alma Modeli
Temeline Oturtan AKP, Toplam Sağlık Harcamalarının Yaklaşık Yarısı Kadar
Bir Kaynağı, Kamudan Özele Aktarmıştır. Sağlık Alanı, Kamudan Özele
Kaynak Aktarmanın En Tipik Örneği Haline Gelmiştir..........................................26
IV.3.6. AKP Dönemi, Kamudan Özele Kaynak Aktarma Modeli İle Birlikte Bir Özel
Sağlık Sektörü Patlaması Yaratmıştır. Özel Hastanelerden, Özel Tıp
Merkezlerine, Özel Polikliniklerden Özel Laboratuvarlara Kadar Hizmet
Sunan Özel Sektör Bölmesinde Büyüme ve Yaygınlaşma Söz Konusudur.............26
IV.3.7. AKP Döneminin Bir Başka Özelliği, İlaç Tüketimi, İlaç Harcamaları ve
İthalatındaki Patlama Olmuştur.............................................................................28
IV.3.8. AKP Sağlık Finansmanı Alanındaki Asıl Saldırısını Genel Sağlık Sigortası
Yasası İle Yapmaya Çalışmıştır. ...........................................................................30
IV.4. AKP Hükümeti, Sağlık Hizmet Sunumuna Kamuya Yatırım Yapmayarak
Kamu Sağlık Hizmetlerini Çökertmek Suretiyle ve Kamu Sağlık
Hizmetlerini Özel Sektör Yöntemleriyle Verilmesini Sağlayarak Müdahale
Etmiştir.......................................................................................................
33SAĞLIKTA PİYASACI TAHRİBATIN SON HALKASI: AKP
IV.4.1. AKP Hükümeti, Sağlığa Yatırım Yapmamıştır. Bunun En İyi Göstergesi,
Sağlık Ocağı Başına Düşen Nüfusun, AKP İktidarı Döneminde
Artmış Olmasıdır...................................................................................................33
IV.4.2. AKP, Sağlık Yatırımlarını Durdurmasının Yanı Sıra, Özellikle Birinci
Basamak Sağlık Hizmetlerinin Çökertilmesi Yönünde Adımlar Atmıştır.
Sağlık Ocaklarına Hekim Ataması Yapılmamış, Birinci Basamağın Çökmesine
Göz Yumulmuştur.................................................................................................35
IV.4.3. Sağlık Ocakları, Sadece Tedavi Hizmeti Veren Yerler Olarak Görülmüş,
Poliklinik Hizmetlerinin Artışı Bir Gelişme Olarak Sunulmuştur.............................36
IV.4.4. Birinci Basamakta Özelleştirme: Aile Hekimliği.....................................................36
IV.4.5. Sağlıkta “Dönüşüm” Patronların Hizmetinde: Bir Darbe de İşyeri
Hekimliğine..........................................................................................................38
IV.4.6. AKP Döneminde Sağlıkta Taşeronlaştırma Destek Hizmetlerden
Klinik Hizmetlere Yaygınlaştırılmıştır......................................................................40
IV.4.7. Hastaneler de, Tıpkı Sağlık Ocakları Gibi, Sadece Hasta Tedavi
Edilen Yerler Olarak Görülmektedir. Son 5 Yılda Artmış Görülen Ayaktan
Bakılan ve Yatarak Tedavi Gören Hasta Sayısı, Bir Yönü İle El Konulan
SSK Sağlık Kurumları İle İlgilidir. Diğer Yön ise, Kamunun çökertilmesi
Sonucu Özel Sağlık Sektörünün Önünün Açılmasıdır............................................41
VI.4.8. AKP Son Bir Hamle İle Hastaneleri Kırk Parçaya Bölmeye Kalkmıştır.
Kamu Hastane Birlikleri İle, Fiilen İşletmeleştirilen Hastaneler Yasal Olarak da
İşletmeleştirilmek İstenmektedir.............................................................................41
IV.4.9. SSK Sağlık Kurumlarının Gaspı: Amaç Birleştirme Değil, Tasfiye..........................43
IV.5. AKP Hükümeti, Sağlık İnsangücüne Onları Birbirlerinden Yalıtarak,
Rekabete Sokarak, Çoğunluğun Güvencesini Elinden Alarak, Baskıcı Bir
Ortamda Çalışmaya Zorlayarak Müdahale Etmiştir...................................... 44
IV.5.1. AKP’nin Sağlık Çalışanlarına Layık Gördüğü Çalışma Biçimi Güvencesiz
Çalışma Olmuştur: Sözleşmeli Çakılı Kölelik.........................................................45
IV.5.2. AKP Döneminde, Daha Önce Destek Hizmetlerde Çalışan Personelin
Sözleşmeli Çalışmasına Ek Olarak, Tıbbi Hizmetlerde Çalışanlar Yaygın
Olarak Sözleşmeli Olmaya Başlamıştır.................................................................46
IV.5.3. AKP, Başlangıçta Kaldırdığı Mecburi Hizmeti, “Dün Dündür, Bugün Bugündür”
Diyerek ve Hekim Eksikliğinin En Önemli Sağlık Sorunu Olduğunu Söyleyerek,
Yeniden Yürürlüğe Sokmuştur..............................................................................47
IV.5.4. AKP İktidarının Kamu Hastanelerindeki Hekimlere ve Sağlık Personeline Reva
Gördüğü, Performansa Dayalı Ticarileşme, Partizanca Kadrolaşma ve
İşgal Olmuştur......................................................................................................47
IV.5.5. AKP, Sağlık Alanını Piyasaya Açmada Sınır Tanımayan Uygulamalarına,
Sermayenin İhtiyacına Yanıt Veren Bir Adımla Daha Katkıda Bulunmuştur:
İthal Hekim Ve Torba Yasa...................................................................................49
IV.6. Sağlıkta Uluslararası İpotek: IMF ve Dünya Bankası Sağlığa Zararlıdır........ 51
IV.7. AKP Hükümetinin Sağlığa Müdahalesinin En Önemli Sonucu, Bulaşıcı
Hastalıkların Yaygınlaşmasıdır..................................................................... 55
V. AKP HÜKÜMETİNİN SAĞLIKTA YAPTIKLARININ ANLAMI NEDİR?.............. 62
VI. AKP DÖNEMİNDE SAĞLIK HAKKI MÜCADELESİ ÜZERİNE NOTLAR.......... 64
VII. NEYİ TALEP ETMELİYİZ? NASIL TALEP ETMELİYİZ?.................................... 68
EK 1: 2002 KASIM- 2007 DÖNEMİNDE RESMİ GAZETEDE YAYIMLANAN
BAZI KANUNLAR ......................................................................................... 74
Ek 2: 2002 KASIM- 2007 DÖNEMİNDE ÇIKARILAN BAZI YÖNETMELİKLER....... 75
SAĞLIKTA PİYASACI TAHRİBATIN SON HALKASI: AKP
I. MÜCADELEMİZ SAĞLIK HAKKI İÇİNDİR
Nedir, sağlık hakkı? Sağlıklı varolma hakkı (sağlıklı yaşama hakkı) ve sağlık hizmetlerine ulaşma hakkıdır.
Sağlıklı yaşama için gerekenler iş, gelir, sosyal güvence, barınma, beslenme, insanca çalışma
ortamı, toplumsal yaşama katılma vb.dir. Sağlık hizmetlerine ulaşma ya da yararlanma hakkı ise eşit,
ulaşılabilir, tüm toplumu kapsayan, ücretsiz, nitelikli sağlık hizmetinden tüm insanların yararlanmasıdır.
Yaptıklarımız ve yapacaklarımızın oturduğu temel, işte bu sağlık hakkıdır.
TTB, Sağlık hakkını olumsuz etkileyen tüm müdahalelere, sağlık hakkının toplumda eşitsiz dağılımına
karşı çıkar. TTB bilir ve savunur ki; bir ülkede iyi hekimlik, ancak sağlık hakkının tüm toplum için geçerli
olduğu ve sağlıkta eşitsizliklerin kaldırıldığı bir ortamda mümkündür.
Sağlıklı var olma
(yaşama) hakkı
İş (tam istihdam)
Gelir (insanca yaşama içingerekli)
Sosyal güvenlik
Çalışma ortamı (insancıl)
Kentsel ve kırsal alt yapıo
Su, atık, ulaşım,o
Gürültüsüz ortam,o
Kültür, sanat gibi.
Konut
Eğitim•
………….Sağlık hizmetlerinden
yararlanma hakkı
Eşit,
Ulaşılabilir,
Tüm nüfusu kapsayan,
Ücretsiz,
Nitelikli
….Sağlık Hakkı
10
II. TÜRKİYE, SAĞLIKLI VAROLMA (YAŞAMA) OLANAKLARI
AÇISINDAN DÜNYADA KÖTÜ DURUMDA OLAN ÜLKELER
ARASINDA SAYILMAKTADIR.
Bu konuda bir ölçüt, insani gelişme endeksidir. 1975-2004 yılları arasında Türkiye’nin “insani gelişme
indeksi açısından sıralamadaki yeri, 177 ülke arasında 92.liktir
Tablo 1. Türkiye İçin İnsani Gelişim İndeksinin Gelişimi ve Sıralaması (UNDP Human
Development Report, 2006)*
1975 1980 1985 1990 1995 2001 2002 2003 2004**
Türkiye Puanı 0.587 0.610 0.646 0.678 0.709 0.734 0.751 0.750 0.757
Seviyesi Orta Orta Orta Orta Orta Orta Orta Orta Orta
Türkiye Sıralaması 56 64 68 79 75 96 88 94 92
Ülke sayısı 102 113 121 136 145 175 177 177 177
Ülke sayısına göre (%) 54.9 56.6 56.2 58.1 51.7 54.9 49.7 53.1 52.0
*İnsani Gelişim Endeksi ve Türkiye Açısından Değerlendirme, Sırrı Demir, Sosyal Sektörler ve Koordinasyon Genel Müdürlüğü,
Ankara, 2006.
**UNDP Human Development Report, 2006.
Türkiye’nin komşuları Yunanistan, Bulgaristan, Romanya, Bosna-Hersek yüksek gelişmişlik düzeyinde
ülkeler arasında yer almaktadır. Yine Makedonya, Ukrayna, Lübnan, Kazakistan, Ermenistan ve
Ürdün bizimle birlikte orta gelişmişlik düzeyindeki ülkeler arasında olmasına karşın, sıralamada bizim
üzerimizde yer almaktadır.
Türkiye, kendisiyle benzer gelir düzeyindeki ülkelerle kıyaslandığında çeşitli sağlık ölçütleri açısından
en olumsuz ülkeler arasındadır Örneğin, doğumda beklenen yaşam süresi açısından, 18 ülkenin en
sonunda yer almaktadır. Bebek ölüm hızı açısından da,18 ülke arasında 17. sıradadır.
SAĞLIKTA PİYASACI TAHRİBATIN SON HALKASI: AKP
11
Tablo 2 .Gelir Düzeyi Türkiye İle Benzer Olan Ülkelerde Doğumda Beklenen Yaşam Ümidi
ve Bebek Ölüm Hızı Değerleri (UNDP, Human Development Report, 2006)
II.1. Ulusal Gelir Artmasına Karşın, Bu Artış Sosyal İşlevlere ve Gelir Dağılımındaki
Eşitsizliği Azaltmaya Yansımamaktadır.
1965’de 791 dolar (satın alma paritesi olarak) olan kişi başına gayrı safi yurt içi hasıla (KB/GSYİH),
1975’de 1523, 1985’de 3340, 1995’de 5620, 2000’de 6974, 2002’de 6390, 2004’de 7753 dolara
yükselmiştir. Ancak, bu gelişme sağlık, eğitim başta olmak üzere sosyal alanlara yansımamıştır.
GSYİH’ya göre beklenen performans (-22) olarak hesaplanmıştır. Başka bir deyişle, insani gelişme
indeksi sıralamasında Türkiye şimdiki bulunduğu yerden 22 sıra yukarıda olması gerekir.
Türkiye’ye göre geliri daha az olmasına karşın, insani gelişmişlik indeksine göre daha üst sıralarda bulanan
ülkeler: Küba, Panama, Bosna-Hersek, Makedonya, Belarus, Dominik, Kolombiya, Saint Lucia,
Venezuella, Arnavutluk, Samoa, Ukrayna, Lübnan, Kazakistan, Ermenistan, Çin, Peru, Ekvador,
Filipinler, Ürdün, Grenada, Surinam, Fiji, Paraguay.
Gelir dağılımındaki eşitsizliğin sürmesi, artan gelirin toplumun geniş ve yoksul kesimlerine yansımadığını
göstermektedir. Türkiye’de en zengin %10’un geliri, en yoksul %10’un gelirinin 16.8 katıdır.
12
Tablo 3. Türkiye’de Gelir Dilimlerine Göre Gelirin Dağılımı (2003) (UNDP. Human
Development Report. 2006)
Gelirin veya harcamaların paylaşımı Eşitsizlik ölçümleri
En yoksul
%10
En yoksul
%20
En zengin
%20
En zengin
%10
En zengin%
10 /
En yoksul
%10
En zengin%
20 /
En yoksul
%20
Gini
katsayısı
2003
yılı
2.0 5.3 49.7 34.1 16.8 9.3 43.6
II.2. Ülkemizde, Sağlığı Etkileyen En Önemli Bileşenlerden Biri Olan İş’ten Yoksun
Nüfus (İşsiz) Ciddi Bir Sayıda Seyretmektedir.
2005 yılı istatistiklerine göre, resmi işsiz sayısının 2.526.400 olduğu belirtilmektedir. Her 10 kişiden
birinin işsiz olduğu ülkemizde, bu oran gençlerde %19’u geçmektedir.
Toplam 22 milyon istihdamının 6,5 milyonu tarımda, 4,3 milyonu sanayide, 11,3 milyonu hizmet sektöründedir.
Yıldan yıla tarım azalırken hizmet sektöründe artış belirgindir. 2006 başında da “işsizlik”
Türkiye ekonomisinin en önemli sorunlarından biri olmaya devam etmektedir. Ekonomi son dönemde
hızlı büyüme konjonktürü içinde olmasına rağmen istihdam yaratamamaktadır. Yani. istihdamsız
büyüme sergilemektedir. Yapısal reformlar ve “esnek işgücü piyasaları uygulamaları” da yüzde 10’un
üzerinde seyreden işsizlik. daha düşük reel kazanç ve %50.1 düzeyinde (2005 yılı sonu itibarıyla) kayıt-
dışı istihdam olarak kendini göstermektedir. İşbulma olanaklarını yitiren ve umudu kırılan sivil nüfusun
boyutlarını da temsil etmesi açısından önemli olan işgücüne katılım oranı düşerken işsizlik göstergesinde
anlamlı bir düşüş yaşanmaması ise sorunun aslında görünenden çok daha büyük boyutlu
olabileceğinin işaretidir.
(Bağımsız Sosyal Bilimciler-2006 yılı raporu: IMF Gözetiminde OnUzun Yıl. 1998-2008: Farklı Hükümetler, Tek Siyaset).
SAĞLIKTA PİYASACI TAHRİBATIN SON HALKASI: AKP
13
Tablo 4. Yurtiçi İşgücü Piyasasında Gelişmeler (bin kişi) (TUİK, Hane Halkı İşgücü
Araştırması 2007 Ocak Dönemi Sonuçları)*
2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006** 2007**
15+yaştaki nüfus 46 210 47 150 48 041 48 917 49 829 50 810 51 281 52 151
Sivil İşgücü 23 036 23 496 23 946 23 790 24 191 24 595 23 633 24 424
İş gücüne katılma oranı (%) 49.9 49.8 49.8 48.6 48.5 48.4 46.1 46.8
Sivil istihdam 21 540 21 536 21 473 21 295 21 712 22 086 20 834 21 749
Sivil istihdam Oranı (%) 46.6 45.7 44.7 43.5 43.6 43.5 40.6 41.7
İşsiz 1 496 1 959 2 474 2 495 2 479 2 508 2 799 2 675
İşsizlik oranı (%) 6.5 8.4 10.3 10.5 10.3 10.2 11.8 11.0
Tarım Dışı İşsizlik Oranı (%) 9.2 12.7 15.1 15.0 14.7 13.6 14.9 13.7
Genç İşsizlik Oranı (%) 21.9 20.6
*Bağımsız Sosyal Bilimciler-2006 yılı raporu: IMF Gözetiminde On Uzun Yıl. 1998-2008: Farklı Hükümetler, Tek Siyaset.
**TUİK, Hane Halkı İşgücü Araştırması 2007 Ocak Dönemi Sonuçları
II. 3. Türkiye’de Her Beş Kişiden Biri Yoksuldur.
Türkiye’de yoksulluk oranı %20.5’tir. Kırsal yerleşim yerlerinde yaşayanlarda yoksulluk oranı % 32.95
iken kentsel yerlerde yaşayanların yoksulluk oranı %12.83’tür. 2005 yılında hane halkı büyüklüğü
3 veya 4 kişiden oluşan hanelerde bulunan fertlerin yoksulluk oranı %9.36 olurken 7 ve daha fazla
olan hanelerde fertlerin yoksulluk oranı %45.99 olarak hesaplanmıştır. En yüksek yoksulluk riskine
sahip olan tarım sektöründe çalışanlarda yoksulluk oranı 2003 yılında %39.89, 2004 yılında %40.88
iken 2005 yılında %37.24 olarak tahmin edilmiştir. Okuryazar olmayanlarda yoksulluk oranı %37.81
olurken ilköğretim mezunlarında bu oran % 22.42, lise ve dengi meslek okulları mezunlarında %
6.79, yüksekokul, fakülte ve üstü mezuniyete sahip fertlerde % 0.79 olmuştur. (TUİK-2005 Yoksulluk
Çalışması Sonuçları)
SAĞLIK HAKKINI ETKİLEYEN BİLEŞENLER AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLDİĞİNDE, SAĞLIK
ÖLÇÜTLERİNİN İYİ OLMASI BEKLENEMEZ. TABLO AÇIKTIR; İŞSİZLİĞİN, YOKSULLUĞUN,
SOSYAL HİZMET EKSİKLİĞİNİN YOĞUN OLDUĞU BİR TOPLUMDA SAĞLIK HAKKININ
GERÇEKLEŞMESİ OLANAKLI DEĞİLDİR.
14
III. SAĞLIK ÖLÇÜTLERİ, YILLAR İÇİNDE İYİLEŞME
GÖSTERMESİNE KARŞIN, YERLEŞİM YERİ, BÖLGE, SINIF,
EĞİTİM GİBİ ETMENLER BAĞLAMINDAKİ EŞİTSİZLİKLER
GİDEREK DERİNLEŞMEKTEDİR.
Bebek Ölümlülüğü:
Türkiye’de bebek ölüm hızı, 1978-2003 yılları arasında binde 134’den binde 29’a gerilemiştir. Olumlu
gibi görünen bu gelişim, kır-kent, doğu-batı, yoksul-zengin gibi değişkenler üzerinden değerlendirildiğinde,
ciddi bir eşitsizliği yansıtmaktadır.
1978-2003 yılları arasında kırda bebek ölüm hızı binde 146’dan, binde 39’a gerilerken, aynı sürede
kentteki değişim, binde 119’dan binde 23’e olmuştur. Başka bir deyişle, kırda kente kıyasla 1.2 kat
olan bebek ölümlülüğü farkı, 1.7’ye yükselmiştir.
Aynı durum, Doğu-Batı için geçerlidir. 1978’de binde 147 olan Doğu’daki bebek ölüm hızı, 2003’de
binde 41’e gerilerken, aynı sürede Batı’daki bebek ölüm hızı, binde 108’den binde 22’ye düşmüştür.
Doğu’da 1978’de, Batı’ya kıyasla 1.4 kat fazla bebek ölürken,bu fark, 2003’de 1.9’a yükselmiştir.
Ayrıca, Batı ile Kuzey ve Güney arasında da eşitsizlikler söz konusudur.
Tablo 5. Yıllara ve Yerleşim Yerine Göre Bebek Ölüm Hızı (Binde) (Onur Hamzaoğlu,
Türkiye’de Sağlığın Bugünü(Sağlıkta Dönüşüm)-Ne Yapmalı? 9. Ulusal Sosyal Bilimler
Kongresi, 2005, TNSA 1978 ve 2003)
Yerleşim/ Yıl 1978 2003
Kır 146 39
Kent 119 23
Kır/Kent (Hız Oranı) 1.2 1.7
Bölgeler
Doğu 147 41
Kuzey 141 34
Orta 151 21
Güney 109 29
Batı 108 22
Doğu/Batı (Hız Oranı) 1.4 1.9
Kuzey/Batı (Hız Oranı) 1.3 1.5
Güney/Batı (Hız Oranı) 1.0 1.3
Orta/Batı (Hız Oranı) 1.4 1.0
Türkiye 134 29
SAĞLIKTA PİYASACI TAHRİBATIN SON HALKASI: AKP
15
HASTANELERDEKİ ÇALIŞMA KOŞULLARI İLE İLGİLİ BİR İBRET BELGESİ
YENİDOĞAN YOĞUN BAKIM BİRİMLERİNDE
(YYBB) BEBEK ÖLÜMLERİYLE İLGİLİ
KOMİSYON RAPORU
1. Birimlerde her kritik hasta için vital bulguların izleminin
yapılabileceği monitor bulunmamaktadır ve
zorunlu kalındığında bir küvöze 2-3 bebek yatırıldığı
belirtilmiştir.
2. Üniversitelerdeki YYBB’lerde yatan hastaların büyük
bir kısmı üniver-site dışı özel ve diğer hastanelerden
sağlık güvencesi olmadığı için sevk edilen hastalar oluşturmaktadır.
Bu hastaların çoğu doğum tartısı düşük.
mortalite ve morbiditesi yüksek pretermler olduklarından
bunların so-runları ciddi ve yatış süreleri de çok
uzun olmaktadır.
3. Temizlik işleri birimlerde taşeron firma tarafından
yürütülmekte-dir.Firma elemanları yeterli sayıda değildir.
Eğitimsiz ve niteliksiz ola-bilmekte ve sık değişmektedirler.
Genel olarak eleman sayısı gece ve hafta sonu
değişmekte. bu günlerde sabit eleman olmamaktadır.
4. Birimlere ünitenin temizliği için yeterli miktar ve nitelikte
temizlik maddesinin verilmediği bildirilmiştir. Birimlere yeterli sayıda sarf mal-zemesi (kağıt
havlu. sonda. ventilatör devresi vs.) sağlanamamakta-dır.Düşük fiyatların tercih edilmesi yüzünden
kaliteli sarf malzemesi alı-namamaktadır.İhale şartnamesi bağlayıcı hükümler içermektedir.
Bu nedenlerle kaliteli malzemeler kalitesizlerle rekabet etmektedir.
5. Diğer sağlık kurumlarından gelen bebeklerin çoğu optimal şartlarda transfer edilmemektedir.
6. Nöbet şartlarında servislerde bulunan hekimler de neonatoloji konu-sunda deneyimlidir.
Ancak sayıları yüksek hasta sayısına uygun değildir.
7. Hafta sonu ve gece hasta başına düşen hemşire sayısı daha da azal-makta. nöbet şartlarında
10-20 hastaya bir hemşire düşmektedir.
8. Diğer yandan kadrolu hemşireler Devlet Memurluğu Sınavı ile merkezden atanması atananların
o bölgede ikamet etmemesi. eş vb. ne-denlerle işe başladıktan kısa süre sonra tayinlerini
istemeleri devir hızını artıran diğer faktörlerdir.
9. Zaman zaman yoğun bakım konusunda deneyimli hemşire olmadı-ğında pediatrinin başka birimlerinden
deneyimsiz hemşireler Yenidoğan Yoğun Bakım Birim’lerinde görevlendirilmektedir.
(TTB Basın Açıklaması, 2 Aralık 2005.)
16
Beslenme Bozukluğu:
1993 yılında % 18.9 olan “yaşa göre boy açısından beslenme bozukluğu” olan 0-5 yaş grubu çocuk
oranı, 2003’de % 12.2’ye gerilemiştir. Ancak, hem kır-kent, hem Doğu-Batı arasındaki eşitsizlikler,
aynı sürede derinleşmiştir.Söz konusu oran, 1993-2003 yılları arasında, kırda % 25.2’den % 18.4’e
gerilerken, kentteki değişim, % 14.8’den % 9.0’a olmuştur. Başka bir deyişle, kırda 1993’de kente
kıyasla 1.7 kat fazla bodur çocuk varken, 10 yıl sonra bu fark, 2.0’ye çıkmıştır.
Doğu’da 1993-2003 yılları arasında bodur çocuk oranı % 33.3’den % 22.5’a gerilemiş, Batı’da ise
aynı süredeki gerileme, % 10.2’den % 5.5’a olmuştur. Bu ölçüt açısından Doğu-Batı farkı, 10 yılda
3.3’den 4.1’e çıkmıştır. Ek olarak Batı’nın Kuzey ve Güney ile olan eşitsizliği vardır.
Tablo 6. Yıllara ve Yerleşim Yerine Göre Yaşa Göre Boy Açısından Beslenme Bozukluğu
Olan 0-5 Yaş Grubu Çocuklar (%) (Onur Hamzaoğlu, Türkiye’de Sağlığın Bugünü
(Sağlıkta Dönüşüm) -Ne Yapmalı? 9. Ulusal Sosyal Bilimler Kongresi , 2005, TNSA 1978
ve 2003)
Yerleşim/ Yıl 1993 2003
Kır 25.2 18.4
Kent 14.8 9.0
Kır/Kent (Hız Oranı) 1.7 2.0
Bölgeler
Doğu 33.3 22.5
Kuzey 12.9 22.5
Orta 18.8 9.5
Güney 14.8 10.4
Batı 10.2 5.5
Doğu/Batı (Hız Oranı) 3.3 4.1
Kuzey/Batı (Hız Oranı) 1.3 2.4
Güney/Batı (Hız Oranı) 1.5 1.9
Orta/Batı 1.8 1.7
Türkiye 18.9 12.2
5 Yaş altı ölüm hızı açısından da kır/kent farkı 1.67 kat, Doğu/Batı farkı 1.63 kattır. Perinatal ölüm
hızındaki farklar, sırasıyla 1.38 ve 4.09’dur.
Kadın sağlığı açısından eşitsizlikler irdelendiğinde, kır-kent ve Batı ile diğer bölgeler arasındaki derin
farklar görülebilir. Örneğin, kırda, kente kıyasla 3.3 kat fazla sağlık personeli olmadan yapılan doğum
söz konusudur. Doğu’da Batı’ya kıyasla kadınlar 8.7 kat fazla sağlık personeli olmadan doğum yaparken,
aynı konuda Kuzey-Batı farkı 2,8 kat, Güney-Batı farkı 2.5 kat olarak hesaplanmıştır. Doğurganlık
açısından da benzer eşitsizlikler vardır. Batı, Güney ve Orta’da doğurganlık önemli problem olmaktan
çıkarken, Doğu ve Kuzey’de halen ciddi problem olarak yaşanmaktadır.
SAĞLIKTA PİYASACI TAHRİBATIN SON HALKASI: AKP
17
Tablo 7. Yerleşim Yeri ve Coğrafi Bölgelere Göre Doğum Yapan Kadınların Doğum Öncesi
Bakım Alma ve Doğumu Yaptığı Yerler ile Doğurganlık Durumlarına Göre Dağılımı (TNSA
2003)
Doğum öncesi bakım alma
Sağlık
Personeli
Olmadan
Yapılan
Doğumlar (%)
Sağlık
Kurumunda
Yapılmayan
Doğumlar
(%)
Hekim
(%)
Hemşire/
ebe
(%)
Bakım
almamış
(%)
Toplam
Doğurganlık
Hızı
Yerleşim Yeri
Kentsel 9.5 14.4 83.5 4.6 11.6 2.06
Kırsal 30.6 35.7 57.7 7.6 34.2 2.65
Kır/kent (Hız Oranı) 3.22 2.48 2.95
Bölgeler
Batı 4.6 8.5 85.8 5.4 8.5 1.88
Güney 11.4 21.5 79.6 5.3 14.6 1.86
Orta 8.6 11.8 75.4 7.3 16.6 1.94
Kuzey 12.7 14.7 78.4 6.2 14.8 2.30
Doğu 40.0 45.6 57.0 4.0 38.8 3.65
Doğu/Batı (Hız Oranı) 8.70 5.36 4.56
Türkiye 16.7 22.7 75.4 5.5 18.6 2.26
Harita 1. Sağlık Personeli Olmadan Yapılan Doğumların İllere Göre Dağılımı (Zeliha
Öcek-Ata Soyer, Türkiye’de Birinci Basamak Sağlık Hizmetleri Durum Değerlendirmesi
2000-2004, Pratisyen Hekimlik Kongresi, 11.11.2006)
18
Türkiye Nüfus Sağlık Araştırmaları (TNSA) 2003’e göre;
doğum öncesi bakım almayan gebe oranı %18.6’dir.
Neredeyse 5 gebeden birisi doğum öncesi bakım almamıştır.
Kadın sağlığında en temel insan hakkı olan doğum
öncesi bakımda ne yazık ki istenen düzeyde değiliz. Üstelik
doğum öncesi bakım almada eşitsizlikler sürmektedir.
Doğum öncesi bakım alma durumu:
Kırsal bölgede %34.2, kentsel bölgede ise %11.6’dır.Kırsal bölgede doğum öncesi bakım almayan gebe
yaklaşık üç misli daha fazladır.
Yine Doğu’da %38.8 iken, Batı’da %8.5’dir. Doğu bölgesindekigebelerden doğum öncesi bakım almayanlar
batı bölgesine göre yaklaşık beş kat daha fazladır.
Doğum öncesi hekimden bakım alma kırsal bölgede%57.7, kentsel bölgede %83.5’dir. Doğu’da yaşayanlarda
(%57.0) belirgin olarak diğer bölgelere göre daha
düşüktür.
Doğum öncesi bakımdaki durumun bir benzerini de doğumun
yapıldığı yerde görmekteyiz. Sağlık kurumunda yapılan
doğumlar %78.8’dir.
Kırsal bölgede %66.3, kentsel bölgede ise %85.6’dır. Sağlık kurumu dışında yapılan doğumlarkırsal bölgede kentsel bölgeye göre yaklaşık 2.5 kat daha fazladır.
Yine Doğu’da %54.4 iken, Batı’da %91.5’dir. Doğuda her iki bebekten biri gözlerini sağlık kurumundaaçmamaktadır. Doğuda sağlık kurumu dışında yapılan doğumlar batıya göre 5.36 kat
daha fazladır.
Ulusal Anne Ölümü çalışmasına göre, gebeliğe bağlı ölümler (yüzbinde 38.3) ve anne ölümleri (yüzbinde
28), önemli bir sağlık sorunu olarak varlığını sürdürmektedir. Her iki ölüm hızı için de, bölgesel
eşitsizlikler mevcuttur. Doğu Anadolu Bölgesi’nde gebeliğe bağlı ölüm hızı, yüzbin canlı doğumda 93.3
(Batı’dan 12.4 kat fazla) ve anne ölüm hızı ise 68.3’(Batı’dan 7.4 kat fazla)tür. Ayrıca, gebeliğe bağlı
ölümlerin yaklaşık yarısı (%49.3) ve anne ölümlerinin yaklaşık 3/5’ü (%61.6) önlenebilir ölümlerdir.
SAĞLIKTA PİYASACI TAHRİBATIN SON HALKASI: AKP
19
IV. SAĞLIK HİZMETLERİNDE PİYASA YÖNELİMLİ
MÜDAHALELER, AKP DÖNEMİNDE ARTARAK/HIZLANARAK
DEVAM ETMİŞTİR: AKP DÖNEMİNDE SAĞLIKTA NELER
OLDU, NELER DÖNÜŞTÜ?
IV.1. AKP, Sağlıkta Neler Yapacağını, Temel Belgelerinde Açıklamıştır. Neydi O Temel
Belgeler?
3 Kasım 2002 tarihinde yapılan genel seçimlerde, parlamento çoğunluğunu kazanan AKP, 58. ve 59.
hükümetleri oluşturdu. Bu hükümetlerin sağlıkla ilgili temel belgeleri olarak “AKP Parti Programı”,
“Hükümet Program(lar)ı”, “Acil Eylem Planı” ve “Sağlıkta Dönüşüm Programı” belgesidir.
“devlet, herkesin temel sağlık hizmetlerini, gerekirse özel sektörle işbirliği yaparak yerine getirmek zorundadır...”
“koruyucu hizmetlerin yaygınlaşması teşvik edilecek...” “...sağlık hizmetleri alanı, gönüllü
kuruluşlara ve özel sektöre açıktır...”, “aile hekimliği sistemi uygulamaya konulacaktır...aile hekiminin
muayenehanesi, fizik koşulları ve uygulama standartları Sağlık Bakanlığı’nca belirlenecektir...bu muayenehanelerin
kurulması için devlet ucuz krediler verecek...” “sevk zinciri sağlıklı hale getirilecek, ihtisas
hastanelerindeki anlamsız yığılmalar önlenecektir...” “sağlık sektörü SB tarafından tek merkezden
koordine edilecek...sadece organizasyon, koordinasyon, yol gösterici, denetleyici, ..bir rol üstlenecektir...”,
“SB’nca yeni sağlık sisteminin uygulamaya konulması ile tüm yerel yönetimler de buna entegre
olacak...” “sağlık çalışanlarının hakları yeniden düzenlenecek, uluslararası standartlara uygun hale
getirilecek ve bu sektördeki ücret politikası yeniden ele alınacak...”, “tüm vatandaşlarımızı kapsayacak
etkin bir genel sağlık sigortası sistemine geçilecek...” (
AKP Parti Programı)Hükümet