BİR KERE DAHA İŞİN ASLINI SÖYLEYELİM SİZE…
Değerli Basın Mensupları,
Bildiğiniz üzere Sayın Sağlık Bakanımız geçen hafta ilimizi ziyaret etti. Bir zamanların muayenehane hekimi, hekim yetiştiren hocası, Sayın meslektaşımız basının önünde sağlık ve hekimlik hakkında seçme sözler söyledi.
Biz bu sözleri duyduk, okuduk; kırıldık, gücendik. Anladık ki, yine bir kandırmaca var ortada. BİR KERE DAHA İŞİN ASLINI SÖYLEYELİM SİZE diyoruz.
Sağlık Bakanı demiş ki;
“Hastane donanımlarının sadece satın alarak değil, hizmet alımlarıyla elde edildiği, çalışanların motivasyonlarının performansla arttığı bir sistem gerekiyor”
Kulağınıza hoş gelebilir bu sistem. Aslında bu durum vatandaşın sağlık hakkının taşeron sağlık hizmeti ile özel sektöre yedirilmesidir; halkımızın hak ettiği sağlık hizmetinin piyasalaştırılmasıdır. Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın özü budur.
Halkımızın, ‘’reçete yazdırıp katkı ödemesi, özele gidip fark ödemesi’’dir.
Vatandaşımıza soruyoruz:
Bir hekimin tek bir günlük çalışması süresince 100. hastası olarak muayene olmak ister misiniz?
Bir ameliyat masasında hekimin tek bir günlük çalışma süresi içinde 20. hastası olarak ameliyat olmak ister misiniz?
Hekimlerimize soruyoruz:
Körü körüne mesleki risk almak ister misiniz?
Körü körüne sigorta davalarına yem olmak ister misiniz?
Performansa dayalı sistem, ‘’Kısa tut işi; bir tık tık, bol tetkik; gelsin sıradaki’’ diye özetlenebilir.
Sağlık Bakanı demiş ki;
“Beni de fişlemişler, sabahtan akşama kadar hasta baktım diye”
Sayın Bakanımız için üzüldük. Acaba kendisi de biz, meslektaşları için üzülüyor mudur?
Çünkü biz de artık hasta bakarken sabahtan akşama takip ediliyoruz. Üstelik dokuz saat hastanede kalıp, sekiz saat çalışmış sayılıyoruz .
Sağlık Bakanımız, ‘’Maaşınız arttı dedi’’ , sevindik. Baktık ki, performans ödemesinde kesinti yapmışlar. Cebimizdeki parayı alıp, diğer cebimize koymuşlar. Sonuç; sıfıra sıfır, elde var sıfır.
Hekime, ‘’Muayenehaneye gitme, mesai sonrası hastanede kal ve hasta bak’’ dediler. Ancak hastanın hastanelerde muayene olabilmesinin koşulları ortadan kaldırıldı. Baktık ki;
Bekle de hasta gelsin.
Bekle de hemşire kalsın.
Bekle de üç beş kuruş kazanasın.
Uygulamada, hiçbir şey gösterildiği gibi gerçekleşmedi.
Hasta yok mu diye düşünebilirsiniz. Hasta nerede? Derdi acil olsun, olmasın, binlerce hasta acil servislerde muayene olmaya çalışıyor. Neden mi? Çünkü hizmet ücretsiz, sınırsız, ambulansına varıncaya kadar.
Hasta vatandaş haklı, ne yapsın?
İş yok, sosyal güvence yok.
Seçim yok, yeşil kart yok.
Sağlık Bakanı demiş ki;
“Vatandaşı muayenehanelere yem etmeyeceğiz”
Sayın Bakan,
Muayenehanede çalışan meslektaşlarınızın onuru ile oynamayın lütfen. Siz de bir zamanlar muayenehane hekimliği yapmıştınız, hatırlayın. İyi hekimlik muayenehanede de yapılabilir. Üstelik çıkardığınız yönetmelik ile hangi muayenehane açılabilir? Bu koşulları kim yerine getirebilir?
Sıkıysa aç muayenehaneyi,
Lebi derya olmalı.
Kapıda müfettiş
Var mı 25 kuruşa simit
SON SÖZ OLARAK
BİR KERE DAHA İŞİN ASLINI SÖYLEYELİM SİZE …
Sağlıkta Dönüşüm’ün özü, ‘’hekimlik sanatını esnaflık’’ olarak görmektir. Vatandaşın iyi hekimliği muayenehanelerde bulabilmesini engellemektir. Hekimleri, küresel sermayeye yem etmektir.
İşin sonu,
Hekimleri kamu hastaneleri birliklerine, özel sağlık işletmelerine tam gün köle etmektir. Hekimleri çaresiz, emeği ucuzlaşmış sözleşmeli işçilere dönüştürmektir.
“Sağlıkta Dönüşüm” hekimler için de, hastalar için de bir fiyaskodur.
İZMİR TABİP ODASI