O’rada olacağız.
Ecz. Sabih Tekin Çağlar
TEB Merkez Heyeti Üyesi
Her kesimin kendine göre tarih yazmaya soyunduğu bu süreçte biz eczacılık tarihinin en önemli adımlarından birini daha atmak için, emeğimizi savunmak için, gücümüzü ve varlığımızı hatırlatmak için, ülkemiz için, mesleğimiz için, halkımız için O’rada.
Aylarca süren Bütçe Uygulama Talimatı görüşmelerinde her toplantıya farklı bir metin getirilmesine, varılan mutabakatlardan sürekli geriye dönüşler yapılmasına, her türlü direnç ve karşı koyuşumuza rağmen eczacı karşıtı söylemlerin talimat taslaklarında yer almasına, sözleşmenin eczacı tarafını yok sayarak “ben devletim siz kul’sunuz” mantığı ile tek taraflı olarak “sözleşmeyi yenisi yapılana kadar uzattım” emrivakisini yaparak eczacı örgütünün söz hakkını kabul etmeyen anlayışa hayır demek için O meydanda olacağız.
Uzun emeklerle hazırlanan 6197 Sayılı Yasa değişikliklerini amiyane tabirle kuşa çevrilmesine, en yetkili makamlar tarafından eczacı örgütünün en üst düzey yöneticilerine söz verilmesine rağmen Eczacı Odalarının devre dışı bırakılmasına, eczacı örgütünün çağrılı olmadığı kapalı kapılar arkasında yapılan toplantılarda ince hesaplarla delik deşik edilen yasamızın bizim inisiyatifimiz dışında, bize rağmen, bizim isteklerimiz dışında mahvedilmesine hayır demek için O meydanda olacağız.
Devletin Anayasasından kaynaklanan temel görevi olduğu halde her platformda yeşil kartlılara ilaç verilmesini ülke insanımıza ve eczacılara lütuf bağışlanmış gibi anlatan ancak tam 7 aydır eczacının emeğinin karşılığını vermeyerek eczacının dağıtım tekelleri karşısında yok oluşunu seyredenlere hayır demek için O meydanda olacağız.
Sosyal devlet olmanın en temel ilkesi olarak devlet bütçesinden sosyal güvenlik kurumlarına yapılan katkıyı “kara delik” ayıp söylemi ile niteleyen, bu çağ dışı tanımlama yetmezmiş gibi “kara delik’in” sorumlusu olarak da ilaç, hasta ve eczacıyı işaret edenlere hayır demek için O meydanda olacağız.
Eczacılık hizmetinin tüm dünyada kabul edilen evrensel tanımlaması ile “ayaktan hastanın ilacının serbest eczanelerden karşılanması” sisteminin hayata geçirilmesini ulufe gibi eczacıların başına vuran, ilaç ve eczacılık hizmetini sürdürülemez hale getiren haksız ve yasa dışı kesintiler yaptıran, her gün tek taraflı değiştirilen uygulamalar ile hastanın ilaca erişimini engelleyen, firmadan alamadığı kamu ıskontosunu eczacıdan gasp eden, kaşıkla veriyormuş gibi gösteren ama aslında kepçeyle geri alan anlayışa hayır demek için O meydanda olacağız.
İlaç fiyatlarındaki fahiş farklardan vazgeçmek durumunda kaldığı için yaptığı fiyat indirimlerini eczacının öz varlığından gasp eden ama fiyat artışlarını sürşarj yaparak cebe atmayı uyanıklık sayan tüccar zihniyete hayır demek için O meydanda olacağız.
Tıbbi ürün gibi ne olduğu anlaşılamayan bir tanımlama ile yeni terminolojiler yaratan ama içinde ilaç ve eczacılığın yer almadığı halde adına İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Kanunu denilen çalışma ile 1262 sayılı yasanın yok edilmesine, ilacın yeni isimler altında eczane dışı alanlarda ticari bir meta olarak pazarlanmasına, insanımız sağlığı üzerinden ticaret yapılmasına hayır demek için O meydanda olacağız.
Yapay gündemlerle toplumlar baskı altına alındığında toplum da bu baskılara uyar ve tepkisiz kalırsa korkunç son kaçınılmazdır. Ancak günübirlik kaygılarımızın sığlığından arındığımızda çevremizde ne senaryolar yazıldığını fark etme şansına sahip olabiliriz.
Çok ünlü bir kurbağa testi vardır; Eğer bir kurbağayı kaynar suyun içine atarsanız kurbağa refleks halinde kendini dışarı atar ve kurtulur. Ama kurbağayı suyun içine atar ve suyu da yavaşça ısıtırsanız kurbağa henüz tehlike yok deyip alışıyor. Su kaynayınca ise kendini kurtaracak durumda olmuyor ve ölüyor.
Bizler yavaşça ısıtılmaya çalışan suyun içinde ölmemek için, yaşamak ve yaşatmak için 14 Ocak 2007 günü saat 12 00 de Kadıköy meydanında olacağız.