OSMAN İKİZ
STOCKHOLM
Nobel, silah, ilaç tekelleriyle sarmaş dolaş
‘İsveç’in dünyadaki itibarını yükseltecek bir plan yap.’
“Dünyada tanınan İsveç değerleri, eşitlik, modernlik, hoşgörü ve çevrecilik konuları öne çıkarılacak.”
Hükümetin talebi ile İsveç’in dünyadaki ekonomik, politik konumunu güçlendirmek için yapılması gerekenlerin uzun uzun anlatıldığı “Küreselleşme Konseyi” raporunun özeti bu. Raporda da işaret edildiği gibi İsveç’in reklam objelerinden biri de Nobel. Şatafatlı seremoni, göz kamaştırıcı şölen ve yüklü para ödülüyle Nobel her yıl birkaç ay dünyada İsveç’in anılmasına vesile oluyor.
Yüz yılı aşan geçmişiyle, ödülün ilanından törenine kadar, ibadet kuralları gibi uyulan ritüelleriyle Nobel dünyada kurumsallaşmayı başarmış itibarı zirvede kurumlardan biri. Oysa Nobel’in üzerine gölge düşüren skandal boyutunda o kadar çok olay var ki bunlar ortaya çıkıp fırtına gibi esiyor ama gelip geçiyor.
Bu yıl da ödüller dağıtılmadan önce bir hafta boyunca yepyeni skandallar ortaya çıktı. Üstelik bu kez kanıtlanması o kadar kolay olmayan siyasi entrikaların ötesinde doğrudan ekonomik çıkarlarla ilgiliydi skandallar. Önce dünyanın en büyük silah üreticilerinden Amerikan şirketi Honeywell’in, Nobel Vakfı’na bağlı Nobel Medya ve Nobel Web şirketlerinin sponsoru olduğunu öğrendik. Nükleer silahlara da parça üreten, birçok kurumun kara listesindeki Honeywell’in sponsorluğu insanları şaşırttı. İki gün sonra bu kez aynı Nobel şirketlerine ilaç endüstrisinin devlerinden Astra Zeneca’nın da sponsor olduğu ortaya çıktı. Peki, Astra Zeneca, hayır işlemek için mi Nobel’e sponsor oldu acaba? Astra Zeneca’dan açıklama yok. Skandal haberlerinde ortaya çıkan tablo şöyle:
Sponsorlok ilişkisi altı ay önce başladı. Nobel tıp ödülü ekim ayında açıklandı. Tıp ödülünü kazananlardan biri Alman bilim adamı Harald zur Hansen idi. Nobel komitesi Alman bilim adamının HPV virüsünün rahim ağzı kanserine yol açtığını bulduğundan ödüllendirildiğini açıkladı. Ödülün açıklanmasıyla birlikte, rahim ağzı kanserini önleyecek aşı haberi geldi. Astra Zeneca’nın ürettiği iki ayrı aşının piyasalara verildiği, rahim ağzı kanseri gibi belalı bir hastalığa çare bulunduğu yolundaki haberleri okuduk.
İnsanın hayırlı rastlantı diyesi geliyor ama haberin soru işaretlerini güçlendiren bir boyutu daha var. Tıp ödülünün seçici kurulu Karolinska Tıp Fakültesi Nobel Komitesi üyelerinden biri aynı zamanda Astra Zeneca’nın yönetim kurulu üyesi. Yorumculara göre tıp ödülü aşı için büyük bir reklam olanağı sağladı. Bu haberler üzerine aşının İsveç’te tüm kadınlara yapılması gündeme geldi. Aşının dünya pazarındaki satış potansiyeli üzerine konuşan iktisatçılar Astra Zeneca’nın bu aşıdan 300-500 milyon dolar arasında gelir sağlayacağını söylüyorlar.
Başka zaman haber olsa büyük yankı yaratacak Karolinska Nobel Komitesi ve İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi’nin Nobel Komitesi üyelerinden bazılarının tüm giderleri karşılanarak son iki yıl içinde Çin’e gitmiş oldukları haberi bile skandalların gölgesinde kaldı. Bu kadar haberden sonra savcılık rüşvet ve ekonomik çıkar ilişkileri var mı diye konuyu incelemeye başladı. Bir hukukçu da barış ödüllerinin şaibeli olduğu yolunda Stockholm il yönetimine resmi şikâyette bulundu.
Savcılık incelemesinden bir şey çıkar mı?
Soruyu soruyla yanıtlayalım. Altın yumurtlayan tavuğun kafasını keserler mi? Tersine savcılık soruşturmaya gerek yok dediğinde skandallar da dedikodu düzeyinde kalmış olur. Tıpkı Boris Pasternak’a verilen edebiyat ödülünde CIA’nın parmağı olduğu, barış ödüllerine politik hesapların karıştığı yolundaki iddialar gibi. Nobel tarihini karıştırdıkça daha
neler var neler...