Ecz. Sara POUR
Bilimin keskin ve net kurallarını aşkın naif ve yumuşaklığıyla birleştirip “aşkın aroması”nı ortaya çıkarmaya çalıştım. İnsanoğlunu bir bütün olarak ele alıp Ruh, Zihin ve Beden olarak incelememiz gerektiğini tam da o dönem öğrendim. Fiziksel olarak acı çekiyorsak ruhsal olarak geçmişimizi ve geleceğimizi sorgulamamız gerektiğinin farkına vardım. Kısacası ruhsal sıkıntılarımızın faturası fiziksel bedenimize yansıyor.
İlişkilerin hormonal dengesi üzerine çalıştığım bu süreçte fark ettim ki meme kanserine yakalanan kadınların büyük oranı, fiziksel acıdan ziyade ruhsal acı çekmekteler. Hatta araştırmalara göre meme, cinsel bir obje olarak görüldüğü için hastaların büyük oranı cinsellik, cazibe ve kadınlıklarını kaybettiklerini düşünerekten ciddi psikolojik çöküntü yaşarlar. Cinsel hayatlarında azalma gözlenir ve ilişkilerin büyük oranı ayrılıkla sonuçlanır.
Komfo Anokye Teaching Hospital’da yapılan bir araştırmanın sonuçlarına göre; meme kanseri tedavisi gören kadınların yüzde 20’si tedaviye başladıktan kısa süre sonra kocaları tarafından terk ediliyorlar. Meme kanserine yakalanmış ve ruhsal olarak fiziksel olarak bitkin olan kadın en çok sevgiye, desteğe, ilgiye ihtiyaç duyduğu zaman yanında olduğunu sandığı o eş, kaçmak için fırsat kolluyor. Kulağa çok acımasız geliyor değil mi? Ama araştırmalar tam da bunu söylüyor. Özellikle eşi kansere yakalanan erkekler çareyi kaçmakta buluyor.
Böylelikle aşkın aroması ve hormonal dengesi üzerine çalışan bir eczacı olarak bu konuyla ilgilenmeyi görev edinip araştırmaya karar verdim. Pek çok bilimsel kaynaklardan topladığım verileri sizlerle paylaşmak isterim, eminim sizlerin de merak ettiğiniz konular arasına girmiştir.
Meme kanseri ile pençeleşen kadın, aslında tanı konulduğu andan itibaren ruhsal, zihinsel ve bedensel olarak karşı karşıya kaldığı meme kanseri gerçeğini kabul edip, baş etme yöntemleri geliştirmeye zorlandığı bir süreç yaşamaktadır. Yapılması gereken ilk şey bu üçlünün arasındaki dengeyi tekrardan kurmakla başlar. Kısacası bu enkazın altından ancak bütünsel çözümle kalkılabilir. Konu çok ayrıntılı, fakat ilk yazımı, meme kanserin evreleri ve o süreçteki ilişkilerin gidişatı üzerine genel bir bakış olarak düşünebilirsiniz.
Meme kanserinin nedeni tam olarak bilinmese de kalıtım, beslenme şekli, geç hamilelik, sosyo-ekonomik durum, regl durumu, doğumlar, doğum kontrol hapları gibi birçok faktörden bahsedilebilir.
Meme kanserinde evreleme, yapılacak tedavinin planlanması açısından vazgeçilmez bir unsurdur. Bu kanserdeki en büyük sıkıntı kişinin erken evrede fark edememesidir. Bu yüzden genelde başvuran kadınların çoğunda kanser 2. veya 3.evrede olabiliyor.
Meme kanseri evreleri 0’dan 4’e kadar ilerlemektedir.
Her evrede farklı semptomlar ve tedavi yöntemleri vardır. “TNM evreleme sistemini” meme kanserinin bu dört evreden hangisine ulaştığını belirlemek için kullanılır.
TNM açılımı ise şöyledir;
T, tümör den gelir ve göğüs dokusunun ne kadarı kapsadığını gösterir.
N, düğümleri gösterir ve kanserin lenf bezlerine kadar uzayıp uzamadığını açıklar.
M ise metastaz anlamına gelir ve kanserin vücudun diğer kısımlarına yayılma oranının gösterir.
TNM evreleme sistemi ayrıca sayıları kullanır. 0-4 arasındaki rakamlar kanserin ne kadar gelişmiş olduğunu belirler. Bir kişinin meme kanserinin hangi evresine ulaştığını belirlemek için, doktor tarafından testler gerçekleştirir. Testler; kan testleri, CT ve PET taramaları, MRI'lar, Mamografi, X ışınları ve ultrasonları içerir.
0. Evre
0. Evre meme kanseri, yayılmayan türdendir. Metastaz yapmadan, kanserli hücrelerin büyümeye başlayıp fakat göğüste sınırlı kaldıkları evredir. Bu evrede kanserin erken teşhisi, bir kişinin derhal tedavi görebileceği anlamına da gelir.
Tabi her ne kadar “erken teşhistir” desek de kanser kanserdir, meme kanseri tanısının konulması, kadın için yıkıcı bir olaydır. Her kadının tepkisi değişmekle birlikte, kadınların %70‘i ilk krizle baş ettikten sonra yeni duruma uyum sağlamaya ve “nasılsa iyileşeceğim umuduyla” bu durumu kabullenmeye çalışırlar. Tabi tanı konulduktan sonraki bir yıl içerisinde hastaların %30’unun meme kanseri ile yaşamaya uyum sağlayamadığı, neredeyse hepsinde anksiyete ve depresyon görüldüğü, uzun vadede ise yaşam kalitesinde özelliklede ikili aşk ilişkilerinde ve cinsel hayatlarında ciddi bir azalma ve soğuma olduğu bildirilmiştir.
Bu süreçte çevre desteği özellikle de eş veya ilişkide olduğu partnerinin rolü çok önemlidir, ancak o adam davranışlarıyla, meme kanserine yakalanmış eşine, kadınlığını, cinselliğini ve çekiciliğini kaybetmediğini hissettirerek tedavi sürecini daha başarılı geçirebilmesi için büyük bir destek olur.
1. Evre
Kanser hücreleri yayılma potansiyeli kazanmıştır. Meme kanserinin 1. Evresi iki alt kategoriye sahiptir - 1A ve 1B.
1A. Evresinde tümör vardır. Memenin dışına yayılmayan çapı 2 cm'den (cm) fazla olmayan bir tümör.
1B. Evresinde memede tümör yok, ancak kanserli hücrelerin lenf düğümlerinde kümeler halinde oluşumlar başlamıştır. Çapı 0.2-2 (milimetre) mm arasında. Bir tümör, lenf düğümlerinde gelişen 0.2-2 mm arasında değişen küçük kanser hücrelerinin yanı sıra memede 2 cm'den daha büyük değildir.
Meme kanseri teşhisi ve bu teşhisi ve devamındaki tedaviler kadının hem yaşamına hem de kadınlık kimliğine, cinselliğine ciddi bir tehdit oluşturur. Meme kanserinin tedavisinde birincil öneme sahip olan cerrahi girişim kadın için bir stres kaynağıdır. Genellikle kayıp yaşantısı olarak algılanan ameliyat, hastanın beden imajını, öz güvenini, psikolojik durumunu, cinsel yaşamını ve çevre ile ilişkilerini olumsuz etkiler.
Uygulanacak ameliyat çeşitli endişelere ve korkulara neden olabilir. Bu korkuların ve kaygıların kaynaklarını 3 grupta toplayabiliriz aslında:
1. Ölüm korkusu
2. Yapılacak ameliyattan dolayı cinselliğini ve kadınlık kimliğini kaybetme korkusu
3. Ameliyat sırasındaki organ(meme) kaybı kaygısı
Normalde doktorların bu aşamadaki ilk tercihleri ameliyattır fakat kadının fiziksel sıkıntısının yanı sıra ruhsal durumunu da göz önünde bulundurarak, doktorlar zaman zaman Radyasyon tedavisi, Kemoterapi, Hormon tedavisi gibi diğer yöntemleri de tercih edebilirler.
2. Evre
Bu evre de, 2A ve 2B olarak bilinen alt kategorilere sahiptir. 2A Evrede olan meme kanseri, yayılan bir kanserdir aslında. Memenin kendisinde tümör büyümesi yoktur ama koltuk altı lenf bezlerine kanser yayılmıştır.
a) Tümör 2 cm ve daha küçüktür. Koltuk altı lenf bezlerine sıçramıştır veya
b) Tümör 2 cm’den büyük ama 5 cm’den küçük olup koltuk altı lenf bezlerine sıçramamıştır.
2B Evresi, ne yazık ki yayılan bir meme kanseridir. Çapı 2-5 cm arasında değişen bir tümör, kanserli hücre kümelerinin yanı sıra lenf bezlerinde büyüyor. Bu kanserli hücreler 0,2 mm-2 mm arasında gruplar oluşturur. 2 ila 5 cm çapında bir tümör vardır ve kanserli hücreler göğüs kemiği tarafından bir ila üç aksiller lenf düğümüne yayılmaya başlamıştır.
Bu evrede kanser hastası kadın halsiz ve yorgun hissedebilir. Hormonal değişikliklerden dolayı daha kırılgan ve alıngan tavırlar sergileyebilir. Bu aşamadan itibaren kadın acıma duygusundan ziyade “sahiplenme” duygusuna ihtiyacı vardır. “merak etme yanındayım, bunu beraber atlatacağız” cümlesi ruhsal olarak inanılmaz şekilde onu toparlayacaktır. Araştırmalar gösteriyorki eş dost, aile, toplum ve çevre desteği çok çok önemlidir fakat “sevdiği adamın” verdiği destek tam 10 kat daha fazla o kadını hayata bağlayabiliyor, ve hiç bir şey “sevdiği adam tarafından terk edilme duygusu” kadar ruhsal olarak o kadını yıkamaz.
3. Evre
Bu evre için alt kategoriler 3A, 3B ve 3C'dir.
3A evresinde seyreden meme kanseri, yayılan bir meme kanseridir: Memede tümör yoktur veya dört ila dokuz aksiller lenf düğümünde veya göğüs kemiğinde bulunan lenf düğümlerinde kanserle birlikte her boyutta bir tümör büyümektedir. Tümör boyutu 5 cm'den büyük ve ayrıca lenf düğümlerindeki kanserli hücre kümelerinin büyüklükleri 0.2-2 mm arasındadır.
3B evrede olan meme kanseri yayılan meme kanseridir. Farklı büyüklüklerde olan bu evredeki tümörler, göğüs duvarına veya göğs derisine yayılarak şişliğin veya ülserin gelişmesine neden olabilirler bu evrede. Ayrıca, dokuz aksiller lenf düğümüne kadar yayılmış olabilir veya göğüs kemiği lenf düğümlerine yayılmış olabilir.
3C evresinde seyreden meme kanseri de, yayılan bir meme kanseridir:
Memede gerçek bir tümör yoktur, tümör herhangi bir boyutta olabilir ve göğsü duvarına ya da göğüs derisine yayılır. Kanser ayrıca 10 veya daha fazla aksiller lenf düğümünde bulunabilirler.
Kısacası kanser hücreleri iyice yayılmaya başlamışlardır.
Bu evrede kadın hastalığının ilerlemiş olduğunun artık farkındadır. Hasta iyice umudunu yitirmiş, anksiyete, gerginlik, depresyon ve yogunluk had safhadadır. Hormonal denge iyice alt üst olmuş durumdadır. Cinsel soğukluk isteksizlik baş göstermiştir.
4. Evre
4. evre meme kanseri olan bir kişi, tüm lenf düğümlerine ve vücuttaki diğer organlara da yayılmış bir kansere sahiptir. Bu evre en ileri evredir. Aynı zamanda ikincil veya metastatik meme kanseri olarak da bilinir.
Tipik olarak, evre 4 meme kanseri tedavisi, kemoterapi, radyasyon terapisi ve hormon terapisi (uygunsa) kombinasyonunu içerir.
Doktor ayrıca, aşağıdaki gibi semptomları tedavi etmek için ilaç yazabilir:
Ruh hali için antidepresanlar, ağrı ve nörolojik durumları yönetmek için antikonvülsanlar, ağrıyı yönetmek için lokal anestezikler.
Araştırmalara göre, ameliyat sonrasında meme kaybı yaşayan kadınlarda, ağır depresyon, aşırı kaygı, uyum bozukluğu, hastalığın tekrarlamasıyla ilgili korkular, cinsel isteksizlik, beden imajındaki değişikliliği kabullenememe, kadınlık özelliklerini kaybetme korkusu, uygun giysi bulmada güçlük çekme, meme protezlerinin yarattığı sıkıntılar gibi bir dizi psiko-sosyal sorunlar gözlenmektedir.
Bu arada meme kanseri için standart tedavi cerrahi, kemoterapi ve radyasyon tedavisi olabilir. Doğal tedaviler aynı zamanda kadınların meme kanseri semptomlarını ve ilaçların yan etkilerini yönetmelerine ve vücudun savunmasını güçlendirmelerine yardımcı olabilir.
Akupunktur, Masaj terapisi, Biofeedback, Reiki, Diyet, Takviyeler, Fitoterapi, Bütünsel tedaviler (meditasyon, aromaterapi, gezmek, SanatTerapi, müzikterapi, dansterapi) gibi tedavilerin, ilacın bazı yan etkilerini azaltmaya yardımcı olabilir, tedavi ve iyileşme sırasında bir ruh, zihin ve beden dengesinin tekrardan kurulabilmesini destekleyebilir.
Meme kanserli kadın hastası olan sevgili eşlere dip not;
*Bu da geçer; bu zor süreçte sevdiğiniz kadının size her zamankinden daha çok ihtiyacı olduğunu unutmayın lütfen, olur mu? Canının yanması yetmiyormuş gibi ruhu da acıyor, gelecek kaygılarıyla boğuşuyor ve sevdiği adamı kaybedip, ilişkisinin elinden kayıp gidebileceği korkusu onu mahvediyor. Bu süreçte nolur ona destek olun, yalnız bırakmayın, hatta bu dönemi birbirinize daha sağlam bağlanabilmeniz için bir geçiş süreci gibi düşünebilirsiniz. Elinizden geleni yapın ve bu dönemi değerlendirin derim.
*Eşinizle cinsel hayatınızı yeniden kurgulayın; araştırmalar gösteriyor ki kemoterapi döneminde meme kanserine yakalanan kadınlar, hastalığın cinsel objeye zarar verdiğini düşünerek cinsellikten uzaklaşabilir. Fakat bilimsel açıklamalar bunu da hatırlatıyor ki, tedavi sürecinde eşlerin düzenli cinsel ilişkiye girmesi, moral açısından çok önemlidir. Böylelikle kadın eşiyle ilgili kaygılarından kurtulup, ona güveni artacaktır ve iyi bir ruh hali ile hastalığı ile baş etme gücü artmış olucak. Hasta, kemoterapi tedavisinden iki-üç gün sonra rahatlıkla cinsel ilişkiye girebilir. (Kemoterapi süreci, kanser hastaları için yorgun ve halsiz hissedebilirler. Bu dönemde cinsel isteksizlik doğal olarak görünebilir. Ancak hasta olan taraf, arzuladığı sürece, çiftlerin ilişki kurmalarında bir sakınca yoktur).
*İlişkideki bağlılığı korumak adına, oksitosin ve vazopresin hormonlarını dengelemek lazım. Bunun için dokunmak, sarılmak ve yakın durmak çok önemli.
Farmakognozi alanındaki Doktora çalışmalarımda bitkilerin, özellikle de uçucu yağların limbik sistemi üzerinde ne kadar önemli olduğunu fark ettim. Biliyorsunuzdur, aromatik yağlar aslında bitkinin özünü taşır. Tüm geçmişi, genleri, karakteri o damlalarda özetlenmiştir. Tedavi süresince aromatik yağları kullanarak sevdiğiniz kadına masaj yapabilirsiniz. Hemen sizin dokunuşlarınızdan hormonal dengesi düzenlenmeye başlayacaktır, hem de uçucu yağların rahatlatıcı etkisinden epey bir yararlanacaklardır.
Meme kanserine yakalanan sevgili kadınlara dip not;
*Nolur eşinizin gözünden de olayları görmeye çalışın; Eminim çok zor bir süreçten geçiyorsunuzdur. Fakat çevrenizde en çok etkilenen kişi eşiniz yani hayatı onunla paylaştığınız kişidir. Fiziksel acınızı anlamıyor olabilir ama emin olun ruhsal olarak en az sizin kadar korkmuş ve üzülmüştür. Moralinizi yüksek tutabilmeniz için harekete geçin.
*Düzenli egzersiz yapın. Egzersiz fiziksel kondisyon gelişiminin yanı sıra kadının kendini cinsel açıdan da daha çekici bulmasına, yaştan bağımsız olarak daha az yorgun hissetmesine, depresyona girmeyi önlemede ve olumlu ruh hali değişikliklerine yardımcı olabilmektedir. Egzersizin ruh hali üzerindeki olumlu etkisinden dolayı cinsel istekte bozulma daha az olacak ve cinsel uyarım kolaylaşacaktır.
*Diyetinize dikkat ederek çabuk toparlanın.
Meme kanseri sürecinde kullanılabilecek takviyeler: Koenzim Q10, Selenyum, Melatonin, Folik asit, E vit ve D vit gibi meme kanserinde araştırılan tüm besin takviyeleri için, Zerdeçal, kahverengi deniz yosunu, reishi mantarı, sarımsak, soğan, yeşil çay gibi meme kanserinde araştırılan bitkisel içerikli takviyelerdir. Araştırmalara göre, Çörek otu Latince adıyla Nigella sativa (β-sitosterol içerir), Zerdeçal Latince adıyla Curcuma longa(Curcumin içerir), Yeşil çay Latince adıyla Camellia sinensis, Ökse otu Latince adıyla Viscum album (viskotoksin içerir) tabi sadece yaprakları, Zencefil Latince adıyla Zingiber officinale, keten tohumu Latince adıyla Linum usitatissimum, Kahverengi deniz yosunu ve Reishi mantarı(sitotoksik etkilerinden dolayı), meme kanserine faydalıdır.
Diğer yazılarımda Meme kanserine yakalanan kadınların ilişki üçgenlerinden bahsederek, aşk aromasını tekrardan tatmalarına yardımcı olacak tüyolar paylaşacağım. Ne olursa olsun yaşamın ufak tefek güzelliklerini unutmayalım.
Sağlıkla ve mutlulukla kalın.
Kaynaklar:
https://journals.lww.com/cancernursingonline/Fulltext/2001/02000/Relationship_Issues_of_Women_With_Breast_Cancer.9.aspx?casa_token=ykkwnldTZE0AAAAA:UsZsEufdn5itGhPXt_OylQzhxKcyqo91QTKYDWD2kQ9ZmaerjKVzOkqJvRv3T1mnA7O-vLB5WVFpDbwv3LFYlZHGUyg
https://onlinelibrary.wiley.com/doi/abs/10.1002/pon.1555?casa_token=VB5EsC2xC3AAAAAA:b84yT5HsXzmwMeowHzFRRn9s39pF3SJxK48JbLxusGA86G8R1AagB3iRxPEjoyRCuUoYfq3V3vu224q_
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/8861837
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/9469334
https://www.sciencedirect.com/science/article/abs/pii/S0960977605002973
http://www.kanservakfi.com/upload/file/ajcc-kanser-evreleme-atlasi.pdf
http://www.turkjpath.org/pdf/pdf_TPD_754.pdf
https://www.cochranelibrary.com/cdsr/doi/10.1002/14651858.CD004921.pub2/abstract
https://onlinelibrary.wiley.com/doi/epdf/10.3322/canjclin.41.2.112
https://www.tandfonline.com/doi/pdf/10.1300/J077v20n02_04?needAccess=true
https://cdn.journals.lww.com/cancernursingonline/Fulltext/2012/11000/Changes_to_Sexual_Well_Being_and_Intimacy_After.9.aspx?exportImagesToPpt=true&exportImagesToPpt=true&exportImagesToPpt=true&exportImagesToPpt=true&exportImagesToPpt=true&casa_token=Vr_Uz5xby8QAAAAA:nC-RB-ucCMfJUPpXH1a2FkyNT8LOGAfHa9S6pXp69NOlPgNePVCQKGX3YihsB_n9rMs7p9j_HI18kcMuyq2c1ciY5N4#pdf-link