Bilmeyen okurlarım için açıklayayım: Genel Sağlık Sigortası (GSS) Türkiye’deki sosyal güvenlik kurumları olan Emekli Sandığı, Bağ-Kur, Sosyal Sigortalar Kurumu, Yeşilkart’ı tek bir çatı altında, GSS çatısı altında toplamayı hedefledi.
Medula, bu çalışmanın bilişim ayağını oluşturuyor. Devlet hastaneleri, özel hastaneler, üniversite hastaneleri, diyaliz merkezleri ve daha birçok sağlık kuruluşunun verdikleri hizmet, kullandıkları tıbbi malzeme ve ilaçların bedelinin kurum tarafından geri ödenmesi için GSS Medula web servislerini kullanmaları gerekiyor. Ama ne mümkün?
Aslında ilk fiyasko 1 Mart 2010’da yaşandı. Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü’nce yayımlanan 2010/12 sayılı genelgeyle 1 Mart 2010’da yürürlüğe giren yeni ilaç takip sistemi, ortaya çıkan aksaklıklar nedeniyle 16 Mayıs 2010’a ertelendi. O gün Anadolu Ajansı kaynaklı haber basında ‘Medula gitti, ilaç sorunu çözüldü’ diye kamuoyuna yansıdı.
Gel gelelim 16 Mayıs tarihine gelindiğinde de sorunun çözülmediği görülüyor. İlk gün pazara rastladığı için büyük aksaklıklar ortaya çıkmadı. Çünkü sistem sadece nöbetçi eczaneler tarafından kullanıldı. Ama ilk iş günü, gerçeği gözler önüne serdi.
Yaşananları, isim vermeden eczacıların sözlerinden örneklerle özetleyelim: (Kaynak: www.eczacininsesi.com)
“Sabahtan beri Medula çalışmıyor. ITS çalışmıyor. Kemoterapi hastası geldi. Bilgisayarlı tomografi çekilmesi gereken trafik kazası vakası geldi. İlaçları sistem kanalıyla alamıyorlar.”
“Sağlık Bakanlığı ITS Sistemi ile bağlantı kurulamadı. Daha sonra tekrar deneyiniz. İlk reçetemde aldığım uyarı.”
“Kapıdan geri çıkan üçüncü hasta... Eczanemde ilaç var, ama ben hastaya vermiyorum. Sevgili yetkililer! Ben suç mu işliyorum?’’
“TC Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık Müdürlüğü ve SGK Başkanlığı’na telefon ettiğinizde hemen başka telefonlar veriyorlar. O telefonlar da ya açılmıyor ya da meşgul. Bence hastalarla kötü olmayın. Verin SGK’nın ve İlaç ve Eczacılık Müdürlüğü’nün telefonlarını oraya yönlendirin.”
“Reçete girmeyi bırakın, daha Medula’nın giriş sayfasını açamadık. Bu sistemi işleme koyan kişileri saygıyla selamlıyoruz.”
“Sağlık Bakanlığı ITS Servisi ile bağlantı kapalı. Bu ne demek şimdi?”
Şimdi insanın aklına şu soru geliyor: 1 Mart’tan bugüne kadar ne yaptınız? Çünkü cuma günü görüşülen eczacıların ciddi endişeleri vardı; zira herhangi bir deneme süreci öngörülmemişti.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı ne yapıyor? Onun yanıtını da eczacılar veriyor. Ankara’da yollara düşmüş, ‘sistem gerçekten çalışmıyor mu’ diye kontrol ediyor.
Bu nasıl bir zihniyettir ben size söyleyeyim: Kervan yolda düzülür… Proje özürlü bir zihniyetten, elde avuçtaki projeleri uygulama kabiliyetini beklemek ne kadar doğru bilinmez. Peki merak ettiniz mi, bugünkü Çalışma Bakanı Ömer Dinçer’in mesleği ne?
“Erzurum Atatürk Üniversitesi İşletme Fakültesi İşletme Yönetimi ve Politikası Bölümü’nü bitirdi. Yüksek lisans ve doktorasını İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi’nde tamamladı. Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Yönetim ve Organizasyon Anabilim Dalında 1988’de Doçent, 1994’te Profesör oldu. “
Sağlık sektörünün ise yanından bile geçmediği gözüküyor. Bu suç mu? Elbette değil. Neticede Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı. Ama bari profesörlük kazandığı yönetim ve organizasyon konusunda hünerini sergileseydi.
Peki burada kusur Sayın Bakan’da mı? Kabinenin konuyla ilgili diğer bakanlarında mı? İcranın başı olarak Sayın Başbakan’da mı? Hiçbirinde değil.
Bu sadece Medula’nın laneti. Son 8 senede başımıza gelen bütün olumsuzluklarda olduğu gibi yine onların suçu yok. Daha önce dedik ya: Herkes onların aleyhine çalışıyor.