Konsantrasyon haplarını keşfeden öğrenciler için artık dersler problem değil! Bütün yıl ense yapıp sınavlar yaklaşırken hapları kullanmaya başlıyorlar ve birden evde yangın çıksa dahi dikkati dağılmadan ders çalışabilecek varlıklara dönüşüyorlar. Ancak her şeyin bu kadar basit olamayacağını siz de tahmin edersiniz. Bu hapları kokain niyetine kullananlar bile var. “Mucize” ilaçlar uzun dönemde oluşacak kalıcı hasarları da beraberinde getiriyor... Yapılan testler ise henüz şüpheleri ortadan kaldıramadı...
DENİZ ÜLKÜTEKİN
Konsantrasyon haplarını duydunuz mu? Siz ya da bir yakınınız üniversitede okuyorsa mutlaka bir yerlerde bahsi geçmiştir. Şu derslere bile girmeye tenezzül etmeyen bir öğrenciyi, üç gece uyumadan ders çalışabilecek hale getiren haplardan bahsediyoruz. Bu haplar aslında tedavi amaçlı kullanıyor. Birçok genç ise sınavlardan önce alıyor. Ama bir kısım var ki onlar da uyuşturucu etkisi nedeniyle bu haplara yöneliyor.
İşte internet üzerinden yapılmış bir itiraf; “Ritalin ve Adderall kullanmaya yakın zamanda başladım. Fark ettim ki o kadar yoğun olmamakla birlikte, kokainle çok benzer özellikler gösteriyor. Bunu yapmamın asıl sebebi ise, ilaçların kokaine göre hem daha kolay bulunabilir hem de daha ucuz olması. Tek merak ettiğim bunları düzenli kullanmanın kalıcı bir zarara yol açıp açmayacağı.”
ŞÜPHELİ HAPLAR
Bağımlı itirafçının bahsettiği ilaçlar, uzun süredir hiperaktivite ve dikkat dağınıklığı gözlenen altı ve on iki yaş arasındaki çocukların tedavisinde kullanılmaya başlandı. Ritalin’in onaylanma tarihi 1955’e kadar dayanıyor ve tüm benzer etkiye sahip ilaçlar içinde üzerinde en çok test yapılanı olduğu biliniyor. Adderall ise yaklaşık on yıldır piyasada yer alıyor.
Bu iki ilacın ortak özellikleri, kullanıcıyı işlevsel, uğraşısına bağlı ve odaklanmış hale getirmesi. Bunu nasıl mı yapıyorlar. Adderall kayda değer bir ölçüde amfetamin içeriyor. Ritalin’de etkin olan madde ise memfetamin. Bu maddelerin her ikisi de işlendikten sonra uyuşturucu olarak kullanılıyor. Bu yüzden her iki ilaç da aldıkları onay belgelerine karşın birçok tartışmaya açık. Onay demişken bu tip ilaçların kırmızı reçeteyle satıldığını da söylemeliyim.
Yazıyı buraya kadar okuduktan sonra en yakın eczaneye gidip gününüzün geri kalanını güzelleştirebileciğinizi düşünüyorsanız hayal kırıklığına uğrayacağınızı söylemek zorundayım.
Sınavlar öncesinde tembellik dışında bir şikâyeti olmayan onlarca öğrencinin bu ilaçları nasıl temin ettiğini söylemek gibi bir zorunluluğum olmadığını ise anlatmama gerek var mı bilmiyorum.
İlaçlar üzerindeki şüpheyi kaldırmak tıp dünyasında birçok doktorun mesaisinin büyük kısmını alıyor. Konu hakkındaki en büyük soru işaretleri ilaçların küçük yaşlarda kullanıldığında ilerde oluşabilecek madde bağımlılıklarını tetikleyip tetiklemediği ve yine düzenli kullanımın hormon bozukluklarına yol açıp açmadığı.
Bu şüpheleri ortadan kaldırmak için ABD’deki belli başlı üniversiteler hükümet tarafından desteklenen kapsamlı çalışmalar yapıyor.
Duke Üniversitesi’nden Scott Collins, “Testler sonunda ilaçların hormonal bozukluğa yol açmadığından kesin olarak emin olduk” dese de, uzun vadeli etkileri konusunda hâlâ derin şüpheler taşıdığını gizlemiyor. 2005’te hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar ise Ritalin’in beyinde oluşan tümörle bağlantısı olabileceği şüphesini ortaya koyuyordu.
New York Eyalet Üniversitesi Psikiyatr Bölümü’nün her iki ilaç hakkında yaptığı araştırma ise ilginç sonuçlar içeriyor. Buna göre her iki ilaç da kişi üzerinde placebo etkisi ve negatif sonuçlar yaratmaya yatkın, her durumda geçerli olmamakla birlikte Adderall’in etkisi Ritalin’e göre daha çabuk ve yoğun olarak hissediliyor ve her iki ilaç da klinik ortamda kanıtlanmış yan etkilere sahip.
New Yorker’dan Margaret Tablot, 27 Nisan tarihli “Beyin Kazanımı” isimli makalesinde bu tip hapları kullanan öğrencilere dikkat çekiyor.
Tablot’un Alex ismini verdiği Harvard Tarih Bölümü mezun genç şöyle söylüyor: “Şu andaki yaşantım eskiden imkânsız görünürdü, sonra Adderall kullanmaya başladım ve birden imkansız gerçeğe dönüştü.” Alex, okul günlerinde bir haftada dört ödev hazırlaması gerektiği dönemi hatırlıyor. Başarıyı getiren Adderallmiş. Ancak Alex daha önce yaşamadığı bir takım değişikler fark etmiş. “Pazartesi sabahı hızlıca haplaran birini attım. Böylece bütün gün işlerime odaklanabildim. Ancak sabah derste, birden çok hızlı konuştuğumu fark ettim. Bazı konulara abartılı şekilde ilgi gösterip geri kalan zamanda fazlaca sessiz kalıyordum” diyor. Öğlen yemeğini ise pek hatırlamıyormuş, ilacı kullandığı zamanlarda Alex için en büyük zorluklardan biri yemek yemekmiş. Sonrasında odasına gitmiş fazlaca yorgun hissettiği için akşamüstüne kadar uyumuş. Uyandıktan kısa bir süre sonra ise ilk ödevini çabucak bitirmiş. Elbette Alex ve diğerleri için başarıya giden yol sadece eczanelerden geçmiyor. Zaten bu tip hikâyelerde en çok endişe verici olan bahsi geçen ilaç, gıda, bitki ya da herhangi bir maddenin özendiriliyor olmasıdır. Konsantrasyon arttırıcı ilaçlar için de aynı şey geçerli. Bu yazıyı okuyanlar içinde de bu ilaçları kullananlar veya yazıyı okuduktan sonra kullanmak isteyecekler vardır. Ama şunu unutmayın ki, doktor kontrolünde tedavi amaçlı verilmeyen her ilaçta olduğu gibi bu hapların da ileride yaratacağı arazlar elde edilen başarıyı bir kalemde silip atabilir. l