Dr. Ecz. Dyt. Neda TANER
Huzursuz bacak sendromu (HBS) özellikle istirahat döneminde ortaya çıkan bacaklarda uyuşma, yanma, iğnelenme, karıncalanma, ağrı ve şiddetli hareket ettirme isteği gibi yakınmalarla kendini gösteren bir nörolojik hastalıktır. Kesin nedeni belirsiz olmakla birlikte, HBS patofizyolojisinde beyindeki demir düzeylerinin azalmasının önemli bir rol oynadığı öne sürülmektedir. Çalışmalar neticesinde dopaminerjik sistem disfonksiyonunun sorumlu mekanizmaların başında geldiği anlaşılmıştır. Günümüzde demir eksikliğinin dopaminerjik sistem fonksiyonunu farklı yollardan etkileyebileceği gösterilmiştir. Ayrıca sirkadyen ritimle ilişkili olarak hem duyusal hem de motor semptomlar, geceleri yaklaşık aynı vakitte bir tepe noktaya ulaşır. Sirkadyen ritim denildiğinde akla ilk gelen hormonlardan biri olan Melatonin, merkezi sinir sisteminde dopamin salgılanmasını inhibe ederek semptomların önüne geçebilir. Ek olarak serum demirinin sirkadyen hareketi de semptomların ciddiyetine paralel bir şekilde değişmektedir.
Genetik faktörler de muhtemelen hastalığın ortaya çıkışıyla ilişkilidir, HBS’li bir aile üyesine sahipseniz bu hastalıktan muzdarip olma ihtimaliniz daha yüksektir. Bazı tıbbi durumların HBS ile ilişkili olduğu düşünülmektedir, bunlar arasında demir eksikliği, böbrek yetmezliği, Parkinson hastalığı, diyabet, romatoid artrit, varis ve periferik nöropati bulunmaktadır. Son trimesterdeki hamilelik de HBS'ye neden olabilir, genellikle doğumdan sonraki bir ay içinde kendiliğinden düzelme eğilimindedir. Alkol, sigara, kafein, diyet ve stres gibi yaşam tarzı faktörleri ve çevresel faktörlerin de HBS’de rol oynadığı düşünülmektedir.
Semptomlar bir günden diğerine büyük ölçüde değişebilir ve uzun süreli hareketsizlik nedeniyle tetiklenir. Semptomlar en çok bacaklarda görülür ancak kollara ve vücudun diğer bölgelerine ilerleyebilir. Hareket etme dürtüsü ile karakterizedir. Tipik olarak, çeşitli şekillerde yanma, karıncalanma, ağrı veya "deri altında sürünen böcekler" olarak tanımlanan anormal duyumlar sürekli hareket etme dürtüsüne eşlik eder. Bu hisler hareket ettirmeyle birlikte geçici olarak ve kısmen rahatlar. Semptomlar güçlü bir şekilde sirkadiyen etkiye sahitir; akşamları ve geceleri kötüleşir, şiddetlenir. İdiyopatik olabilir veya demir eksikliği, hamilelik, üremi ya da nörolojik problemlere ikincil gelişebilir.
Diğer ülkelerle karşılaştırıldığında HBS, batı ülkelerinde çok daha yaygındır. Öte yandan, Asya ülkelerinde yapılan araştırmalar oldukça düşük bir HBS prevalans oranı göstermiştir. Çoğu araştırma, HBS'nin yaygınlığının ve ciddiyetinin yaşla birlikte arttığı sonucuna varmıştır, bu da nörodejeneratif sürecin HBS'de önemli bir rol oynayabileceğini düşündürmektedir. Yaşlı insanların yaşam tarzı ve kardiyovasküler değişiklikler ve metabolizma değişiklikleri dahil senil değişiklikler de HBS ile ilgili gözükmektedir. Yetişkinlerde HBS görülme sıklığı kadınlarda erkeklere göre iki kat daha fazladır, bu da östrojen ve progesteron gibi hormonlar ve farklı sosyal rollerden kaynaklanabilir. Yetişkin hastaların %38-45'i ilk semptomlarını 20 yaşından önce yaşadıklarını ifade etmektedir.
Huzursuz Bacak Sendromu Nasıl Teşhis Edilir?
HBS'yi teşhis etmenizi sağlayan 4 temel özellik vardır:
Kimler Risk Grubundadır?
Huzursuz bacak sendromu yaşam kalitesi üzerinde büyük bir etkiye sahiptir. Semptom sıklığı ve şiddetinin artması ile hastalarda psikolojik bozulma ortaya çıkar. Uykuya geçişte ve uykuyu sürdürmede ve tekrar devam ettirmede zorluk yaşarlar. Gece boyunca tekrarlanan bacak hareketleri, kişinin yatak partnerinin uykusunu da etkiler. Kalitesiz uykuyla ilişkili olarak gün içerisinde enerji azalması olumsuz sonuçlarından biridir.
Son yıllarda yapılan çalışmalar, HBS’nin metabolik düzensizlik, otonomik disfonksiyon ve kardiyovasküler hastalık riski ile ilişkili olduğunu göstermektedir. 629 çalışma üzerine yapılan kapsamlı bir sistematik incelemenin sonucunda, sendromun kardiyovasküler hastalıklarlar, diyabet ve bozulmuş glukoz toleransı ile yüksek derecede ilişkili olduğu; vücut kitle indeksi ve dislipidemi ile orta derecede ilişkili olabileceği sonucu karşımıza çıkmaktadır.
Diğer ilişkili faktörler olarak; diyabetik periferik nöropati, ağrılı nöropatiler, migren, Multipl skleroz ve Guillain-Barré sendromu gibi inflamatuar kronik demiyelinizan nöropatiler, tiroid hastalığı, poliomiyelit, kronik venöz bozukluk, Sjögren sendromu, romatoid artrit, iltihaplı bağırsak hastalığı ve Crohn hastalığı gibi otoimmün hastalıklar sayılabilir.
İlaca bağlı olarak gelişen HBS için en güçlü kanıtlar şu ilaçlar içindir; antihistaminikler, metoklopramid, proklorperazin, difenhidramin, essitalopram, fluoksetin, L-dopa / karbidopa, pergolid, L-tiroksin, mianserin, mirtazapin, olanzapin ve tramadol.
Demir ve Huzursuz Bacak Sendromu
Türkiye'de yapılan bir araştırma, HBS semptomlarının şiddetinin düşük ferritin seviyesi ile çok yakından ilişkili olduğunu göstermiştir. HBS semptomları olan hastalarda serum ferritin ölçülmesi önerilir. Düşük serum demir seviyeleri (normal aralık: erkekler için 50-170 mg / dL; kadınlar için 65-176 mg / dL; çocuklar için 50-120 mg / dL) şiddetli HBS'li hastaların %25'inde görülmektedir. HBS semptomlarından yakınan hastaların %43'ü demir eksikliği durumunda bulunmuştur. Semptomların ciddiyetinin serum ferritin seviyeleri ile ilişkili olduğu görülmektedir (Normal aralık: erkekler için 15-200 ng / mL; kadınlar için 12-150 ng / mL; Çocuklar için 7–140 ng / mL). Serum ferritini 112 pmol / L'den (50 μg / L) az olan hastalara demir takviyesi başlanmalıdır.
Gebelik ve Huzursuz Bacak Sendromu
Batı ülkelerinde hamile kadınların %15-25'inde HBS varlığı belirtilmektedir. Gebe kadınlarda en yüksek HBS prevalansı esas olarak üçüncü trimesterde görülür ve doğumdan sonra 1 ay içinde remisyona girer. Gebe kadınların HBS'ye sahip olma riskinin daha yüksek olmasının nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, hamile kadınlarda artan demir talebi ve bu talebin demir eksikliği ile sonuçlanmasıdır. Diğer faktörler arasında hormonal durum (prolaktin, progesteron ve östrojen), folat eksikliği ve fetal büyüme sonucu meydana gelen sinirlerde gerilme veya sıkışma yer almaktadır.
Huzursuz Bacak Sendromunda Tedavi
Öncelikle üzerinde durulması gereken nokta uyku düzenidir. Her gün aynı saatte uyuyup aynı saate uyanma ve düzenli bir döngü oluşturulması semptomlarda azalmaya fayda sağlayacaktır. Yatarken giyilmesi tercih edilen kıyafetler de son derece önemlidir, mümkün olduğunca rahat, geniş, kişiye sıkıntı vermeyecek giysiler tercih edilmelidir.
Vitamin eksikliklerinin tamamlanması akla ilk gelmesi gereken tedavi yaklaşımlarından biridir. Bilhassa demir eksikliğinin giderilmesi, şikayetlerde ciddi bir azalma sağlayabilir. Sinirlerin ve kasların normal ve sağlıklı fonksiyonlarını sürdürmesi ile direk olarak ilişkili olan folik asit ve magnezyum eksikliklerinin giderilmesi ve ihtiyaç varsa takviye edilmesi semptomlarda rahatlama sağlayacaktır.
Gün içerisinden hareketsiz kalmaktan kaçınılması, günde yaklaşık yarım saat kadar hafif tempoda egzersiz hastaların tümüne önerilebilir. Hafif HBS vakaları için semptomlar, düzenli bir gündüz egzersiz programının uygulanması ile iyileştirilebilir. Her günü bacak germe egzersizleriyle başlayıp, bitirmek fayda sağlayabilir. Bazı hastalar bisiklet sürmenin, koşmanın veya tempolu yürüyüşün HBS semptomlarını hafiflettiğini ifade ederler.
Sıcak banyo, bacak masajı ve ısıtma pedlerinin kullanılması da semptomları azaltabilir. Bazı hastalar sıcak uygulamayı rahatlatıcı bulurken bazı hastalar soğuk uygulamadan yarar görürler, kişisel deneyimlere göre birinin tercih edilmesi doğru olacaktır.
Akşamları alkol almaktan kaçınmak önemlidir. Alkol, uykuya dalma süresini kısaltabilse de gece boyunca daha fazla uyanmaya neden olur. Bu, HBS nedeniyle ortaya çıkan uyanmaları şiddetlendirebilir.
Ek konservatif önlemler, antihistaminikler, dopamin antagonistleri, antiemetik ilaçlar, antidepresanlar ve lityum gibi HBS semptomlarını şiddetlendiren ilaçların ortadan kaldırılmasını içermektedir.
HBS semptomları sık veya şiddetli olduğunda, doktorlar tedavi için ilaç reçete ederler. Tercih edilen tedaviler, beyinde HBS'de eksik olduğu bilinen bir nörotransmiter olan dopaminin yerini alan dopaminerjik ilaçlardır.
HBS genellikle aşağıdaki ilaç türlerinden biriyle tedavi edilir:
Bu ilaçlar HBS için birinci basamak tedavi olarak kabul edilir ve genellikle Parkinson hastalığını tedavi etmek için kullanılır. Beynin, merkezi sinir sisteminin işleyişinde kritik rol oynayan bir nörotransmiter olan dopamin seviyesini etkilerler. Ayrıca Parkinson hastalığını tedavi etmek için kullanılan bu ilaçlar bacaklarda hareket etme dürtüsünü ve duyusal semptomları kontrol etmenin yanı sıra uykudaki istemsiz bacak sarsıntılarını azaltır.
HBS'yi tedavi etmek için levodopa bileşenini içeren diğer dopaminerjik ilaçlar da kullanılmıştır, ancak bunlar daha az etkilidir ve dopamin agonistlerinden daha fazla yan etkiye sahiptir.
Bu ilaçlar, HBS semptomlarını azaltmada çok daha az etkilidir, ancak uyku kalitesini iyileştirirler. Dopamin agonistlerinden kaynaklanabilecek uyarıcı etkiye karşı koymak için küçük dozlarda benzodiazepinler kullanılabilir. Genellikle bağımlılık potansiyeli ve gündüz uyuşukluğu dahil yan etkileri nedeniyle daha şiddetli vakalar için ayrılmıştır.
Dopamin agonistlerinden daha az etkili olduğu düşünülen gabapentin, hafif HBS vakalarında veya dopamin agonistlerini tolere edemeyen kişiler için etkili bir seçenek olmaya devam etmektedir. Bacaklardaki sinirlerden gelen ağrı sinyallerini yavaşlatarak veya engelleyerek ağrılı hisler yaşayan HBS hastalarını tedavi etmek için kullanılır.
Bu narkotik ağrı kesiciler, diğer tedavilere cevap vermeyen şiddetli HBS vakaları olan hastalar için tercih edilmektedir. Bunlar, özel bir reçete türü gerektiren kontrollü maddelerdir.
KAYNAKLAR