Ecz. Merve MÜFTÜOĞLU                   

 

Güneşten yeryüzüne ulaşabilen iki çeşit UV ışını vardır. UV B bronzlaşma adını verdiğimiz, cildin kendini zararlı ışınlardan koruyabilmek için kalınlaşmasına sebep olan ışındır. UV A ise daha derine inebilen, sonuçları kısa zamanda ortaya çıkmayan; DNA hasarı, hücresel yaşlanma, elastikiyet kaybı gibi daha kalıcı etkilerden sorumlu olan ışındır. İyi bir güneş koruyucu hem UV A, hem de UV B’ye karşı koruyucu olmalıdır.

Ürünlerin ambalajında yazan SPF (sun protection kavramı) ürünün cildi UV B ışınlarından koruma süresini anlatırken; SPF değeri yanındaki + İŞARETİ İSE UV A’ya karşı da koruyucu olduğunu gösterir.

Dikkat edilmesi gereken bir diğer özellik ise; koruyucunun hangi tür filtreler eklenerek piyasaya sürüldüğüdür. Güneş koruyucularda kullanılan iki çeşit filtre vardır;

-MİNERAL FİLTRE (FİZİKSEL, İNORGANİK): Cilt yüzeyinde bariyer oluşturup, gelen güneş ışınlarını geri yansıtmak suretiyle etki eden filtrelerdir. Deriden emilmiyor olması toksisite açısından daha güvenli bir profile sahip olmasını sağlarken; beyaz rengi ve maskemsi dokusu özellikle yetişkinlerde estetik anlamda rahatsızlık verici olabilir.

-KİMYASAL FİLTRE (ORGANİK): Cilt altına inebilen ve gelen ışınları soğurup ısı enerjisine dönüştürmek suretiyle etki gösteren filtrelerdir. Özellikle ürüne UV A’ya karşı koruma özelliği katmak için mineral filtrelerle kombine edilip kullanılırlar. Deriden emilebiliyor olması toksisite açından risk taşıması yanında; deride yarattığı “yok gibi” hissi kullanıcılar tarafından estetik anlamda tercih sebebidir.

Mineral filtre dendiğinde akla gelen iki inorganik molekül, çinko oksit ve titanyum dioksittir. Kimyasal filtreler ise güneş koruyucu üreten firmaların yoğun talepleri sebebiyle; kimyasal üreten şirketlerin üzerinde yoğun çalıştığı daha geniş bir skalaya sahip filtre türüdür. En sık tercih edilen kimyasal filtrelerden birkaçından   bahsedeceğim…

Tinosorb S: Bis-etil hekzil oksifenol metoksifenil triazin kimyasal formülüne sahip kimyasal filtredir. Hem UV A hem de UV B’ye karşı koruyucudur. Kendisi fotostabildir ayrıca beraber kullanıldığı diğer filtrelerin stabilitesini de artırır. Hayvan deneyleriyle hormonal yan etkileri olmadığı gösterilmiş olsa da insanlar üzerinde kullanımında henüz yeterince çalışma yoktur. Avrupa ve Avustralya’da ürünlerde kullanımı serbestken; Amerika’da henüz kullanılmamaktadır. BASF Chemicals’a patetli olup; şirketin arzında farklı kimyasal özellikler taşıyan Tinosorb A2B,Tinosorb M,Tinosorb S Aqua, Tinosorb S Lite gib farklı filtreler de bulunmaktadır.

Uvinil A Plus: Dietil aminohidroksi benzoil hekzil benzoat kimyasal formülüne sahip olan filtredir. Hem UV A hem de UV B’ye karşı koruyucudur. Fotostabildir. Avrupa Birliği Ülkeleri, Güney Amerika,Japonya ve Tayvanda kullanımı serbesttir. BASF Chemicals’a patentli olup; şirketin arzında Uvinil Easy adında farklı kimyasal yapıda bir filtre daha vardır.

Oktokrilen:2-Etilhekzil 2-siyano-3,3-difenilprop-2-enoate kimyasal formülüne sahip olan filtredir. Hem UV A; hem de UV B’ye karşı koruyucudur. Yapılan çalışmalarda anne sütüne geçebildiği ve metabolitlerinin idrar yoluyla atıldığı görülmüş. Hayvan deneylerinde hormonal bozukluk ve toksisite açısından risk taşımadığı, ayrıca beyin gelişimine olumsuz etkisi olmadığı gösterilmiş olsa da insanlar üzerinde kullanımında çalışmalar devam etmektedir. Ayrıca göz hassasiyetine sebep olduğundan dolayı kullanımı nispeten azalmıştır.

Oktilsalisilat (oktisalat):2-etil hekzil salisilat kimyasal formülüne sahip olan filtredir. UV B’ye karşı etkilidir. Formülasyonda daha çok diğer filtrelerin etkinliğini artırmak ve antimikrobiyal özelliği sebebiyle kullanılıyor.

Tüm bu bilgiler ışığında daha güvenli bir profile sahip olması sebebiyle; bebek ve çocuklarda, hamilelerde ve emziren annelerde sadece mineral filtre içeren ürünlerin tercih edilmesi daha doğru gibi görünmektedir. Bebek ve çocuklar için güneş koruyucu üreten firmaların organik tanımının gıdalarda olduğu gibi kimyasaldan uzak anlamı taşımadığını; tam tersi kimyasal filtre ihtiva ettiğinin bir ifadesi olduğunun altını çizerek yazımı sonlandırıyorum.

Yaşam enerjisinin en önemli katalizörü güneşten; sağlık riskleri oluşturmayacak uygun koşuları sağlayarak maksimum yararlanabildiğiniz, bol güneşli ve keyifli bir yaz dilerim.

Sevgiler...

 



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat