Eczacıların içinde bulunduğu sıkıntılı ortamın,gelecekle ilgili kaygılarımızın ve sorunlarımızın dile getirildiği ,eczacılık mesleğinin sahipsiz olmadığının birlikte haykırıldığı görkemli ''Büyük Eczacı Mitingi'' sonrasında ; bazı medya kuruluşları mitingin amacını doğru yorumlasalar da , bir kısım medya mitingin gerekçesini eczacıların resmi kurumlardan paralarını alamadıkları şeklinde çarpıtarak duyurdular.
Bu gelişmeleri takiben Sayın Başbakan T.E.B Merkez Heyeti Başkanı'nı kabul ederek görüştü.18-Ocak-2007 tarihinde gerçekleşen görüşme sonrası yapılan açıklamada ''finans projesi''nin Başbakan'a sunulduğu ve olumlu karşılandığı belirtildi.
Bu projeye göre ;anlaşma yapılacak bir banka aracılığı ile eczanelere resmi kurumlarla yapılan anlaşmada belirtilen sürede alacaklarının tamamı ya da büyük bir kısmı ödenecek.Bankanın eczaneye ödeme yaptığı tarih ile resmi kurumdan ödemenin yapıldığı tarih arasındaki süre için oluşacak faizi eczane,dağıtım kuruluşları ve ilaç üreticileri paylaşacak.
Henüz yeterince tartışılmamış ve fikir birliğine varılmamış bu projenin meslek örgütümüzce önerilmesi ile önümüzdeki yıllarda resmi kurumların ödeme gecikmeleri ne yazık ki peşinen kabullenilmiştir.
İçerisinde geri ödeme kurumları olmayan bu model sonrasında , kabul edilebilir sürelerde ödeme yapan (sayıları az da olsa) kurumlarda da ciddi gecikmeler yaşanması kaçınılmazdır.
İlaç firmaları ve dağıtım kuruluşlarının ödeyecekleri faizi ,önümüzdeki süreçte satış koşullarında yapacakları ince ayarlar ile eczanelerin omuzlarına bırakacaklarını bu sektördeki herkes tahmin edebiliyor.Yani bu projede eczacı kendi alacağına ,emeğinin karşılığına faiz ödemek zorunda bırakılıyor.Bankadan faiz karşılığında kredi almanın şekli ve yöntemi değişmiş oluyor sadece.
Bu proje hayata geçerse ilaç firmaları ve dağıtım kuruluşlarının alacakları eczacının üstleneceği faiz ile garanti altına alınmış olacaktır.Eczacı ise kendi alacağına faiz ödemeye devam edecektir.
Oysa önümüzdeki süreçte daha çok aksama yaşanması beklenen resmi kurumların eczaneler yapacakları ödemelerde sözleşmede belirtilen sürelere uyulması için ısrarcı olunmalı veya geri ödeme kurumlarının da yer aldığı ve eczacıyı koruyan bir proje sunulmalıydı.
Oluşacak faizin yarısını gecikmenin asıl sorumlusu olan geri ödeme kurumları ,diğer yarısını da sektörün bileşenleri üstlenmelidir.Gecikme süresinin belirlenecek süreyi geçmesi halinde ise faizin tamamını geri ödeme kurumları üstlenmelidir. Ancak bu koşullarda kurumların geri ödemeleri zamanında yapması sağlanabilir. Aksi halde , eczacının artan işletme giderleri ve azalan karlığı sonrasında bir de faiz yükünü taşıması hiç bir koşulda kabul edilememelidir.
Eczacılık mesleğinin yaşadığı sorunları bir kısım medyanın yanlış yorumlamasının nedenlerini tahmin edebiliyoruz da ,kendi meslek örgütümüzün bizleri sıkıntıya sokacak bu projeyi hangi gerekçelerle sunduğunu anlamakta güçlük çekiyoruz.
Mitingi ve orada verdiğimiz mesajları hafızalarından çabucak silmek ve unutturmak isteyenlere belki de durumun ciddiyetini anlatabilmek için Hrant Dink'in cenazesinde popüler olan üslupla seslenmemizin yararı olabilir.
Hepimiz eczacıyız ,hepimiz geleceğimiz için kaygılıyız...
Saygılarımla,
Ecz.Tuncay Sayılkan