FARMAVİZYON 2007

Ecz. Nevzat AKMAN

Trabzon Eczacı Odası Başkanı

TEB ile TEKB'nin önce ayrı ayrı yapmayı planladığı ancak daha sonra ortaklaşa yapılmasına karar verilen FARMAVİZYON Eczacılık Fuarı'na davetliydik. Katıldık...

Fuar alanını gezdik.
Bir sempozyum ve bir sunum izledik.
TEB Yöneticilerimiz, diğer Oda Başkanı ve Yöneticilerimizle değerlendirmelerde bulunduk.
Ve bir akşam yemeğine katıldık.

Daha önce katıldığım fuarları düşünerek bu fuardan da mesleki anlamda çok büyük bir beklenti içinde değildim. Öyle de oldu. Sergilenen tıbbi ürünlerin tanıtım ve bilgilendirmesi yetersizliği yanında, çeşit bolluğu ve görsel zenginlik ön planda tutulmuştu. Cilt bakım ürünleri ve Dermokozmetiklerin yararlarını! canlı olarak izlemek ve gözlemek imkanı buldu katılımcılar.

İyi de katılımcıların görüntüsü ne ifade ediyor.

Çok ilginç, insanlar sanki fuardan çantalar dolusu promosyon almaya gelmişler. Ürünler konusunda bilgi talebi olan ya da anlatılanları dinleme konumunda olan az sayıda kişi, ama stand üzerindeki ürünlerden çantasına birşeyler doldurma yarışındaki yoğun bir kalabalık.

Ortak sorunların tartışılabileceği ve zaman darlığı çekilmeyen bir platform oluşturularak yöneticilerin yaşanan sorunlar konusundaki düşünceleri alınabilir, katılımcılardan çözüme yönelik farklı görüşler alınabilirdi.

Eksikliklerden biri buydu.

Ve bir sempozyum izledik. "İLAÇ VE TIBBİ CİHAZ KURUMU" yasa tasarısı üzerine. Konuşmacıların hepsi İstanbul'lu arkadaşlar. İstanbul'un büyüklüğünden ! haberdarız da hiç olmasa bilimsel ya da mesleki platformlarda küçüklere ! de ara sıra mikrofon tutmayı düşünseler iyi olurdu diye düşündüm. Bu da bir başka eksiklik idi.

Samimi görünmekle samimi olmak arasındaki farkı algılayabilen herkes resmi sağlık otoritesinin uyutma politikasının sürdüğünü açıkça izledi.

Sayın Mahmut TOKAÇ espirili ve sakin bir tavırla İlaç Eczacılık sorunları ve çözümler konusunda mavi boncuklar dağıttı. Yukarıda sözkonusu yasanın yürürlüğe girmesi ile iptal edileceği deklere edilen 1262'nin iptalini düşünmediklerini söyledi ve her sözünün arkasından da samimi olduğunu ifade etti. Açıkça; niyetimiz 1262 sayılı yasayı iptal etmekti ama karşılaştığımız ciddi tepkiler nedeni ile geri adım attık demesi gerçekten daha samimi olduğunu gösterirdi. Miting öncesi Sayın Bakanın, daveti üzerine yaptığımız görüşmelerde 1262/13 maddedeki ilaç reklamının yasak olmasına sıcak bakmadığını ve değiştirilmemesinin düşündüğünü açıkça ifadesi yanında, Sayın Genel Müdürünün ilaç reklamını serbestleştirmeyi düşünmediklerini ifade etmesinin kıymet-i harbiyesini takdirlerinize bırakıyorum.

Ayrıca muvazaa konusunda da samimi olmadığını söylemek istiyorum. Zira TEB Muvazaa Komisyonu olarak Sayın TOKAÇ'ın da katılımı ile yaptığımız toplantıda "Bazı oda yöneticilerinin kasıtlı olarak Oda Uygunluk Belgesini vermediklerini" ifade etmesi üzerine bu düşüncesinin yanlışlığını bizzat kendi odamızın 1 yıllık eczane açılışlarını örnekleyerek belirtmiştim. Bu toplantıda belirli konularda mutabakata varmış ve özellikle eczane denetimi konusunda Odaların yetkilendirilmesi ya da Sağlık Müdürlükleri ile ortak denetim keyfiyetinin yasaya konulması konusunda fikir birliği sağlamıştık. Bir yıl geçti Sayın TOKAÇ herşeyi unutmuş ve hâlâ aynı noktada duruyor. Sanki bu sıkıntıyı yaşayanlar bizler değilmişizcesine Oda Yöneticileri KASITLI hareket ediyorlar diyerek kendi tezlerinin doğruluğunu anlatmaya çalıştı.

Verilen sözlerin hayata geçirilmediği, ben yaptım oldu dayatmalarının sürdüğü, gösterilen tepkilerin şiddeti ile paralel geri adımların atıldığı sürecin devam etmekte olduğunu üzülerek izledim.

TEB ya da Oda yöneticisi arkadaşlarımızla yaptığımız görüşmelerin tümünde, mevcut durumdan herkesin rahatsız olduğunu gelecek için hep birlikte ve kararlı bir duruş sergilenmesi ve bunun yönetimlerede yansıması gerekliliği konusunda herkesin hemfikir olduğu izlenimi aldım. Önümüzdeki süreç bu anlamda farklı ve önemli açılımlara kaynak oluşturabilir.

En net görüntüler de yemek organizasyonlarında sergilenir. Her ne kadar düşünce ve tavır birlikteliği sergilediklerini düşünseler bile kendi kabuklarını kıramayanlar arasındaki ayrılıklar açıkça su yüzüne çıkıverir. Homojen olmayan yapıdakı gruplaşmalar yada tepkisel tavırlar göze çarpar. Bunun örneklerini de yaşadık iki günlük fuar organizasyonunda.

Dilek ve beklentim o'dur ki politika yapmak yerine, mesleğin politikasını yapmak, bütün olmak, ortak karar ve tavır geliştirmek asıl hedef haline gelmeli ve getirilmelidir.

 Ecz. Nevzat AKMAN



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat