ERKEN ÇÖKÜŞ.

ŞÜKRAN SONER-CUMHURİYET 06 TEMMUZ 2006

Sağlıkla ilgili meslek örgütleri, başta Türk Tabipleri Birliği, sağlıkçıların örgütlendikleri sendikalar, aklı başında kimi uzmanlar "Erdoğan Hükümeti" nin sağlıkta dönüşüm projelerinin, çöküş projeleri olduğunu anlatmaya çok çalıştılar. İşin içinde olanlar, uyarmaya çalışan uzmanlık örgütleri bile sanırım çöküşün, iflas ilanının bu kadar hızlı olacağını beklemiyorlardı.

Kendi adıma AKP iktidarının paralı sağlığa dönüş için attığı adımların halka, sigortalılara yönelik acı reçetelerinin, sindire sindire, alıştıra alıştıra, en azından da bir seçim dönemi daha atlatılmış olarak gündeme gireceğini bekliyordum. Kısa dönemin karına kapılan özel sağlık kurumları mı ipin ucunu fazla kaçırdı? Yoksa dünya piyasalarının tetiklediği gizli krizin paniği, sıkışıklığı mı ağır geldi?

Başbakan Erdoğan’ın kameralar karşısında hava yaptığı, sigortalılara müjdeler verdiği günler çok taze belleklerde. SSK sağlık kurumlarına, hastanelerine el konulmadan, gasp edilmeden önceki günlerde, ağzından bal akarcasına, çilenin, kuyrukların kaldırıldığını müjdeliyordu. AKP iktidarı sigortalılara özel hastanelerin, sağlık kurumlarının kapılarını açmış, sınırsız sağlık hizmeti müjdelenmişti.

IMF patentli, kamu sağlık hizmetlerinde tasarruf etmeyi amaçlayan bir paketin içinden, özel sağlık kurumlarına açılmanın bir tuzak olduğunu anlatmaya çalışanlar boşuna dil döktüler. Kamu elinden sunulan sağlık hizmetlerindeki harcamaları kara delik olarak gören sınırlandırmayı hedeflemiş projenin, baştan birkaç kat pahalı olacağı besbelli özel kurumlar eliyle çökertileceği, eninde sonunda kamu sağlık sigorta hizmetlerinin paralıya dönüştürüleceğini anlatma çabalarına kulak asan olmadı.

Her şeyin kolayına kaçıp gerçek nedenlerini, ideolojik, insana aykırı, haklara aykırı boyutlarını sorgulamaktan korkan medyamız taşlayacak günah keçilerini buldu bile. Elinden tedavi olma hakkı alınan hastaya küfredecek halleri yok ya. Suçlu, günah keçisi, gerekli gereksiz tahlil, pahalı MR, tomografi isteyen doktorlar. Meslek örgütleri, uzmanlar, kamu sağlık hizmetlerinin özel kurumlar elinde çok daha pahalıya çıkacağı, suistimal edileceği uyarılarını başından beri yapmadılar mı? İstanbul’da İngiltere’nin bir kaç katı MR olduğunu yazıp çizmedik mi?

Sırf para kazanma uğruna gerekli, gereksiz en pahalı laboratuvar, teşhis yöntemlerinin, ameliyatların uygulanmasındaki vurgun düzenine karşı önlem alınmak başka, hastanın sigorta sistemi içinde tedavi olabilmesini kaldırmak çok başka... Maliye Bakanlığı’nın 1 Temmuz’da Resmi Gazete’de yayınlanmasından sonra ancak öğrenilen "Tedavi Yardımına İlişkin Uygulama Tebliği" her maddesi, satır arası sonuçları ile hastayı mağdur ediyor. Hastanelere, doktorlara "Tahlil, tetkik yapmayın. Hatta doğru dürüst doktorluk hizmeti vermeyin. Hasta başına benden alacağınız para işte bu kadar.." diyor.

Tabii ki hasta başına uygun görülen paralar, paket ödemeler tebliğin çıktığı bugünün tarihiyle bile dudak uçuklatacak kadar düşük kalıyor. İlk şokun üzerine kamu hastanelerinde doktorlarla yapılan toplantılarda, başhekimler "Biz size tahlil, tetkik yapmayın emrini veremeyiz, ama rakamlar ortada, insafınıza bırakıyoruz.." türünden açıklamalarda bulunmuşlar.

Özel hastaneler besbelli söz konusu rakamlarla hizmet veremeyeceklerine göre, hastalardan doğrudan para isteyecekler. Tahlil, tetkik fiyatları uçmuşken sigortalı çalışan, hele de emekliler bu paraları ödeyemeyeceklerine göre... Paralı hastanelerden sigortalıların yararlanması sistemi şimdiden iflasa gidiyor. Sağlık hizmetinde düşen kaliteden söz açmak bile istemiyorum. Aynı hastalıktan 10 gün içinde doktora gidememe, bir gidişte vizite yaptırma sınırlaması... gibi.

SSK’lilerin kazanılmış haklarını gasp edebilmek, hastanelerine el koyabilmek üzere, kameralar karşısında kitleleri kandıran, "Sizi kuyruk çilesinden kurtarıyorum. Özel hastaneleri hizmete açıyorum" diye reklam yapan Başbakan Erdoğan, şimdi de kameralar karşısına çıkmalı değil mi? Maliye Bakanlığı’nın 1 Temmuz’da yürürlüğe giren tebliğinin reklamını yapmalı. Suçu gerekli gereksiz tetkik isteyen doktorlara atmalı. Özel hastanelerin vurgunlarını anlatmalı...

Adama sormazlar mı? "Siz iktidarsınız. Göreviniz bizim sigorta haklarımızı korumak, sağlık hizmetimizin sağlıklı sunulmasını sağlamak. Özel hastaneleri zengin etme projesi sizin. Bize adam gibi kamu hizmeti sunun.." demezler mi? Türk-İş, Hak-İş, DİSK, kamu sendikaları, emekli sandıkları nerelerdesiniz? Üyeleriniz, üyeniz bile olmayan emekçi milyonların canları, sağlıkları ile oynanıyor. Parası olmayanlara sağlık hizmeti yok. Sağlık sigorta sistemleri çökertildi... Uyuyormusunuz?

 



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat