2008 yılı SGK protokolü imzalandığında eczacı odalarının ve meslektaşlarımızın tamamında büyük bir memnuniyet oluşmuştu. Yıllar sonra taleplerimizin bir çoğu yerine gelmemiş olsa bile , uzun zamandır başımızı belası olan kamu kurum ıskontolarının (KKİ) uygulanış biçimi  nedeniyle  yaşadığımız kayıpları sona erdirecek bir protokol imzalanmıştı.24.000 eczacının kararlı duruşu sonrasında haklılığımızı onaylayan Maliye,Sağlık ve Çalışma Bakanlarının da imzalarının bulunduğu bir mütabakatla .

Doğal olarak üyelerimiz bizlere  , bizler de TEB’ ne teşekkürlerimizi ilettik. Çünkü yılar sonra  ilk defa yeni tavizler vermeden ve bir şeyler alınarak çıkılan bir sözleşme süreci yaşanmıştı.

Ancak ,her ne olduysa 1-Temmuz-2008’den geçerli protokolün eczacı ıskontoları ve KKİ’ nın yeni şekliyle uygulanmasına bir türlü başlanamadı.Bir ayı geçen sürenin devamında ise sadece eczacı ıskontoları hükmü uygulanmaya başlandı.KKİ dan doğan kayıplarımız ise artarak sürdü gitti.

Bizler TEB’ den imzasına sahip çıkmasını ,haklarımızı savunmasını,gazete ilanları ve basın açıklamaları ile üç bakan imzası bulunana protokolün uygulanmadığını kamuoyuna duyurulmasını ,eylemliliği ve kararlı duruşu beklerken örgüt yöneticilerimiz anlaşılmaz biçimde ilaç sanayi ve kurumla görüşmelerini sürdürdü.Hem de tam iki ay boyunca.
İzmir Eczacı Odası üyeleri ile birlikte Temmuz ayı sonunda TEB’ne attığı imzaya sahip çıkılması ve geri adım atmaması konusunda  gerekli uyarıları yaptı. Hatta o süreçte konuşulan ıskonto maddelerinde revizyon yaklaşımına , TEB 4-Ağustos-2008 deki yazılı açıklaması ile yalanlama yaptı ve bu iddialar için ‘’bilgi kirliliği’’ yorumunu bile yaptı.

Ancak aynı TEB 10-Eylül-2008 tarihinde yaptığı Merkez Heyeti toplantısında sadece altı üyesinin onaylamasına rağmen    ek  protokolü SGK ile aynı gün imzaladı ve bunu Eczacı Odaları ile paylaşma gereği bile duymadan 11-Eylül-2008 de web sayfasından üyelerine duyurdu.

Peki bu ek protokol ne anlama geliyor ?

1. Üç buçuk yıldır süren ve eczanelere haksız kayıplar yaşatan kamu kurum ıskontosunun (KKİ) uygulamasında tekrar eskiye dönüldü. Yani bu uygulamadan doğan kayıplarımız KKİ’ nun  bazı ilaçlarda % 4 den % 11 e yükseltilmesi  nedeniyle artarak devam edecek.Ve ilk defa TEB  bu uygulamayı bu şekliyle kabul eden bir maddeye imza atmış oldu.Daha önce üyelerine faturalara şerh koyun , yasal haklarınızı kullanın çağrısı yapan meslek örgütümüz bu hakkımızı da ortadan kaldırmış oldu.

2 .Ek protokolde KKİ ile  ilgili düzenlemelerin 31-12-2008 tarihine kadar yapılmaması halinde , TEB in tek taraflı fesih hakkından söz edilmekte.Ancak aynı fesih hakkı mevcut şekliyle 1-Temmuz-2008 den geçerli protokolde zaten mevcut olan bir hükümdü.

3 .TEB’ nin ek protokolle ilgili açıklamasında eczane ıskontolarındaki kazanımlar öne çıkarılmaktadır. Ancak sözleşme süreci başında sıkça vurgulanan ve sayılıları 16 .000 ‘i aşan küçük-orta ölçekli eczaneler sadece yarım puanlık bir kazanç  sağlamış görünürken , yıllardır % 3 ü aşan oranlarda kayıp yaşatan KKİ uygulaması ise aynen şekliyle eczacının omuzlarında kalmış oldu.

4 .Iskonto oranlarında 1- 2 puanlık kazanım sağladığı  görülen  yüksek cirolu eczaneler ise reçete içeriklerinde ağırlıklı olarak KKİ’ su % 4 den % 11 e çıkan ürünler bulunduğu için beklenen  kazanımı veya kayıpların telafisini sağlayamamışlardır.

5 .1-Ekim-2008 sonrası uygulanacak olan ve eczacılara önemli ekonomik sıkıntılar yaşatacak avans uygulaması maddesi ile ilgili olarak hiçbir değişiklik yapılmamıştır.% 90 lık avans uygulaması bile küçük-orta ölçekli eczaneler için ek sermaye anlamına gelmektedir.

6 .TEB böylesine önemli bir süreçte eczacı odaları ve üyeleri ile birlikte hak arama mücadelesi vermek ve eylemlilik yolunu seçmek yerine geri adım atma yolunu seçmiştir. Iskonto maddelerinde revizyon yapmak, üç bakanın imzası bulunan tutanağı geçersiz kılmış ve siyaseti önemli ölçüde rahatlatan bir girişim olmuştur.Burada dikkat edilmesi gereken yeni ıskonto oranları ile kazanılanların KKİ dan doğan zararlarımızın ne kadarını karşılayacağı değil, hesaplanamayan rakamlara ulaşan KKİ uygulamasının yaşatacağı kayıplardır.

7 .Bir meslek örgütünde yöneticiler hata yapabilir ,yanlış kararlar alabilir , buna bağlı olarak para da kaybettirecek sonuçlar ortaya çıkabilir,bunların hepsi telafi edilebilir şeylerdir.Ancak altında imzası olan ve bir çok meslektaşımızın emeği , desteği olan bir protokole sahip çıkamayıp iki ay sonra kurumun istediği ek protokole imza atacak bir politika izleyerek kaybedilen itibarı kazanmak kolay olmayacaktır.TEB 2009 yılında kurumun karşısına bu yıpranmışlıkla daha da güçsüz çıkacaktır.İşte asıl sorun da budur.

8 .Hepsinden önemlisi ise eczacılar artık TEB ‘ne duydukları güveni ve umudu yitirmişlerdir. Önümüzde 6197 sayılı yasanın güncellenmesi,OTC,ilaçta reklam,eczane dışında ilaç satışı ,zincir eczane tehdidi gibi sorunlar varken üyelerinin kendini yalnız hissettiği ve geleceğe güvenle bakamadığı bir örgüt artık ne kadar inandırıcı,ne kadar güçlü  olabilecektir.

Bütün bu nedenlerle ;

Daha fazla geç kalmadan eczacının güvenini kazanacak ,umutlarını tazeleyecek ,eczacının hakkını savunabilecek geniş tabanlı yeni bir yapılanma kaçınılmazdır.

Kısacası ,böyle gelmiş olabilir ama böyle gitmemeli…

Saygılarımla.

Ecz.Tuncay Sayılkan



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat