Bu hafta iki sağlık haberi beni fazlasıyla mutlu etti. Bunlardan biri ’Bitkisel tıbbi ürünler sadece eczanelerde satılacak’ diğeri ise ’Geleneksel tıbba Bakanlık ruhsat verecek’ başlıklı haberlerdi. Senelerden beri reçeteli veya reçetesiz tüm ilaçların, bitkisel tıbbi ürünlerin, doğal beslenme ürünlerinin, antioksidanların, vitaminlerin, tıbbi amaçla kullanılan besin desteklerinin ve benzerlerinin mutlaka ve sadece eczanelerde satılması; bu tür ürünlere Tarım Bakanlığı’nın değil Sağlık Bakanlığı’nın ruhsat vermesi gerektiğini anlatan onlarca yazı yazdım. Çünkü kanunlardaki boşluklardan yararlanan uyanıklar bu sayede halkı kandırıyorlardı. Bu iki yeni düzenleme ile hem bir takım şarlatanların halk sağlığı ile oynamaları ve hem de haksız kazanç sağlamaları büyük ölçüde önlenmiş oluyor. Bu konu ile ilgili olarak hatırlanması ve yapılması gereken çok önemli bazı hususlar var.

 

Her türlü ilaç eczanede satılmalı

Bizde parasını verdikten sonra özel reçetelere tâbi olanlar dışında her türlü ilacı istediğiniz kadar satın almanız mümkün. Ülkemizde de gelişmiş ülkelerde olduğu gibi tüm ilaçlar reçete ile eczanelerde satılmalıdır.

 

ÖLÜMCÜL YAN ETKİLERİ VAR
Tüm ilaçlar sözünün altını özellikle çizmek isterim. Çünkü Amerika ve birçok Avrupa ülkesinde ’over the counter drug’ ve kısaca OTC adı verilen bazı ilaçlar eczane dışında market veya bakkallardan reçetesiz alınabiliyor; reklâmları yapılabiliyor. Bunlar, bazı ağrı kesici hap ve pomatlar, romatizma ilaçları, soğuk algınlığı ve üst solunum yolları hastalıklarında kullanılan ilaçlar, alerji hapları, antiasit olarak bilinen mide asidini gideren hap ve pastiller, vitaminler gibi ürünler. Bu tür ilaçlar dilimizde tezgâh üstü ilaçlar olarak tanınıyor.
Bana sorarsanız ilaçlar için tezgâh altı veya tezgâh üstü gibi nitelemeler yapmak yanlıştır. Tezgâh üstü ilaç, ilaç tüketimini artırmayı amaçlayan bir pazarlama numarasından başka bir şey değildir. İlaç ilaçtır. Tezgâh üstü veya altı, ilaçların tümünün eczanelerde satılması gerekir. Çünkü zararsız diye bilinen bu ilaçların da tıpkı reçete ile satılanlar gibi ölüme kadar gidebilen ciddi yan etkileri vardır.

İlaçların reçetesiz satılmasının ve ilaçlara her yerde kolayca ulaşabilmenin getireceği yabana atılamayacak bir tehlike de madde bağımlılığı riskidir.

 

İlaç reklamına da izin verilmemeli

Hiçbir ilacın reklâmının yapılmasını doğru bulmadığım gibi, hatta tam tersine ’ilaç reklâmlarının son derecede sakıncalı olduğu’ kanaatindeyim. Üstelik de bu düşüncem sadece tüketicilere yönelik reklâmlarla da sınırlı değil. Doktorlara ilaç reklâmı hatta ilaç tanıtımı yapılması da yanlıştır. Bunlarla ilgili düzenlemelerin de bir an önce yapılması gerekir. İlaç ve bitkisel ürünlerin internet yoluyla reklamlarının ve satışlarının engellenmesi gerekir. Halen ruhsat almış olan ürünlerin ruhsatları da Sağlık Bakanlığı tarafından yenilenmelidir.

 

ECZACILARA DÜŞEN GÖREVLER

Nasıl bir doktor yerine bir kalfa veya çırağın hasta bakması ve ilaç yazması mümkün değilse reçetelerin de mutlaka eczacı tarafından değerlendirilmesi gerekir. Çırak veya kalfa ilacı raftan alıp eczacının masasına koyan kişiler olmalıdır. Eczacılar doktorların yardımcılarıdır. İlacın nasıl kullanılacağını, nasıl saklanacağını, hastanın hangi durumlarda doktorunu araması gerektiği gibi hususları hastaya anlatmakla yükümlü olmalıdır. Doktorların ilaç etkileşimleri konusunda bilgileri yetersizdir. Neredeyse her gün yeni bir kimyasal maddenin ilaç olarak piyasaya girdiği günümüzde eczacılar ilaç etkileşimleri ve dozaj bakımından doktorları uyarmakla yükümlü olmalıdır. Tedavide eczacılar da doktorlar gibi sorumlu olmalıdır. Bunlara karşılık da eczanelerin şampuan, deniz topu, oje, ruj, gözlük gibi ilaç olmayan ilaç dışı ürünlerin hiçbiri ile ilgilenmemeleri lâzımdır.

Kaynak- Akşam Gazetesi



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat