Elif Görgü

Doktorlar, hemşireler, eczacılar; iş bırakmalar, mitingler, eczane kapatmalar...On binlerce sağlık çalışanının aylardır süren tepkisine rağmen AKP Hükümeti sağlıkta yıkım kararından dönmüyor. Meclis’te bekleyen yasa tasarıları da kabul edilirse sağlık hizmetinin özelleştirilmesi ve tamamen paralı hale getirilmesi sürecinde önemli adımlar atılmış olacak.
Bu tasarılardan biri de Kamu Hastaneleri Birliği Yasa Tasarısı. Bakanlar Kurulu tarafından TBMM’ye sevk edilen tasarı henüz yasalaşmadı. Ancak kamu sağlık hizmeti için ciddi tehlikeler barındırıyor. Yasalaşırsa devlet hastaneleri sınıflandırılacak, hastaneler birleştirilerek “özerkleştirme” adı altında özelleştirilecek, devlet sağlık hizmetinden elini tamamen çekecek, hastanelerin gelirlerini karşılamak vatandaşa düşecek!

Konu ile ilgili gazetemize konuşan İstanbul Tabip Odası (İTO) Sağlık Politikaları Komisyonu Başkanı Dr. Süheyla Ağkoç, tasarının içeriği hakkında bilgi verdi. Buna göre, yasa ile Sağlık Bakanlığı’na bağlı Devlet Hastaneleri ve Üniversite Hastaneleri gibi ikinci ve üçüncü basamak sağlık kurumları, “birliğe” dönüştürülecek. Aynı ilde birden fazla birlik kurulabileceği gibi, birden fazla ili kapsayacak şekilde de birlik kurulabilecek.
Hastaneler, “hizmet altyapısı, organizasyonu, kalite, verimlilik ve hasta memnuniyeti” gibi konularda değerlendirmeye tabi tutulacak ve değerlendirme sonuçlarına göre hastanelere yüz üzerinden puan verilecek. Bu puanlara göre hastaneler A, B, C, D ve E olmak üzere beş sınıfa ayrılacak. Bu şekilde sınıflara ayrılan hastanelerin, kapasite ve kaynakları birleştirilerek hastane grupları oluşturulacak. Bakanlık tarafından yürütülecek. Yani devlet kendi hastanelerini “kaliteli, kalitesiz “diye sıralayacak. “Kaliteli hastane” pahalı, “Kalitesiz hastane” ucuz olacak.

SAĞLIKTA SERBEST PİYASA

Dr. Süheyla Ağkoç bu durumun, “Hastanelerin özelleştirilmesi” anlamına geldiğini belirterek ekliyor, “Sağlık hizmetlerinde katkı paylarının ödenmeye başladığı, ödenen tutarların artırıldığı bir ortamda, hastanelerin özelleştirilmesinin vatandaşın cebinden yapacağı ödemeleri artıracağı açık. Ayrıca kamuya ait hastanelerin sağlık hizmetleri daha ucuzdur. Bu hastanelerin özelleştirilmesi sağlık ortamında kamunun ağırlığının azalmasına, zamanla yok olmasına neden olacak ve tam bir serbest piyasa uygulaması egemen olacak”
Bu durumun devletin kamu hastanelerine desteği kesmesine neden olacağına dikkat çeken Ağkoç, böylece bu hastanelerin bütçesinin halktan karşılanacağını vurgulayarak ekliyor, “Vatandaş, özelleştirilmiş sağlık kurumları tarafından verilen sağlık hizmetlerini cepten ödeyerek alacak. Çünkü hastanelere kamudan para desteği olmayacak, bu hastaneler gelir ve giderlerini kendileri ayarlamak zorunda kalacaklar. Bu da ancak hastalardan para almak yoluyla gerçekleşecek”
Sağlık hakkının özelleştirilmesi sürecinin 1980’lerde başlayan ve 1990’lı yıllardan beri hızla uygulamaya konan yıkım politikalarının tamamlayıcısı olduğunu kaydeden İTO Sağlık Politikaları Komisyonu Başkanı Dr. Süheyla Ağkoç, tüm sağlık çalışanlarına ve bu hakkı elinden alınan vatandaşlara mücadele çağrısı yapıyor.

HASTANELERİ SATMA YETKİSİ!

Dr. Ağkoç’un verdiği bilgilere göre, oluşturulacak Hastane Birlikleri’nin yedi kişilik yönetim kurulunun yetkileri ise sınırsız: Hastaneleri kiralamak, satmak, devir işlemlerini yürütmek, tahsis etmek, işletmek, işlettirmek. Birer “işletmeci” olmaları beklenen sağlıkçıların görevleri arasında bir tek “Vatandaşın sağlık hakkını korumak” yok!

SAĞLIK ÇALIŞANLARINI NASIL ETKİLEYECEK?

Dr. Ağkoç, bu yasanın sağlık emekçilerine etkilerini ise şöyle sıraladı:
*Sağlık çalışanları sözleşmeli çalışacaklar. Bu güvencesiz ve geleceksiz bir çalışma demek.
*Ücretlerin çoğunlukla performans ve döner sermaye üzerinden ödenmesi planlanıyor.
*Emekliliğe yansıyan temel ücretler düşük olacak. Gider-gelir dengesi üzerinden arta kalacak döner sermaye üzerinden ödenecek bir para takdir edersiniz ki düzenli ve sabit ödenemeyecektir.
*Var olan 657 sayılı devlet memuru kadrosundan çalışanları nasıl bir gelecek beklediğini bilmiyoruz. Belki sözleşmeli çalışmaya zorlanabilirler.