Covid-19 ve Influenza Aşıları Aynı Dönemde Yapılmalı mı?
Prof. Dr. İ. İrem TATLI ÇANKAYA
Hacettepe Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi, Farmasötik Botanik AbD, Sıhhıye, Ankara
E-posta:itatli@hacettepe.edu.tr
Tüm dünyada yaşanan pandemi ile birlikte mevsimsel gribin de başlaması ile ortaya çıkan temel sorunlardan biri olan “COVID-19 aşısı ile birlikte grip aşısı yapılmalı mı?” sorusunun cevabı için birkaç noktaya değinmeye çalışacağım.
Aşılar, vücutta bağışıklık sistemini uyaran belirli bir organizmanın (antijen) zayıflatılmış veya etkisizleştirilmiş kısımlarını içeren biyolojik ürünlerdir. Aşı uygulanan kişide, bu zayıflatılmış versiyon hastalığa neden olmamakta ancak bağışıklık sisteminde mikroba ya da virüse karşı bir savunma sistemi gelişmesini sağlamaktadır. Böylece vücudumuz aşı sonrası enfekte edici ajanlarla karşılaştığında önceden geliştirdiği savunma sistemi ile ajanlarla savaşır ve vücudumuzun hastalığa yakalanması zorlaşır. Bu şekilde oluşan bağışıklama genellikle ömür boyu vücutta kalır ve hastalık etkeni ile karşılaşınca onu etkisiz kılmak için savaşır.
Bazı aşılar, haftalar veya aylar aralığında verilen birden çok doz gerektirebilir. Bu durum, bazen uzun ömürlü antikorların üretimine ve bellek hücrelerinin gelişimine izin vermek için gereklidir. Böylece, vücut hastalığa neden olan belirli bir organizma ile savaşmak için eğitilir ve gelecekte maruz kaldığında hızla savaşmak için hafızasını oluşturur.
Koronavirüs Hastalığı (COVID-19), ilk olarak Çin’in Wuhan Eyaleti’nde 2019 yılı Aralık ayının sonlarında solunum yolu enfeksiyonu belirtileri (ateş, öksürük, nefes darlığı) ile ortaya çıkmış, önce Çin Halk Cumhuriyeti’ne ve sonrasında da diğer dünya ülkelerine yayılmıştır. Böylece COVID-19 pandemisi, ciddi bir halk sağlığı problemi olarak tüm dünyada yanıt verilmesi gereken bir sürecin başlamasına neden olmuştur. 11 Mart 2020 tarihi itibarıyla da Dünya Sağlık Örgütü bu olayı Uluslararası Sağlık Tüzüğü’ne istinaden halk sağlığı acili olarak dünyada pandemi ilan etmiş ve buna bağlı tedavi sürecini de yakın takibe almıştır. Bu dönemde ciddi kayıplara yol açan COVID-19 pandemisine yanıt vermek amacıyla tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de planlanan ve başlatılan müdahalelerden birisi kitlesel COVID-19 aşılamasıdır.
Influenza, genellikle yıl içerisinde Ekim ayından başlayarak Mart ayı sonu Nisan ayı başına kadar olan dönemde sık görülen oldukça bulaşıcı, toplumda önemli sayıda kişiyi etkileyen mevsimsel bir solunum yolu hastalığıdır. Aslında influenza birçok kişide hafif seyretmekte ve bu kişiler birkaç gün içerisinde tamamen iyileşmektedir. Ancak genç çocuklarda, gebelerde, yaşlılarda ve kronik hastalığı olanlarda ağır seyretmekte, hastane yatışlarına ve hatta ölümlere neden olabilmektedir. Yapılan bilimsel çalışmalar ile influenzadan korunmanın en etkin yolunun aşı olduğu gösterilmiştir. Bu nedenle grip sezonu öncesinde ve grip sezonu süresince özellikle hastalığın ağır seyrettiği, ölümlerin görülebildiği risk grubundaki kişilerin influenza aşısı yaptırmaları önerilmekte, hastalıktan korunmada en etkili yöntemin aşı olduğu Dünya Sağlık Örgütü tarafından da her yıl vurgulanmaktadır. Mevsimsel grip hastalığının etkenleri olan influenza virüslerinin çok fazla sayıda alt tipleri bulunmaktadır. Yıllar içerisinde toplumda sık görülen influenza virüsleri sürekli değişmekte, bir önceki yıl görülen virüsten oldukça farklı virüsler sonraki yıllarda insanları hastalandırabilmektedir. Bu durum neden her yıl grip aşısı olmamız gerektiğini net bir şekilde açıklamaktadır.
*COVID-19 salgını öncesi ve sırasında influenza virüslerinin dolaşımı
Peki, pandemi sürecinde grip aşısı olunmalı mı?
Grip ve COVID-19 hastalığının eş zamanlı görülmesi durumunda oluşacak klinik belirtileri ve ciddiyeti hakkındaki veriler hala sınırlıdır. Bilinen nokta, Amerika Birleşik Devletleri’nde mevcut COVID-19 pandemisi ile birlikte zatürre ve/veya gripten dolayı ölüm oranlarının 2004'ten bu yana en yüksek seviyede gözlenmesidir. Virüs enfeksiyonları üzerine bakteriyel enfeksiyonların görülmesi bu dönemde en ölümcül komplikasyonlardan biri olarak tespit edilmiştir. Grip olmuş bir kişinin tam iyileşemeden üzerine bakteriyel bir enfeksiyon geçirmesi ne kadar önemli bir komplikasyonsa, COVID-19 ve grip olan bir kişinin de eş zamanlı olarak bakteriyel enfeksiyon geçirmesi mortalite riskini arttırmaktadır. Dolayısıyla, influenza ve COVID-19 virüsleriyle ardışık veya karışık enfeksiyonları yaşayacak kişiler için de uygun bir tedavi protokolüne karar vermek zorlaşacaktır. Pnömokok enfeksiyonları için de aynı durum geçerlidir. Pandemi döneminde, influenza ve pnömokok hastalığına karşı aşılama, bu enfeksiyonların azaltılması, hastalığa yakalanma durumunda dahi dönemin en az riskle atlatılması, enfeksiyonların özellikle yaşlılara bulaşmasının önlenmesi ve çocuklar için oldukça mühim bir rol oynamaktadır. Ancak, yaşlılarda geleneksel inaktif influenza aşılarının etkinlik oranlarının bağışıklık yaşlanması nedeniyle düşük olduğu göz önüne alındığında, COVID-19 döneminde yaşlıların pnömokok aşısı yoluyla da doğrudan korunması eşit derecede önemli olacaktır.
2021-22 grip sezonunun COVID-19 etkeni virüs olan SARS-CoV-2'nin dünyada dolaşıma devam etmesiyle aynı zamana denk gelmesi beklenmektedir. 6 aylık ve daha büyük bebekler ile 5 yaşından küçük çocuklar, nörolojik rahatsızlığı olan çocuklar, hamileler, 65 yaş ve üstü yetişkinler ve altta yatan tıbbi durumları olan diğer kişiler bu süreçte yüksek risk altında olarak tanımlanmakta ve aşılanmaları da bu nedenle önem arz etmektedir. Ayrıca, influenzanın neden olduğu hastalık prevalansını azaltmak için 6 aydan büyük çocuklara, ergenlere ve yetişkinlere grip aşısı yapılması COVID-19 ile karışabilecek semptomları da azaltacaktır.
Araştırmalar, influenza ve COVID-19 gibi viral solunum yolu enfeksiyonlarının kardiyovasküler hastalıklar için risk faktörleri olduğunu göstermiştir. Kardiyovasküler hastalığı olanlar ayrıca viral solunum yolu enfeksiyonuna maruz kaldıklarında daha yüksek komplikasyon riski altındadır. Yürütülen klinik araştırmalarda influenza aşısının olumsuz kardiyovasküler sonuçlara karşı önleyici etkisi olduğu belirtilmektedir. Hatta grip aşısının kardiyoprotektif etkili olduğu için COVID-19 kaynaklı ölümleri azaltabileceği ileri sürülmektedir. Influenza aşısı, bugüne kadar kardiyovasküler riskin azaltılması için en iyi kanıta sahip güvenli bir aşı seçeneğini oluşturmaktadır.
Grip aşısı yapılarak hastalığın önlenmesi veya şiddetinin azaltılması ile ayakta tedavi ziyaretlerinin, hastaneye yatışların ve yoğun bakım ünitelerine kabullerin sayısı azalacak, sağlık sistemi üzerindeki yük de hafifleyecektir. Dolayısıyla, COVID-19 pandemisi sırasında, solunum yolu hastalıklarının genel yükünü azaltmak, risk altındaki hassas popülasyonları ve tüm sağlık sistemini korumak için önemlidir. Bu nedenle, sağlık personeli, grip mevsimi boyunca, başta kendileri olmak üzere yüksek risk altındaki kişiler ile uygun olan diğer kişilere grip aşısı uygulamayı değerlendirmelidir.