Ecz. Sevil AĞALAR ALTINEL
Covid-19 İle Birlikte... Grip ve Allerji? Semptomlar? Korunma?
WHO Dünya Sağlık Teşkilatı verilerine göre kış aylarında mevsimsel grip, nüfusun yaklaşık %20'ini etkilemekte ve dünya genelinde ölümlerin önemli bir bölümüne neden olmaktadır.
Covid öncesi yapılan bir araştırmaya göre, dünya çapında her yıl 650,000 kadar insanın mevsimsel grip ile bağlantılı solunum yolu hastalıklarından öldüğünü ve bu ölümlerin 72.000 kadarının Avrupa kıtasında meydana geldiğini ortaya koymaktadır.
Amerika Birleşik Devletleri Sağlık ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'na bağlı, kamu sağlığı ve kamu güvenliğinin sağlanması konusunda çalışan bir birim olan CDC (Centers for Disease Control and Prevention) Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezi; bir önceki yılda 39 milyon grip vakasına rastlanırken geçen yıl yok denecek kadar az vaka sayısı olduğunu belirtmektedir.
2020-2021 grip sezonu tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de alışılmadık derecede hafif geçti bunun nedenleri olarak COVID-19'a karşı alınan önlemler; çoğumuzun evden çalışması, okulların kapalı olması, seyahat ve toplantı kısıtlamaları, maske mesafe kurallarına sıkıca uyulması gibi faktörler görülebilir.
2022 grip sezonunda ise durum daha farklı okullar açıldı, ofislerden çalışma başladı ve maske mesafe kurallarına uyum azaldı. Toplumumuz salgına ve ölümlere alıştı…
Bu yılın önemli sorularından biri COVID-19 gündeminde 2021-2022 sezonunun nasıl geçeceği... Enfeksiyon hastalıkları uzmanlarına göre grip mevsimi bu yıl oldukça zor geçecek.
Biz eczacılar için ise önemli sorulardan biri; COVID-19, soğuk algınlığı, mevsimsel alerjiler ve grip birçok benzer semptomlara sahip olduğundan, hastalarımızı en doğru şekilde nasıl yönlendireceğiz ve önerilerde bulunacağız sorusu ...
Semptomları ayırabilmemiz mümkün mü? Sorgulamamızı nasıl yapmalı ve danışanların semptomlarını değerlendirerek mevsimsel grip, allerji veya COVID-19 konusunda nasıl yönlendirmeliyiz? Semptom farklılıkları, yayılım, tedavi ve korunma konusunda neler önerebiliriz.
Covid 19 için en doğru belirleme yolu PCR testi olsa da, varyantlarda yanılma payının yüksekliği de ayrıca kafa karıştırıcı bir durum. Semptomları birebir Covid ile uyumlu bir çok hastada PCR negatif çıktığını görmekteyiz.
Covid-19, genellikle yakın temasta olan kişiler arasında; 2 metre içinde yayılmaktadır.
Virüs, birisi nefes aldığında, öksürdüğünde, hapşırdığında, konuştuğunda veya şarkı söylediğinde salınan solunum damlacıkları ile yayılarak, yakındaki birinin ağzına veya burnuna geçmekte veya solunmaktadır.
Virüs ayrıca, kişinin üzerinde virüs bulunan bir yüzeye veya nesne ile temastan sonra elini ağzına, burnuna veya gözlerine dokunması ile de yayılabilir. Ama virüs yayılımının ana kaynağı hava yolu olarak kabul edilmektedir.
COVID-19'un en yaygın semptomları ateş, öksürük ve yorgunluktur. Ancak başka birçok olası belirti ve semptom bulunmaktadır.
COVID-19 ile soğuk algınlığı arasındaki fark nedir?
Soğuk algınlığı, burun ve boğazın (üst solunum yollarının) viral bir enfeksiyonudur. Hem COVID-19 hem de soğuk algınlığına virüsler neden olurlar. COVID-19'a SARS-CoV-2 neden olurken, soğuk algınlığına çoğunlukla rinovirüsler neden olmaktadır. Bu virüsler benzer şekilde yayılır ve bazı farklılıklar dışında aynı belirti ve semptomlara neden olurlar.
COVID-19 semptomları genellikle SARS-CoV-2'ye maruz kaldıktan 2-14 gün sonra ortaya çıkarken, soğuk algınlığı semptomları genellikle soğuğa neden olan bir virüse maruz kaldıktan 1-3 gün sonra ortaya çıkar.
Soğuk algınlığında tedavi olarak ağrı kesiciler ve dekonjestanlar kullanılabilir. COVID-19'dan farklı olarak, soğuk algınlığı genellikle zararsızdır. Soğuk algınlığı geçiren çoğu insan 3 -10 gün içinde iyileşir, ancak bazı durumlarda soğuk algınlığı iki veya üç hafta kadarda uzayabilir.
Soğuk algınlığın ile ortaya çıkabilecek komplikasyonlar:
COVID-19 ile Mevsimsel Grip Arasındaki Fark Nedir?
Grip (influenza) genellikle yıl içerisinde Ekim ayından başlayarak Mart sonu Nisan başına kadar olan dönemde sık görülen oldukça bulaşıcı bir solunum yolu hastalığıdır. Grip, kuzey yarım kürede yer alan her ülkede bu aylar arasında toplumda önemli sayıda kişiyi etkileyen bir hastalıktır. Bu aylarda hasta sayısının belirgin şekilde artması beklenen bir süreçtir.
Hastalıktan korunmada en etkili yöntemin grip aşısı olduğu Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından her yıl vurgulanmaktadır.
Grip tedavisinde ağrı kesici-ateş düşürücü ilaçlar kullanılmalıdır. En iyi, en az zararlı ateş düşürücü olan parasetamol grubu ilaçların günde 3-4 kez düzenli aralıklarla kullanılması önerilir.
Grip tedavisinde, antibiyotiklerin kesinlikle etkisiz ve hatta zararlı olduğunu yine bir çok hastalarımıza söylememiz gerekmekte… Çok nadiren gribe bakteriyel bir enfeksiyon eklenir ise antibiyotikler doktor önerisiyle kullanılmalıdır.
Grip tedavisinde oseltamivir kullanılabilir. Kullanım dozu günde iki sefer 75mg olarak 5 gün önerilir.
Pnömoni gibi komplikasyonlar var ise 7-10 gün gibi süreler de kullanılabilir. Bazı durumlarda oseltamivir profilakside de günde bir olarak uygulanabilmektedir.
Yorgunluk ve vücut ağrıları hem grip hem de Covid-19 semptomları olabilir fakat, gripte çoğunlukla nefes darlığı görülmez.
COVID-19, grip, soğuk algınlığı ve alerjilerin farklı semptomları vardır:
• COVID-19'un başlıca belirtileri ateş, yorgunluk, öksürük ve nefes darlığıdır.
• Alerjilerin ise hapşırma, göz yaşarması, hırıltı ve öksürük gibi her yıl kronik olarak yaşanan semptomları vardır.
• Grip ise ateş ve vücut ağrıları gibi COVID-19'a benzer semptomlara sahiptir, ancak genellikle nefes darlığına neden olmamaktadır.
Burun akıntısı veya kaşıntılı gözler varsa, COVID-19’u düşündürmez. Öksürük, yorgunluk, ateş, nefes darlığı veya tat ya da koku kaybı varsa, COVID-19 olma ihtimali yüksektir.
Grip ve Covid-19 farklı virüslerin neden olduğu enfeksiyonlardır. Fakat ikisinin arasındaki en belirleyici semptom nefes darlığıdır, bu durum pnömoni gelişimini de hazırlar.
Grip ve soğuk algınlığında, nefes darlığı görülmesi pnömoni dışında çok enderdir.
Ocak 2020 de ortaya çıkan Covid 19 pandemisi, değişim göstererek çeşitli varyantlarla ortaya çıkmaktadır. Şu an hayatımızı etkileyen Delta varyantı yeni enfeksiyonların çoğunluğunu oluşturmaktadır.
Hızlı bulaş riski taşıyan ve şiddetli etkilere sahip Delta varyantından, aşılı kişiler yüksek oranda korunabilmekte veya hastalığı daha hafif etkilerle atlatabilmektedirler.
Önceki varyantlardan daha fazla genci enfekte eden Delta varyantı, gençler üzerinde soğuk algınlığına benzer etkiler gösterebilmektedir.
Koronavirüsün en son mutasyonu Mu varyantı olarak belirlenmiştir. İlk olarak 2021'in başlarında Kolombiya'da ortaya çıkan Mu varyantı şu anda dünyadaki toplam vakaların küçük bir yüzdesini oluşturmaktadır.
Hapşırma/aksırma genel semptomlardan değildir.
Burun akıntısı, yüz ağrısı, geniz akıntısı ve kaşıntılı gözler alerji veya soğuk algınlığının yaygın belirtileridir. Bu belirtiler tipik bir COVID-19 vakası değildir.
Dünya Sağlık Örgütü'ne (WHO) göre "COVID-19'un en yaygın semptomları ateş, yorgunluk ve kuru öksürüktür"
"Bazı hastalarda ağrı, burun tıkanıklığı, burun akıntısı veya boğaz ağrısı olabilir." Ama "Çin'de yayınlanan 1000'den fazla hastayı içeren bir raporda, her 20 hastadan sadece 1'inde burun tıkanıklığı görülmüştür"
Covid-19 un neden olabildiği 11 semptom:
Enfeksiyon taşıyan bazı kişilerde ise herhangi bir semptom görülmeyebilir veya bu kişiler kendilerini kötü hissetmeyebilirler fakat koronavirüsü çevrelerindeki insanlara bulaştırabilirler.
COVID-19 ve mevsimsel alerjiler arasındaki fark nedir?
Covid-19' dan farklı olarak mevsimsel alerjilere bir virüs neden olmaz. Mevsimsel alerjiler, mevsimsel ağaç veya çimen polenleri gibi alerjenlere marus kalmanın tetiklediği bağışıklık sistemi tepkileridir. Covid-19 ve mevsimsel alerjiler aynı belirti ve semptomların çoğuna neden olur. Ancak, bazı farklılıklar vardır.
Alerjilerin kronik semptomları vardır. COVID-19, grip veya soğuk algınlığı gibi akut bir hastalıktır, yani semptomlar ortaya çıkana kadar insanlar kendilerini iyi hissederler. Öte yandan alerjiler, genellikle kroniktir, haftalar, aylar ve hatta yıllar boyunca semptomlarla kendini gösterirler.
Alerjiler, ateş veya vücut ağrılarına neden olmazlar. Genellikle, çok fazla burun akıntısı olmadığı sürece öksürük de yoktur. Alerjiler özellikle astımlı kişilerde hırıltıya neden olabilir. Alerji semptomları çevreye göre değişiklik gösterme eğilimindedir; toza, polene veya hayvan tüyüne maruz kalma ile kötüleşirken, soğuk algınlığı semptomları günün saatine, hava durumuna, bulunduğu yere veya diğer çevresel faktörlere bakılmaksızın devam etme eğilimindedir.
Soğuk algınlığının ateş, baş ağrısı ve vücut ağrıları gibi genel semptomlara sahip olma olasılığı daha yüksektir, oysa alerjiler genellikle sadece solunum yollarını etkiler. Alerji semptomları, antihistamin ve diğer alerji ilaçları ile hafifleme/ iyileşme eğilimindedir. Soğuk algınlığı; dekonjestanlar, parasetamol, bitki çayları ve dinlenme ile düzelebilmektedir.
Kaşıntılı gözler ve hapşırma genellikle sadece alerji belirtileridir.
Ateş, kas ağrıları, tat veya koku kaybı, mide bulantısı ve ishal, COVID-19 ile ilişkilidir.
Maske kullanarak Covid-19, grip ve allerjilerden korunabiliriz:
Yüz maskesi takmak, grip gibi diğer solunum yolu hastalıklarının bulaşmasını azaltma ve ayrıca polen ve diğer alerjenlerin solunmasını azaltarak ek faydaya neden olmaktadır. Maske takılmasının önemini hastalarımıza sık sık tekrarlamamızda yarar var çünkü hastalar maske takmaktan oldukça sıkıldılar. Her gün kendi eczanemde maske konusunda hastalarımı uyarmak artık sıradanlaştı.
Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanları; Grip ile COVID-19 belirtilerini ayırt etmenin neredeyse imkansız olduğunu belirterek insanların grip aşısı olmalarını tavsiye etmektedir. Grip aşısı ile... Grip riski en aza indirilebilir.
Ateş, vücut ağrısı, öksürme, hapşırma her ikisine de eşit olarak atfedilebilir, bu yüzden gerçekten grip için bir endişe varsa, COVID-19 içinde bir endişe var demektir.
Düşük aşılama oranlarına ve yüksek COVID-19 oranlarına sahip topluluklarda yaşayan insanların, özellikle soğuk algınlığı ve grip mevsimi dışında, COVID-19'a yakalanma olasılığı daha yüksektir. Bununla birlikte, üç hastalığın da yaygın olabileceği bu aylarda semptomları ayırt edebilmek daha zorlaşır.
Yaşadığımız pandemi bizlere sağlıkta korunmanın ne kadar önemli olduğunu hatta tedavinin önüne geçtiğini bir kez daha gösterdi.
Sağlığımızı korumak için:
D vitamini
Çinko asetat
C vitamini
Selenyun
Quercetin
Uçucu Yağların Desteği:
Uçucu yağlar yüzyıllardır soğuk algınlığı semptomları ile başetmede kullanılmıştır. Çoğunlukla; banyolarda, buhurdanlık veya difuserlarda veya cilde masaj şeklinde kullanılırlar.
Uçucu yağlar enfeksiyonlara karşı savaşmakla kalmaz aynı zamanda bağışıklık sisteminin güçlenmesini de desteklerler.
Uçucu yağlar içeriklerindeki çoklu kimyasal maddeler ve bunların sinerjistik etkileri ile antimikrobiyal aktiviteye sahip bileşenlerdir.
Lipofilik olmaları nedeni ile zaflı virüsün lipid tabakasına yayılabilme potansiyeline sahiptirler.
Ama virüsler üzerindeki ana mekanizmaları; virüs tutunmasında yer alan aşamanın inhibisyonu, penetrasyon, hücre içi replikasyon ve virüs için hayati olan enzimlerin salınımının inhibisyonudur.
Bronkodilatasyon ve mukusun üretiminin azalmasında rol oynarlar. Bu nedenle viral enfeksiyonlarla başetmede yardımcı olarak kullanılabilirler.
Viral replikasyonun çoklu aşamalarında sinerjistik olarak hareket edebilen ve ayrıca bronkodilasyon ve mukus lizizi dahil olmak üzere solunum sistemi üzerinde pozitif etkilere neden olabilen çok sayıda fitokimyasal içerirler.
Antiviral özelliklerinden dolayı ise SARS-CoV-2 virürüsüne karşı aktiviteye sahip olup olmadıkları araştırılmaktadır. Şu anda, yalnızca bilgisayar destekli modelleme ve anti-SARS-CoV-2 aktivitelerini gösteren in vitro çalışma sonuçları mevcuttur. Bu konuda yapılan klinik çalışmalar halen devam etmektedir.
SARS-CoV-2 tedavisinde uçucu yağların, sadece virüsün bulaşıcılığını azaltmak için değil, bunun yanında kaybolan koku duyusu ve hastalık boyunca oluşan anksiyete durumu üzerine etkilerini araştıran klinik çalışmalar başlatılmıştır.
Uçucu yağların faydalarından yararlanmanın en güzel yolu bu yağların inhale edilerek burun yolu ile solunum sistemi ve akciğerlere ulaşmasını sağlamaktır.
Uçucu yağları; diffusser, kişiye özel koklama çubukları, buhurdanlık ile odaya yayarak veya sıcak su dolu bir kaba koyup başın üzerine havlu geçirerek inhale edebilebilir.
İnhale edilen soğuk algınlığı ve öksürük için kullanılan uçucu yağ karışımları burun kanallarını ve solunum yolunu açar, ayrıca antiviral etkisi ile virüsleri baskılar. Uçucu yağ burun yolu ile alınıp akciğerlere kadar ulaşır.
Burun akıntısı ve tıkanıklıklarında; inhalasyon yoluyla uygulanan buğu karışımları, masaj yağları ve banyolar kullanılabilir.
Uçucu yağlar, hastalıklara karşı korunmada, vücudun viruslerle savaşma gücünü arttırmak için uygulanabilir.
Hangi uçucu yağlar…?
Uçucu yağlar doğal antiviral ve antibiyotik olarak algılanırlar. Herbir uçucu yağın farklı ve kendine has bir etki mekanizması bulunmaktadır. Uçucu yağlar sadece enfeksiyona neden olan bakteri veya virus ile savaşmakla kalmayıp, bağışıklık sistemini de güçlendirirler ayrıca, ruhsal sağlık üzerinde kokuları ile tedavi edici etkilere sahiptirler.
Uçucu yağların koruyucu etkisi …
ÇAY AĞACI (TEA TREE)- Melaleuca Alternifolia
Çay ağacı Avustralya ve Yeni Zelanda’da yetişen, boyu iki metreyi bulan, yassı bir ağaçtır. İsminin Çay ağacı olması Kaptan Cook’a dayanmaktadır. Yeni Zelanda’nın keşfi sırasında ağacın yapraklarını çay olarak kaynatan grup, sonrasında bu çayın iyileştirici ve temizleyici etkisini keşfeder.
1923 yılında avustralyalı bilimadamı Dr A.R Penfold çay ağacının antiseptik ve bakterisid etkisinin, o zamanlar standart antibakteriyel olarak kullanılan fenol’den 12 kat daha güçlü olduğunu keşfedene kadar, çay ağacı bilinmemekteydi…
Çay ağacı uçucu yağı antiviral, antibakteriyel ve antiseptik etkilere sahip çok güçlü bir yağdır. Bu güçlü tedavi etkisine sahip uçucu yağ, aynı zamanda bağışıklık sistemini de aktive eder.
Eğer burun tıkalı, baş ve gögüs bölgesinde doluluk ve balgam varsa çay ağacı ucucu yağı inhale edilebilir veya çay ağacı uçucu yağı eklenen sıcak bir banyo önerilebilir.
Çay ağacı buharı; burun kanallarını temizler ve bakterilerin eradikasyonunu sağlar.
İyi bir etki için; sıcak su dolu bir kap içine çay ağacı yağı damlatıp başa bir havlu geçirerek 5-10 dakika nefes alıp verme önerilebilir. Bu inhalasyon burun kanallarının ve mukozasının rahatlamasını sağlar.
Çay ağacı uçucu yağı kesinlikle yutulmamalı veya içilmemelidir.
ÖKALİPTUS – Eucalyptus Globulus
Okaliptus, Avusturalya oborjinleri tarafından enfeksiyonda, ateşte ve dezenfektan olarak kullanılmıştır. Daha sonra Fransız herbalist De Labillardiere tarafından inhale edildiğinde sıtma ateşini düşürdüğü bulunmuştur.
Ökaliptus uçucu yağı cineol bakımından zengindir.
Cineol içerikli yağlar, influenza ve soğuk algınlığındaki etkilerinden dolayı ilaç endüstrisinde de kullanılmaktadır.
Geleneksel olarak faranjit, bronşit ve sinüzitte kullanılan Ökaliptus uçucu yağı aynı zamanda içeriğindeki 1-8 cineole den dolayı düz kaslar üzerinde kasılmaları azaltarak gevşetici etki gösterir.
Ökaliptus yağı, solunum yolu enfeksiyonlarına neden olan patojen bakteriler üzerinde, antibakteriyel etkiye sahiptir.
İnhale edilen ökaliptus yağı dekonjestan etkilidir ve bronşit tedavisinde yardımcı olarak kullanılabilir.
Dekonjestan ve antiviral etkilere sahip ökaliptus uçucu yağı , virus ile savaşmanın dışında ,burun tıkanıklığını açar ve enflamasyonu azaltır.
Ökaliptus uçucu yağı, inatçı öksürükler , sinus tıkanıklığı ve bronşitte mukusun dışarı çıkmasında doğal destek tedavi olarak önerilebilir.
Eğer boğaz ağrısından şikayet var ise ılık su dolu bir bardağa bir kaç damla ökaliptus yağı damlatarak, gargara önerilebilir. Gargaranın yutulmaması önemlidir.
5ml susam yağı içine 5 damla ökaliptus yağı ile oluşturulan karışımı, boğaz ve göğüs bölgesine masaj olarak uygulanabilir.
Balgam söktürücü özelliğinden faydalanmak amacı ile ökaliptus yaprakları ile infusion şeklinde çay hazırlanıp günde 1-2 fincan önerilebilir.
Eğer soğuk algınlığı ve grip semptomlarına adele ağrısı ve sızısı da eşlik ediyor ise aşağıdaki karışım masaj yağı olarak hazırlanabilir:
Susam yağı- Sesamum indicum 50ml
Ökaliptus- Eucalyptus globulus u.y 1ml
Kekik- Origanum onites u.y 1 ml
Lavanta – Lavandula angustifolia u.y 2 ml
Bu karışımda; ökaliptus uçucu yağının kas ve eklem ağrıları üzerine etkisi ve canlandırıcı özelliğinden, kekik uçucu yağının; öksürük yatıştırıcı ve adale ağrısı giderici etkisinden , lavanta uçucu yağının ise sakinleştirici ve rahatlatıcı etkilerinden faydalanmaktayız.
LİMON – Citrus Limon
Limon uçucu yağı zengin bir vitamin deposudur. İmmun sistemi uyarır, lökositlerin; savaşçı hücrelerin çoğalmasını sağlar. Vücudun hastalık ile daha kolay savaşmasına destek olur. Limon yağı ayrıca kan dolaşımını arttırır.
SOĞUK ALGINLIĞINA KARŞI ORTAM HAVASINI TEMİZLEME
Çay ağacı u.y - Melaleuca alternifolia 5 qqt
Ökaliptus u.y - Eucalyptus globulus 7 qqt
Kekik u.y - Thymus vulgaris 5 qqt
Sedir u.y - Cedrus Atlantica 5 qqt
Limon u.y - Citrus limon 7 qqt
Karışım diffuser ile her 30 dakika için 10 dakika ortama uygulanır.
Ayrıca bu karışım Mersin hidrosolü içine konularak sprey olarak ortam havasını temizlemede kullanılabilir.
ÇAM- Pinus Sylvestris
Çam uçucu yağı burun pasajını açmada hızlı ve etkili bir yağdır. Ayrıca boğaz ağrısı içinde kullanılır.
Çam uçucu yağı tıkanıklığı açar, ekspektoran etkilidir. Mukusu parçalar ve solunum yolundan atılmasını sağlar. Bronşit tedavisinde etkili bir ajandır.
Çam uçucu yağı genel olarak soğuk algınlığı ve gripte koruyucu olarak etki eder.
Çam ucucu yağı iyi bir antibakteriyel ve antidezenfektandır. Candida albicans, Herpes simplex, influenza gibi önemli virüsler üzerinde de etkilidir.
TIBBİ NANE- Mentha piperita
Antiviral ve antiseptik etkili tıbbi nane uçucu yağı solunum yolunu açarak öksürük tedavisinde rol oynar. Öksürükte iyi bir ekspektoran olarak etki eder. Ayrıca ateş düşürmede kullanılabilir.
Çocuklar ve bebeklerde kullanımı önerilmez.
Tıbbi nane, mentol içeriğinden dolayı topikal olarak çocukların yüz, boyun bölgelerinde kullanılması apne, bronşiyal spazm veya solunum problemlerine neden olabileceğinden kullanılması sakıncalıdır.
Nane yağı kesme şeker üzerine 1-2 damla uygulanarak ağızdan alındığında spazm çözücü olarak veya gastrointestinal problemlerde ibs (irritable kolon), karminatif (gaz giderici) olarak kullanılabilir.
Nane yağının ayrıca soğutucu etkisi bulunmaktadır.
ALLERJİK NEZLEDE BURUN YIKAMA FORMÜLÜ
Eau de distile 100 ml
Mersin hidrosolü 100ml -Myrtus communis
İnce tuz 1/2 çorba kaşığı
Lavanta u.y -Lavandula angustifolia 7qqt
Limon u.y -Citrus limon 7qqt
Nane u.y -Mentha piperita –3qqt
Günde 3 kez buruna uygulanmalıdır.
TARÇIN - Cinnamomum Verum
Tarçın; antiviral, antimikrobiyal, antibakteriyel ve antifungal özellikleri bulunmaktadır.
Tarçın uçucu yağı özellikle başedilmesi zor stafilokok enfeksiyonları üzerinde etkilidir. Çok güçlü bir uçucu yağ olduğundan karışımlara düşük dozlarda girebilir.
Eğer soğuk algınlığı, boğaz ağrısı ve tıkanıklık yaşanıyorsa tarçın uçucu yağı karışımlarda tavsiye edilebilir.
KARANFİL - Syzygium aromaticum
Karanfil uçucu yağının antiviral, antibakteriyel ve antifungal etkileri bulunmaktadır. Bu güçlü yağ, öksürük, baş ve diş ağrısında kullanılır. Enfeksiyonla savaşır ve bağışıklık sistemini güçlendirir.
Karanfilin enflamasyon giderici etkisi solunum yolu problemlerinde öksürük, sinuzit ve bronşitte rahatlamayı sağlar.
Karanfil yağında eugenol bulunmaktadır. Eugenol allerjik reaksiyona neden olabilir. Karışımlarda dikkatli ve düşük dozlarda kullanılmalıdır.
KEKİK- Origanum Vulgare
3500 yıl önce sümerler tarafından dezenfektan olarak kullanıldığı bilinmektedir.
Kekik solunum sistemi enfeksiyonlarında, bronşit, öksürük, influenza, soğuk algınlığı ve tıkanıklıkta etkili olarak kullanılabilir. İçeriğindeki timol ve karvakrol’den dolayı iyi bir balgam söktürürücüdür. Nefes açıcı özelliği ile soğuk algınlığı, bronşit, grip ve astım gibi hastalıklarda rahatlatıcı etki sağlar. Kekik yağının içeriğinde bulunan karvakrol ve timol, bakteri membranını parçalayarak membranla ilgili materyallerin hücre dışına çıkmasını sağlar, lipofilik özelliği sayesinde ise bakteri duvarını delerek hücrenin daha iç kısımlarına ulaşır.
Kekik yağı virus ve bakteriler üzerindeki etki mekanizması ile güçlü antiviral etkilere sahiptir.
Antibakteriyel ve antiviral etkilere sahip bir yağ olan kekik yağı hastalıklara karşı korur.
Kekik yağının limon,ökaliptus ve çay ağacı yağları ile birlikte kullanımı tıkanıklığı azaltır.
Virüslerden korunabilme dileği ile…
Uzm. Ecz. Sevil Ağalar Altınel
REFERANSLAR: