Uzm. Dr. Mehmet Cengiz

1-) Omicron’un çocuklar üzerindeki etkileri neler?

Omicron’un klinik bulguları delta varyantına benzer olmasına rağmen daha hafif şekilde seyrediyor. Ancak vaka sayıları yüksek seyrettiği için delta varyantına göre kıyasla daha fazla çocuk yatışları artmış durumda, özellikle kronik hastalığı olan çocuklarda klinik bulgular ağır seyredebiliyor.

2) Omicron konusunda çocuklarımız için ne kadar endişelenmeliyiz?

Omicron varyantının delta varyantına göre klinik bulguları hafif seyretse de bulaşıcılığı delta varyantına göre daha yüksek olduğu için vaka sayılarında ciddi bir artışa neden oldu. Fazla vaka sayısı demek fazla sayıda çocuğun bu virüsle karşılaşması demektir. Bu durum da özellikle kronik hastalığı olan çocuklarda hastaneye yatış oranını arttırmaktadır. Normal sağlıklı çocuklarda da vaka sayılarının artışına parelel olarak hastaneye yatma riski artıyor.

3-) Covid-19 çocuklarda diyabet başta olmak üzere bazı hastalıkları tetikliyor olabilir mi?

Covid-19 enfeksiyonu birçok organ ve sistemi etkileyebiliyor. Etkilediği organ ve sisteme göre de hastalıklar gelişebiliyor. Akciğerleri tahrip edip; Zatürreye, solunum yetmezliğine, Böbrekleri etkileyerek; Böbrek yetmezliğine, Karaciğer dokusu üzerinde harabiyet yaparak; Hepatite, Kalp kası harabiyeti; Kalp yetmezliğine, Sinir sistemi harabiyeti; Nöbetlere, Guillain-Barre sendromuna, Pankreas dokusunu harap edip; Diyabete ve tüm sistemleri etkileyen ve en çok korkulan MIS-C sendromuna neden olabiliyor.

4-) Bazı ebeveynler, ‘Çocuğum Omicron’a yakalansın, nasılsa hafif atlatılıyor, yakalansın ve bu iş bitsin’ diye düşünüyor. Bu yaklaşım hakkında neler söylersiniz?

Covid-19 enfeksiyonu çocuklarda ,erişkinlere nazaran daha hafif seyrettiği doğru ancak erişkinlerde aşılama oranları arttığı için ciddi hastalık geçirme riskleri aşısız oldukları döneme göre giderek azaldı. Aşılı veya bağışık olanlar hastalığı gürültülü geçirmese de çocuklara bulaştırabiliyor. Vakaların yüksek olduğu bu dönemde de daha fazla çocuğun hastalığa yakalanması demek. Vaka sayılarının artışına paralel olarak da çocukların etkilenmesi de aynı ölçüde artıyor.

5-) MIS-C hâlâ bir endişe kaynağı mı?

İlk zamanlar bu hastalık tam tanımlanamadı. Kawasaki denilen damar hastalığı ile karıştırıldı. Ancak zamanla bu durumun bütün hayati dokuların zarar görmesi ile sonuçlanan Multisistem Inflamatuar Sendrom (MIS-C  (C=Child))  olduğu anlaşıldı. Bu sendromda birçok organ ciddi hasar görüyor, çocuklar bazen yoğun bakıma yatabiliyor ve maalesef bazen de kaybedilebiliyor. Bu hastalığı erken dönemde yakalamak ve erken dönemde tedavilere başlamak başarı şansını arttırıyor.

6-) Çocuklarda uzun süreli Covid-19 hakkında ne biliyoruz?

Covid-19’un uzun dönem etkileriyle ilgili yeterli çalışma bulunmamaktadır. Ancak yoğun bakım yatışı gereken , Covıd-19 enfeksiyonunu ağır geçiren hastalarda akciğerlerde kalıcı hasara bağlı akciğer kapasitelerinde azalma  ve akciğer enfeksiyonlarına yatkınlık görülmektedir.

7-) Ebeveynler, çocukları için Covid-19 riskleri nasıl en aza indirebilir?

Öncelikle evde aşı yaşı tutan herkesin aşılarını , tam dozunda yapması büyük önem taşıyor. Aşı yapılamayan grubu koruyabilmemiz için koza stratejisi denilen bir durum vardır. O da aşı yapılamayan grubu koruyabilmemiz, riski en aza indirebilmek için etrafındaki diğer kişileri aşılamaktan geçiyor. Bu kişiler Covid-19’a karşı bağışıklık kazanarak bulaştırıcılığı da azaltmış olacaklar.

Bunun dışında pandeminin en başından beri hijyen kuralları oldukça önemliliğini önde tutmaktadır. El yıkamak, maske kullanmak aşılı olsak bile uymamız gereken noktalardır. Odalar mümkünse ayrı ayrı olmalı ve sık havalandırılmalıdır.

8-) Okullarda virüsün çok yayıldığını biliyoruz. Öncelikle okulda virüse maruz kalma riskini nasıl önleyeceğiz?

Öncelikle velilerin , öğretmenlerin ve yaşı uygun olan öğrencilerin aşılarını düzenli yapmış olmaları önemli. Sınıf içinde sosyal mesafe olabildiğince uygun aralıkta tutulmalı , oturma düzeninin sabit kalması sağlanmalı. Okul faliyetleri olabildiğince açık alanda yapılmalı, yapılamadığı durumlarda sınıflar sık sık havalandırılmalı. Maske takmaya engeli olmayan öğrenciler düzenli maske takmalı, maskenin nemlenmesi durumunda yenisi ile değiştiirlmeli. Eski maskelerin atılabileceği tıbbi atık kutuları bulundurulmalı. Çocukların kendi aralarında kitap, kalem ,silgi , kalemtraş gibi malzeme alışverişi mümkün mertebe yapılmamalı. Yemek ihtiyacı sınıf içinde değil yemekhane gibi büyük alanlarda ve bulaşıcılığı azaltmak için diğer öğrencilerle farklı zamanlarda yapılmalı.

9-) Tam aşılı çocuklar güvenle hangi aktiviteleri yapabilir?

Aşı yapmak ağır hastalık geçirme riskini ciddi ölçüde azaltır. Ortak kullanım alanlarında maske, hijyen, sosyal mesafe kurallarına bağlı kalmak şartıyla her türlü aktiviteyi yapabilirler.

10-) Peki ya aşısız çocuklar…

Aşı olmayan çocuklar aşısız çocuklara kıyasla hastalığı daha ağır geçirme ihtimaliyle karşı karşıyadır. Bu yüzden bu çocuklar aşısız çocuklara göre maske, mesafe, hijyen kurallarına daha fazla dikkat etmelidir.

11-) Dünyada 5-11 yaş arası aşılanmaya başladı. Ülkemizde bu yaş grubuna ve 5 yaşın altına aşılama sizce ne zaman onaylanır?

Ülkemizde ve dünyada 12-15 yaş grubu çocuklarda aşı çalışmaları ile ilgili olumlu veriler geldikçe yaş sınırı bazı ülkelerde aşağı seviyelere çekilmiş durumda. Çünkü tam bir etkin bağışıklama için nüfusun her kesimini aşılamak çok önemli. Ergenlerin aşılanmalarıyla ilgili olumlu veriler arttıkça önümüzdeki aylarda yaş sınırının alta çekilmesi söz konusu olabilir.

12-) Bir ebeveynin testi pozitif çıkarsa, aşılı/aşısız çocuğu ne kadar risk altındadır?

Aşılı olan bireylere covid virüsü bulaşsa bile hastalık yapmayabilir. Hastalık yapsa bile hafif geçirir.

13-) Aynı evde bir kişi pozitif ise ne yapmalı? Diğer kişilerin korunma şansı var mı yoksa Omicron zaten o kadar bulaşıcı ki eve bir kere girdiğinde herkesi enfekte mi eder?

En bulaşıcı Covid-19 varyantı ile karşı karşıyayız, zaten vakalar pandeminin başından beri en yüksek seviyede. Durum böyle olunca evde bulaşıcılığın da yüksek olması kaçınılmaz. Ancak önlemlere daha katı riayet ederek diğer aile bireylerini enfekte etmekten koruyabiliriz.

14) Koronavirüsün çocuklarda sebep olduğu kaygı veya depresyonu nasıl anlayabiliriz ve bu konuda ne yapmalıyız?

Bu durum özellikle ergen yaş grubu bireylerde daha belirgin olarak görülüyor. Daha önce böyle bir yakınması olmayan ancak Covid-19 enfeksiyonu sonrası keyifsizlik, çarpıntı, fenalaşma hissi, nefes almada güçlük problemi yaşayan birçok ergen birey öncelikle çocuk hekimlerine başvuruyor. Yapılan tetkiklerde elle tutulur bir neden bulunamayan hastaların çocuk psikiyatriye yönlendirilmesi gerekiyor.

Uzman Dr. Mehmet Cengiz



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat