Cilt kanseri vakalarındaki artışın doğrudan küresel ısınmayla değil ultraviyole ışınları ilgili olduğuna dikkat çeken Dr. Class Ulrich,’’ Güneşten gelen zararlı ultraviyole ışınlarına karşı bizi koruyan ozon tabakası var. Önemli olan ozon tabakasının kalınlığı. Bu yaz ozon tabakası daha ince hatta bazı yerlerde boşluklar var. Eskiden biliyorsunuz saç spreyi kullanılmasın, soğutuculardan gelen gazlar ozon tabakasını deliyor, tüm bu uyarılar hep yapılıyordu bu yıl görüyoruz ki bunların hepsi ozon tabakasını inceltti, yeterli ozon tabakası yok hatta arada önemli bir boşluk var. Şu anda bu kuzey kutbunun üzerinde bu boşluk yaz aylarında Avrupa’ya kayacak. Bu nedenle özelikle bu yaz ozon tabakası çok daha inceldiği için ultraviyole ışınlarına karşı korunma daha az olacak bu da cilt kanserinin orta çıkmasına sebebiyet verecek.
KORUNMA YÖNTEMLERİ NELER?
Ben üç önemli koruma yöntemi tavsiye edeceğim. Bir; öğlen güneşinden korunmak. Güneş ışınlarının dik geldiği 10:00 16:00 saatleri arasında güneşe karşı akıllı davranmak. İki; giysilerimize dikkat etmek. Kıyafetlerimizi güneşten koruyacak şekilde tercih etmek. Bazı firmalar güneşe karşı koruyucu bir takım tekstil ürünleri kullanıyorlar. Bu tip ürünlerle vücudu korumak lazım. Üç; kullanılan güneş koruyucu kreminin miktarı. Doğru miktar vücudun 1 cm her 2 mmgr’ın yedirilmesidir. İnsanlar bunu bilmedikleri için 0.5 mmgr ile 0.1 mmgr arasında sürüyorlar. Bu kadar az sürdüğünüzde aslında bu hiç koruma sağlamamış oluyor.
50 koruma ne demek? İlk güneşe çıktığınızda örneğin 10 dakika kaldığınızda kızaracaksınız 50 kat koruma faktörlü krem sürdüğünüzde 10 dakikayı 50 ile çarpıyorsunuz. Yani 50 kat daha fazla süre güneşte kalırsanız kızarıklık oluşur. Ama bu korumanın oluşması için sizin bir 1cm 2 mmgr krem sürmeniz gerekiyor. Bunu da kalın kalın sürmelisiniz. Ama hiç kimse böyle sürmüyor. İncecik sürüyor. Güneş kremi sürdün mü sürdüm oluyor. Ama bu bilinçli bir korunma yöntemi değil. Bazı ürünlerde pompa var bu da kişiye yeterli miktarda kullanma fırsatı sunuyor. Örneğin yüze 2 pompa, elin üzerine 1 pompa miktarı sürün. Bu aslında çok mantıklı bir kullanım şekli. Çünkü herkesin kafasındaki bol miktarı farklı bir şey. Burada önemli olan nokta şu: üzerindeki miktarı kadar korunmak için bol sürmek gereklidir. Bunların koruma süresi de 2.5 3 saat sürüyor tekrar sürmek gerekiyor. Diğer bir önemli konu da insanlar güneş koruyucu kremlerini sadece tatilde kullanıyor. Bu çok yanlış. Vücudun güneş görenleri yerleri yüz, kulak, kulağın arkası, erkeklerde saç döküldüğü için kafa, kolun alt kısmı, elin üst kısmı %90’dan fazla cilt kanserinin görüldüğü yerlerdir. Bu bölgelere özellikle ilkbahar aylarından başlayarak, yaz, sonbahar, kış her zaman güneş koruyucu kremler sürülmelidir. El yıkama alışkanlığı gibi güneşten korunmak da alışkanlık haline gelmelidir.’’ Şeklinde uyarılarda bulundu.
Güneş koruyucu ürünler konusunda da teknolojinin sürekli geliştiğine değinen Dr. Class Ulrich üç tıp güneşten korunma ürünü olduğunu belirtti. Geleneksel güneşten korunma yöntemlerinde çinko ve titan oksit egemen olduğunu vurgulayan Dr. Ulrich şunları sözlerine ekledi: ’’ Güneş koruyucuların içinde fiziksel, kimyasal, lipozomal bariyerler vardır. Fiziksel bariyer içeren çinko ve titanyum sürüldüğünde cilt beyaz beyaz olur. Işıklar gelir ve geri yansır. Kimyasal bariyerlerde önemli olan soru şu: nereye kadar iniyor, kana karışıyor mu, kana karışıyorsa zararlı olur mu? Üçüncü korunma faktörü ikisinin ortasında bir koruma sağlıyor. Lipozom teknolojisiyle hazırlanan ürünler hem emilimi kolay, cildin en üst tabakasını koruyan, kimyasallar kadar aşağıya inmeyen arada bir bölmede kalıyor orada emilimi oluyor. Oradan aşağıya geçirmiyor. Cilt korunmasının bir parçası haline geliyor. Lipozom teknolojisyle hazırlanan ürünler koruyucuyu yavaş yavaş saldıkları için 12 ile 24 saat koruma sağlayabiliyorlar. Bu da çok büyük bir avantaj. Güneşten korunabilmek için, kendinizi güvende hissedebilmemiz için kullanması kolay olan şeyleri tercih edin. Lipozom teknolojisi ile hazırlanan ürünler daha az yağlı ve daha beyaz kaldıkları için kolaylıklar sağlıyor. Her zaman olduğu için doz ve kullanım çok önemli. Daha önce güneş koruyucuların bizi kanserden koruduğunu biliyorduk ama verileri yoktu. Şimdi veri var elimizde. Bu çok önemli bir nokta. Şimdi artık insanların güneş koruyucularla kanserden korunduğunu biliyoruz. Bir de çocukluk çağında güneşten korunmak çok önemli. Bu dönemde alınan ışınların kansere dönüşme riski çok daha fazla. İlk 6 aydan sonra mutlaka güneşten koruyucu kremler kullanılmalıdır ki, ileri dönemlerde kansere yakalanma riskimiz o derece azalsın’’