ABD yönetimi, 1940’lı yıllarda Guatemala’da yapılan penisilin deneyleri sırasında, tutuklular ile akıl hastalarına bilinçli olarak frengi ve belsoğukluğu hastalıklarını bulaştırdığı için özür diledi.
Skandal, ABD’deki Wellesley Üniversitesi’nden tarihçi Profesör Susan Reverby’ın, 1932-1972 yılları arasında Alabama’da yapılan etik dışı deneylerin başındaki Dr. John Cutler’ın arşivlerini derlerken ortaya çıkardığı belgelerle gün ışığına çıktı. Belgelere göre, 1940’lı yıllarda Amerikalı bilimadamları penisilinin frengiyi tedavi edip etmediğini gözlemleyebilmek adına Guatemala’da gerçekleştirdikleri deneylerde 696 akıl hastası ve mahkûma, bilgileri ve izinleri olmadan frengi bulaştırdı. Hatta hapishanedeki mahkûmlar arasında hastalığın daha çok yayılabilmesi için, hastaneye giden fahişelere de frengi ve belsoğukluğu mikrobu enjekte edildi.
“Denek”lerden kendilerine bulaştırılan hastalıkları saklanırken, daha sonra bu insanlardan kaçının penisilin tedavisine cevap verdiği ve hastalık bulaştırılan kaç kişinin tedavi edildiği tam olarak bilinmiyor. Yalnızca, tedavi uygulananlardan 3’te 2’sinin iyileştiği biliniyor.
Bu sağlık skandalının ortaya çıkmasının ardından ABD Başkanı Barack Obama , Guatemala Devlet Başkanı Alvaro Colom’u arayarak, “derin bir pişmanlık” duyduğunu ve “tüm etkilenenlerden özür dilediğini” söyledi. Daha sonra kamuoyuna bir açıklama yapan ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ve Sağlık Bakanı Kathleen Sebelius, gerçekleştirilen bu deneylerin “etik olmadığını” belirterek Guatemala’dan özür dilediler. 

‘Hükümet biliyordu’
İngiliz haber kanalı BBC’ ye konuşan Guatemala Devlet Başkanı Colom ise, olayı bir “insanlık suçu” olarak nitelendirdi. Colom, “Benzer olaylar dünyanın bir çok ülkesinde yaşandı, fakat tabii ki Guatemala Başkanı olarak, ben bu olayın bu topraklar üzerinde yaşanmamış olmasını ümit ederdim” dedi.
Öte yandan Profesör Susan Reverby, fonunu Amerika Ulusal Sağlık Kurumu’nun sağladığı deneylerden zamanın Guatemala hükümetinin de haberi olduğunu söyledi.
Amerikalı yetkililer, Guatemala’ya bir tazminat ödenip ödenmeyeceği konusunda ise net bir açıklama yapmadı. Yetkililer, konuyla ilgili araştırmalarının devam ettiğini ve eğer bu deneylere maruz kalanlardan halen hayatta kalan biri varsa, tazminat konusunda bir değerlendirme yapılacağını açıkladılar.
Deneyler sırasında Guatemalalılara bulaştırılan frengi, kalp rahatsızlıkları, körlük, ruh sağlığının bozulması gibi sonuçlara yol açabiliyor, hatta ölüme neden olabiliyor.
Siyahi işçileri de denek yapmışlardı
Guatemala’da yaşanan bu sağlık skandalı Amerika’nın ilk vukuatı değil. 1932 ile 1972 yılları arasında, Amerika’nın Alabama eyaletinin, Tuskegee kasabasındaki 400 kadar frengi hastası siyahi çiftlik işçisine, tedavi uygulanmayıp düzenli olarak kanları alınarak hastalığın doğal ilerleme süreci gözlemlendi. Amerika Halk Sağlık Merkezi, frengi hastası siyahilere kanlarında zararlı bir madde olduğu ve bunu tedavi edeceklerini söyledi, ama hastalar tedavi edilmeye çalışılmazken, kendilerinden hastalıklarının ne olduğu da gizlendi.
1950’li yıllarda, frengiyi tedavi ettiği bilinen penisilinin yaygın olarak kullanılmaya başlanmasına rağmen, hastalar tedavi edilmeyerek, hastalık sürecinin takibine devam edildi ve 100 kadar “denek” hayatını kaybetti. Birçoğu da hastalığı eşlerine ve yenidoğan çocuklarına bulaştırdı. Alabama’da yapılan çalışmalar, sadece zencileri kapsadığı, hastalardan frengi oldukları gizlendiği ve 1950’li yıllarda hastalığın tedavisi bulunduğu halde deneylere devam edildiği gerekçeleriyle eleştirilmişti. Bill Clinton, ABD Başkanlığı döneminde ortaya çıkan skandallardan ötürü, Alabamalılardan özür dilemişti.


Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat