Dün İlçe Sağlık Müdürlüğü’nde görevli meslektaşım elinde bir tomar belge ile eczanemden içeri "elinizde şu kadar adet A-ferin Kapsül olduğu görünüyor, denetlemeye geldim" diyerek girdi.
"Hay hay başım gözüm üstüne" diyerek karşıladım. Zaten "nizamiye nöbetçisi" gibi her daim denetlenmeye hazırız. Her an kimin geleceği belli olmaz.
Defterler masaya konuldu, eczane programından A-ferin Kapsül satışları kontrol edildi. Diğer denetlenecek unsurlar da denetlendi.
Sonuç; A-ferin Kapsül stokumun İlçe Sağlık Müdürlüğü kayıtları ile uyuştuğu, satışların reçete karşılığı olduğu, eczane programında da bunun teyit edildiği, ancak reçetelerin ya da nüshalarının eczanede alıkonulmadığı, reçete kayıt defterine de muntazaman işlenmediği, vs. yönünde tutanak tutularak karşılıklı imzalandı.
Yazılı ve görsel medya bangır bangır haber yapıyor. "Artık eczanelerden reçetesiz ilaç satılamayacak" diye.
Yakında, diğer ilaçlarla ilgili denetlemelere de hazırlanın.
Bu arada bir anımı anlatmadan geçemeyeceğim.
10 Mayıs 1989 tarih ve 20161 sayılı Resmi Gazetede Maliye ve Gümrük Bakanlığı’nca Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No:191) yayınlandı.
Özetle; özel hastane ve özel muayenehanede çalışan tabiplerin düzenleyecekleri reçetelerin seri ayrımı yapılmak sureti ile -aynı faturalar gibi- anlaşmalı matbaalarda bastırılacağı, en az üç nüsha olması gerektiği, bu nüshalardan birinin eczanede saklanacağı belirtiliyordu.
O zaman yer yerinden oynadı. O dönem İstanbul Eczacı Odası Başkanı, bu günün AKP İstanbul Milletvekili Ecz. Mehmet Domaç’ın da dahil olduğu yaklaşık seksen küsur eczacı gazetelere "Eczacı Maliyenin Memuru Değildir" başlıklı bir yazı göndererek yayınlattık.
Ardından yazının altında ismi olan her birimize Maliyeden denetleme yazıları geldi. 1988 yılı defterlerimiz incelemeye alındı. Türkiye’de ilk kez Bakanlık emri ile Vergi Baş Müfettişlerince eczane defterlerimiz denetlendi. (Dönemin Maliye Bakanı Adnan Kahveci ve dönemin Gelirler Genel Müdürlüğü Genel Müdür yardımcısı Kemal Kılıçdaroğlu idi.)
Bu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği aksi yayınlanmadığı için halen yürürlükte, ama unutuldu gitti, uygulanmıyor.
Şimdi bu tebliği uygulatamayan İl Valileri ve İlçe Kaymakamları bizden reçete fotokopilerini almamızı talep ediyor ve zorluyor.
Yine dün tarihli haberlerde, halk arasında ertesi gün hapı olarak bilinen bir ilacın da "reçete ile satılacak ilaç" kapsamına alındığı yer aldı.
Geçmiş yıllarda ülkemizin iyi, kötü bir sağlık politikası vardı. Ana Çocuk Sağlığı Merkezlerinde, Sağlık Ocaklarında rahim içi doğum kontrol araçları ücretsiz uygulanır, doğum kontrol hapları ücretsiz ihtiyaç sahiplerine verilirdi. Gelişmiş ya da gelişmemiş ülkelerin çoğunda bu uygulama halen devam ediyor. Amaç ailenin ve ülkenin kaynakları doğrultusunda sağlıklı nesil yetiştirmek.
Oysa ki ülkemizin artık bir sağlık politikası ne yazık ki yok. Sağlıkla ilgili her şey büyük sermayelerin istemi doğrultusunda paraya tahvil edilmiş durumda.
Eczacılar olarak gerek mesleki anlamda gerekse ekonomik anlamda tam bir karabasanın ortasındayız.
Bizi bu karabasandan uyandıracak güçlü bir sese ihtiyacımız var.
Ancak ne meslek örgütlerimizden, ne ekonomik örgütlerimizden ne de akademik çevrelerden bu ses çıkmıyor.
Sesim yettiğince ben bağırayım...
UYAAAANIIIINNNNN !!!!!!!!
İLETİŞİM
e.ciftci@eczacininsesi.com
Tel : 0212 5474746
https://twitter.com/#!/ECiftci1
https://www.facebook.com/#!/ertan.ciftci1