Doç. Dr. Sabri Sayınalp

Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzman

Bayındır Söğütözü Hastanesi

 

Endokrin Hastalıklar Kardiyovasküler Sistemi Yakından Etkiliyor

Vücutta pek çok işlevin yerine getirilmesinden sorumlu olan hormonlar, vücut iç dengesinin korunmasını sağlıyor. Endokrin sistemde görülen olumsuzluklar, genel vücut sağlığını da etkiliyor. Endokrin hastalıkların özellikle kardiyovasküler sisteme olan etkilerinin altını çizdi ve bu hastalıkların gerek etki potansiyeli, gerekse sık görülmeleri nedeniyle özellikle diyabet, hipotiroidi ve hipertiroidiye dikkat çekiyor.
DİYABETLİLERİN YÜZDE 65’İ KARDİYOVASKÜLER

PROBLEMLER NEDENİ İLE HAYATINI KAYBEDİYOR

Diyabet hastalığı, vücuttaki tüm damarları etkileyen sistemik bir hastalık. Bu nedenle, diyabeti olanlarda kalp ve damar hastalıkları da sıklıkla görülüyor. Diyabetli hastaların yaklaşık %65’inin kardiyovasküler sorunlar nedeniyle hayatını kaybettiğini söyledi: “Yapılmış çalışmalarda diyabetli kişilerde myokard infarktüsü veya inme nedeniyle ölümlerin, diyabeti olmayan kişilere göre 2-4 kat arttığı gösterilmiştir. Bunun yanı sıra bilinen koroner arter hastalığı olmayan diyabetli kişilerin kardiyovasküler nedenlerle ölüm riskinin, koroner arter hastası olan ancak diyabetli olmayan kişilere eşit olduğu saptanmıştır. Diyabet, aterosklerotik hastalıklar için temel bir risk faktörüdür. Ayrıca hipertansiyon dislipidemi ve obezite gibi tip 2 diyabete sıklıkla eşlik eden durumlar da diğer önde gelen risk faktörleridir. Birçok araştırmada bu risk faktörlerinin kontrol edilmesiyle, diyabetli hastalarda kalp damar hastalıklarının önlendiği ya da ilerlemesinin yavaşlatıldığı gösterilmiştir. Kalp yetmezliği de kardiyovasküler hastalıklarda önde gelen bir ölüm nedenidir ve diyabetik hastalarda, diyabetli olmayan kişilere göre iki kat fazla görülmektedir” diye konuştu.

Ayrıca yaşı 45’ten büyük erkek ve yaşı 50’den büyük kadın diyabetlilerin, koroner arter hastalığı açısından yüksek risk taşıyan ve kardiyovasküler koruma programlarına öncelikli olarak dahil edilmesi gerektiğini söylerken; yaşı 45’ten küçük olan erkek ve 50’den küçük olan kadın diyabetlilerde ise şu sorunlardan en az birinin bulunması durumunda da aynı koruma yöntemlerinin izlenmesi gerektiğine dikkat çekti:

  • Diyabetlilerde ateroskleroza bağlı kalp damar hastalıkları
  • Diyabete bağlı böbrek hastalığı veya göz hastalığı
  • Koroner arter hastalığı açısından çok sayıda ilave risk faktörü bulunması (ailevi erken koroner olay veya birinci derece akrabalarda serebrovasküler olay)
  • Eşlik eden diğer risk faktörleri (LDL kolesterol yüksekliği, hipertansiyon)
  • Diyabet süresi 15 yıldan uzun uzun olan 40 yaş üzeri diyabetliler

HİPOTİROİDİ HİPERTANSİYONA NEDEN OLUYOR

Diyabetin yanı sıra tiroid bezinin az çalışması ile ortaya çıkan hipotiroidi de kalp ve damar sağlığı için risk oluşturuyor. Hipotiroidide kalp debisinin azalıp, sıklıkla başlangıçtakinin yarısına indiğini ve kalp kasının kasılma gücünün azaldığına dikkat çekti ve sözlerine şöyle devam etti: Dokularda ısı üretimi azalıyor, metabolizma hızı yavaşlıyor ve buna paralel olarak kalp atım sayısı azalıyor. Periferik (çevresel) damar direnci de artıyor ve bunun sonucunda hipertansiyon ortaya çıkıyor. Ayrıca kalpte büyüme ve genişleme oluşuyor. Tüm bunların sonucunda, hipotiroidinin ileri evrelerinde kalp yetmezliği ortaya çıkıyor. Altta yatan bir kalp/damar hastalığı yoksa tiroid hormon tedavisiyle kalp yetmezliği ve hipertansiyon düzelebiliyor” dedi.

Hipotiroididin kalp kaslarında ödeme neden olabildiğini de ekledi ve bu sıvı birikiminin aşırı artışında kalbin kasılmasını engelleyen ciddi dolaşım bozukluklarının da yaşanabileceğini hatırlattı.

HİPERTİROİDİDE EN SIK GÖRÜLEN SEMPTOM: ÇARPINTI

Tiroid bezinin aşırı çalışması anlamına gelen hipertiroidide ise kalp ve damar sistemiyle ilgili en sık görülen semptomun çarpıntı olduğunu söyledi, “Kalp atışları özellikle egzersiz sonrası veya geceleri çok şiddetli hissedilir ve bu durum hastayı çok rahatsız eder. Ayrıca hipertiroidi nedeni ile kalbin sol karıncığı büyüyebilir ve kalpte üfürüm duyulabilir. Bu üfürümün nedeni kalbin mitral kapağında görülen fonksiyon bozukluğudur. Tedavi sonrası ise bu bulgular genellikle ortadan kaybolur. Hastaların % 6-12’sinde ise paroksismal atrial taşikardi ve atrial fibrilasyon gibi daha ciddi aritmik kalp hastalıkları ortaya çıkabilir. Belirti göstermeyen hipertiroidide bile atrial fibrilasyon oluşma olasılığı normale göre beş kat artar ve daha önceden mevcut kalp hastalığı olmasa bile kalpte genişleme ve kalp yetmezliği görülebilir” diye konuştu.



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat