Önceleri "mail adresini verir misin ?" ile başladık. Şimdilerde -özellikle gençler- MSN, facebook, twitter, flickr ... adresin nedir diyerek devam ediyorlar. Tüm bunlar; internet siteleriyle, mail aktivitesiyle ve arama motorlarıyla "Sanal alem" di bizim için. Kısa zamanda cep telefonlarımıza kadar girerek hayatımızın neredeyse "vazgeçilmez gerçek" lerinden birisi oluverdi. İngilizceye "google’lamak" şeklinde yeni bir kelime dahi kazandırdı bu "sanal alem".
Önemli soru şu:
Artık hayatın "vazgeçilmez gerçeği" haline gelen bu “sanal alemin” neresindeyiz?
Ne kadar varolmalıyız?
Ya da nerelerde olmamalıyız?
Bizden bir önceki kuşağın büyükçe bir kısmı biraz tembellik edip "yeni şeyler öğrenmek istemiyorum, teknoloji çok üzerime geliyor" diyerek uzak durmaya çalıştı çoğu zaman.. Şimdi ise internet bağlantısı olmayan bir eczaneyi hayal bile edemiyoruz. Sadece bizim meslek gurubumuz değil, bir çok sektörde de “internet olmazsa işler durur!” noktasındayız. İnternet kocaman bir kütüphane olma özelliği ile bir çoğumuzun sosyal-kültürel aktivitelerimiz için, gideceğimiz mekanın iletişim bilgilerini, telefonunu, adresini, hatta ulaşım yol haritasını veren önemli bir bilgi kaynağı haline geldi.
Bizler biraz da iş hayatının mecburiyeti nedeniyle kullanıyoruz ama gençler "sosyal ağlar" vasıtasıyla neredeyse Internet’ten sosyalleşiyorlar. Internet onlar için "vazgeçilmez gerçek" olmaktan da öteye "yaşam biçimi" haline gelmek üzere.
Peki "zorunlu kullanım" veya "yaşam biçimi" uçları arasında, bizim mesleki olarak "tercihlerimiz" ne olmalı ve ne yönde olmalı? Bunun kuralları, sınırları, etik yönü ne olmalı? Yasal düzenlemeleri nasıl yapılmalı?
Adım adım gidelim. Öncelikle şu kararı vermeliyiz. Bunca teknolojik gelişmenin olduğu bir zaman diliminde yaşarken, işimizde “çağdaş yöntemleri” kullanacak mıyız?
Kullanmaya karar vermişsek, devam edelim...
Şimdi de elimizdeki varlar, yoklar ve gereklilikleri değerlendirelim.
1) Elimizin altında kolay ve hızlı bir haberleşme aracı “Internet” var.Bu modern aracı, nasıl daha verimli, faydalı ve güzel şekilde kullanabiliriz? sorusunu hepimiz sormalı ve "ortak akıl" sayesinde, mesleğimizi "günün koşullarına uygun" hatta onu da aşar hale getirmeliyiz.
2) Internetteki varoluş biçimimizde (kendi sitemizde, blog’umuzda v.b.) ilaç satışı yapmamak konusunda kanunumuzda ilgili maddemiz var. Bunun doğru ve etik olduğu konusunda hepimiz hemfikiriz ( 6197 sayılı yasa / Dördüncü bölüm / Madde 22 "İnternet, faks, telefon, kurye, komisyoncu ve benzeri yollarla eczanelere gelen reçeteler kabul edilmez. Eczanelere bu yolla gelen ilaç talepleri karşılanmaz.")
http://www.eczacininsesi.com/?yon=yasal_mali&id=50
3) "Internet ’i doğru kullanım/düzgün ve faydalı içerik" konusunda bizler iyi örnekleri çoğaltamaz isek, hastalarımız bu el altındaki mecradan hep "kötü örneklerle" yanıltılmak durumunda kalacaktır. Buna engel olmaya çalışmalıyız. Herhalde "düzgün kullanım, değer katıcı içerik" konusunda verilebilecek en iyi örneklerden birisi "Eczacını sesi e-gazete" mizdir.
4) O halde; Internet ’te var olmamız gereklidir ve bu kaçınılmazdır.
"İnternet’te var olmak" ile anlatmaya çalıştığım yöntemlerin başta geleni Eczaneniz adına bir web sitesi açmak, iletişim bilgilerinizi bulundurmak/tır. Daha sonra yaratıcılığınıza bağlı olarak örneğin hastaları bilgilendirici içerikli sayfalar ekleyebilirsiniz. Internetin en önemli kullanım yerlerinden birisi "Telefon rehberi / sarı sayfalar" şeklinde kullanımıdır. Kullanıcılar; ulaşmak ve bilgi almak istedikleri "Doktorları, diş hekimlerini, hastaneleri, holdingleri, mahalle bakkalını, tesisatçıyı, sinemayı, tiyatroyu" yani hayata dair her şeyi oradan bulmaya, ulaşmaya çalışıyor ise, eczanelere neden "elektronik sarı sayfalar" dan ulaşamasın? Bu soruyu cevaplamakta zorluk çekiyorum doğrusu. Buna karşı olmak bana sanki 50 yıl önce "Telefon rehberinde eczanelerin adının geçmesi etik değildir" gibi eskimiş bir yaklaşım olarak görünüyor.
Madalyonun diğer tehlikeli bir yönünden daha bahsetmek istiyorum; Internet site isimlerinde (.com, .net, .org ... olanlarda) kural şudur; "erken gelen alır" ! Bu ne anlama geliyor biliyor musunuz; siz eczane isminizi Internette almaz iseniz, birileri alır ve oradan kontrol edemeyeceğiniz içerikle yayın yapar !!! İlaç ta satar, yasa dışı yayın da yapar, korsan CD de satar, devlet aleyhine yayın da yapabilir...
Bir örnek verecek olursak; koc.com ismi bir gurup tarafından alınmış, bu konuda 2000 yılında Koç Holding’in “Dünya Fikri Mülkiyet Teşkilatı (wipo.int)” kurumuna müracaatı red edilmiştir. Dokuz yıl sonra 2009 yılında detaylı bir dosyayla yapılan başvuru sonrası yapılan değerlendirmeler sonucu koc.com web isminin Koç Holding’e verilmesi kararlaştırılmıştır. Bir diğer konu ise; milliyet.net için Doğan Yayıncılık aynı Uluslararası kuruma (wipo) müracaat etmiş ve davayı kaybetmiştir. Bu gün milliyet.net adresine girdiğinizde sayfa başlığı "Amele network Free email" olarak gelmektedir. Daha da merak edenler için, bazı detaylı linkleri ekte sunuyorum. Benzer şeyler veya daha tatsız olanı bizlerin de başına gelebilir, avukatlar tutup uluslararası patent kurumuyla ve davalarla mı uğraşacağız?
Bir başka mecburiyet olasılığı da yeni "Türk Ticaret Kanunu" tasarısında bulunmaktadır. "MADDE 1502. - (1) Her sermaye şirketi bir Web sitesi oluşturmaya ve sitenin belirli bir bölümünü, ... zorundadır. Ayrıca, finansal tabloları, ... diğer ilgili hususlar şirketin web sitesinde yayınlanır". Bu henüz tasarıdır, sermaye şirketleri ile ilgili olacak gibi görünmektedir ama komisyondan geçip yasalaştığında ne hal alacağını kestirmek çok zordur. Internet’i kullanmaktan öteye geçmek, orada varolmak gerekliliğinin artık an meselesi olmaya başladığının bir örneğidir.
Bizler üzerimize yüklenen günlük angaryaların ağırlığından dolayı bazı detayları kaçırıyoruz. Hatta asıl yapmamız gerekenleri kaçırıyoruz. Ama çağın gerçekleri gümbür gümbür geliyor ve geçiyor bir taraflara doğru. Ben hiç değilse kötüye kullanıma karşı bir önlem (ve belki bir başlangıç) olarak web adresimi aldım (www.ozlemsifa.com) ve bir kenara koydum.
Şimdi bu modern mecrayı "mesleki eğitim ve birikimimize uygun şekilde nasıl daha verimli ve faydalı kullanabiliriz" konusunu hep birlikte konuşalım ve buradan doğru kurallar ve uygulamalara doğru yeni yollar bulalım.
Not: Eczacının Sesi Forum’ da meslektaşım Ecz.Tufan Görgülü’nün “İnternette eczanemin adına site açmak?” başlıklı yazısı üzerine kaleme alınmıştır. Sayın Görgülü ve diğer katkı veren meslektaşlarıma teşekkür ederim.
www.eczacininsesi.com/baslangic.php?yon=forum_soru_detay&id=9489
-----------------------------------------------------------------------------
EK-1: Sorunlar yaşanan site isimlerinden bazı örnekler
-----------------------------------------------------------------------------
http://www.wipo.int/amc/en/domains/decisions/html/2000/d2000-1764.html (Ingilizce)
http://www.wipo.int/amc/en/domains/decisions/html/2009/d2009-0938.html
http://www.wipo.int/amc/en/domains/decisions/html/2009/d2009-0779.html (Türkçe)
... Kötü Niyetli Tescil ve Kullanım ...
... Internet kullanıcılarını yanlış yönlendirmek suretiyle finansal kazanç elde etmekte olduğu açıktır ...
... öncelikli amacının rakibin faaliyetlerine zarar vermek olduğu ...
... doğrudan rekabet içindeki mal ve hizmetlerin sunulduğu bir web sitesine aktarmak ...
/ "Amele network free email"
WIPO Tahkim ve Uzlaştırma Merkezi
www.wipo.int Dava numarası: Case No D2008-0751
Doğan Gazetecilik A.Ş. ile "İnternet Amele Birliği" arasında
... Internet kullanıcılarını yanlış yönlendirmek suretiyle finansal kazanç elde etmekte olduğu açıktır ...
... öncelikli amacının rakibin faaliyetlerine zarar vermek olduğu ...