Dün (14 Aralık 2012) Resmi Gazete’ de Sağlık Meslekleri Kurulu Yönetmeliği yayınlanarak yürürlüğe girdi.

Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu kurulduktan sonra bu beklenen bir şeydi.

Okurlarımız hatırlarlar, konuya ilişkin daha öncesinde yazmıştım. Haberini de yapmış, eczacı kamuoyunu bilgilendirmiştik.

Yönetmelik, yeni bir Sağlık Meslekleri Kurulu oluşturuyor.

Bu kurul, sağlık meslek mensuplarını (hekim, diş hekimi, eczacı) günümüzden daha bir fazla "gözaltı" na alıyor.

Yönetmelikte; gerekçelerinin ucu açık cezalar ve süreli ya da süresiz meslekten men cezaları var.

Kurul, sağlık meslek mensubuna direkt bireysel cezalar da verebilecek.

Bir de...

Mesleki olarak "yetersizliği" tespit edilenler eğitim programına alınacaklar. Ve program sonrası bir sınavdan geçirilecekler.

O sınavda başarılı olabilirlerse mesleklerine devam edebilecekler.

Sözü edilen kurulda; Sağlık Meslek Birlikleri’ nden birer tane "süslük" üye bulunacak.

Bu üyeler, yalnızca kendi faaliyet alanlarında söz söyleyebilecek ve oy kullanabilecek.

***

Gelelim işin özüne...

Sağlık Meslek Mensupları için (tabi biz eczacılar için de) bir "sıkıyönetim" dönemi başlamış oldu.

"Can sıkanın" "canı sıkılacak"...

Uygulamada hiçbir şey yapılmasa bile...

Neresinden bakarsanız bakın, bu yönetmeliğin varlığıyla bizim üzerimizde bir baskı ortamı oluşturuldu.

Geniş yetkilerle donatılan bu kurulun antidemokratik olduğu çok açık...

Mesleki varlığımız artık daha az güvencede.

***

Yönetmelik yayınlanır yayınlanmaz etkisini gösterdi.

Dedim ya; bu beklenen bir şeydi zaten.

Bakın, Türk Eczacıları Birliği, yönetmeliği duyuruyor ve ne diyor:

"...Söz konusu Yönetmelik hakkında inceleme tarafımızca yapılmakta olup, ..."

Neyi inceliyorlar? Hiç anlamadım.

Oysa Türk Eczacıları Birliği’ nin ilk refleksi şu olmalıydı:

"Bu kurul antidemokratiktir, uygulamaları da antidemokratik olacaktır"

Bir tek Türk Eczacıları Birliği mi?

Herkes sus, pus...

Tek bir tepki yok.

***

İnsan beyni iki şekilde ölür...

Birincisi; hepimizin bildiği şekilde tıbbi ölümlerdir...

İkincisi; korku ile insan beyninin ölümünün gerçekleşmesidir.

Birincisi için yapacak bir şey yok...

Kader.

Ama ikincisi...

Onu engellemek bizim irademizdedir.

İşte ben onun için, en çok "korkmaktan korkarım".



 

İLETİŞİM İÇİN:

https://www.facebook.com/HakanGencosmanoglu

h.gencosmanoglu@eczacininsesi.com

Faks: 0216 574 72 69



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat