Başlangıç için kırmızı ve yeşil reçeteleri kapsayan Elektronik Reçete Sistemi 17 Mart tarihi itibarı ile uygulamaya konuldu.

Böyle bir uygulamanın başlaması özünde doğru bir yaklaşım.

Önceki yazılarımda da irdelemiştim. Özellikle kırmızı ve yeşil reçetelerde suiistimaller olmakta. Ya sahte reçeteler ve sahte  doktor kaşeleri bastırılmakta, ya doktorların sorumluluğunda olan reçeteler çalınmakta ya da rica minnet reçeteler yazdırılmakta.

Şimdi https://renklirecete.saglik.gov.tr internet sitesi adresi üzerinden sisteme giriş yapılması ve kırmızı yeşil reçetelerin bu site sayfalarına kaydedilmeleri isteniyor.

Kendi adıma, işin yoğun zamanlarında gelen renkli reçeteleri kaydetmeye çalışıyorum. Ancak bu satırları yazdığım süreye dek bu işi beceremedim.

Medulada kayıtlı olan ya doktor bulunamıyor, ya hastane.

Sonuç; reçeteler elimde bekliyorum.

İnsan sormadan edemiyor... Mevcut eczane programlarına ya da medulaya adabte bir sistem oluşturulamaz mıydı? Gün içi yoğunluğunda gelen bir reçetenin saati ve dakikasına dek manuel işlenmesi zorunluluğu ne fayda sağlayacak. Amaç istismarı engellemek mi, yoksa eczacıya yeni eziyet üretmek mi?

Bir diğer sözüm yeniden ertelenen eczanelerdeki hafıza kayıtlı ısı-nem cihazları ve eczane standart tabelaları üzerine.

Ülkemizin üzerinde bulunduğu iklim kuşağı ve dükkan vasfına sahip yapıların çoğunun özelliklerinin mevcut yasa hükümlerine uymadığı ortada iken, ülkemiz iklim koşullarına uygun ilaç üretmek yerine, "dükkanların ısı ve nemini belirlenen limitlerde tutmak zorundasınız" zorlaması neden?

Eczanelerimizin işleyişini sağlıklı hale getirecek uygulamaları üretmek, geliştirmek çabaları yerine, bir üniforma uygulamasını çağrıştıran ve sadece görselliğe hitap eden tabela uygulamasında boğulmaya çalışmak neden?

Eğer ki, bir uygulama getirilecekse, öncelikle uygulanabilir olmalıdır. Uygulanabilir değilse yarar değil, bizlere zarar verir. Ciddiyet ve güven duygusu yitirilir.

Doktorların e-reçete yerine halen manuel reçete yazar olmasına hiç girmiyorum bile.

Yazımı bir fıkra ile bitireyim.

Vahşi Afrika ormanlarında safari yapan bir kişi gruptan ayrı düşer ve kaybolur.

Nihayetinde vahşi bir kabile adamı yakalar ve köylerine götürür.

Adam bakar durum kötü, belki de bu kabile yamyam. "Ne yapayım" diye düşünürken aklına cebindeki çakmak gelir. Çakmağı eline alır ve çakar. Alevi gören kabile üyeleri hemen adama secde etmeye başlarlar.

Kabile şefi adamı köyde gezdirirken bir kulübenin kapısını açar. İçinde bir sürü çakmak vardır.

Adam hayretle sorar. "Madem çakmağı biliyordunuz. Neden o kadar şaşırdınız ve önümde eğildiniz".

Kabile reisi sırıtarak yanıt verir.

"Seninki ilk çakışta yandı"....

 

İLETİŞİM

e.ciftci@eczacininsesi.com
Tel : 0212 5474746

https://twitter.com/#!/ECiftci1

https://www.facebook.com/#!/ertan.ciftci1

 



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat