Bayram...
Eleman izinleri...
Öğrenci sınavları, seçim…
Dolar, Euro kuru ne olacak, derken ağustos sonuna geldik.
Yazlık yerlerdeki eczanelerin çalışma tempoları azalırken güneşin yön değiştirmesi ile yoğunluk farklı şehirlere doğru kayacak...
Hayatın içinde yaşanan tatlı- acı özel anlarımız bile toplumsal bu olayların arasında şekilleniyor.
Öğretmen ataması sırasında evini taşıyan, üniversite sınavını kazanan kızı için şehir değiştiren, emekliliğini büyük şehirde geçirmek istemeyip taşınanlar, gezginler, spor aktiviteleri, kültür-sanat buluşmaları ile herkes bir devinim halinde... Hareket yaşamımızın bir parçası oldu. Yaşam süresi uzadıkça, sağlıklı yaşam bilinci arttıkça, bedenimizi ve beynimizi koruma üzerine çalışmalar da hız kazanıyor.
Alternatif, tamamlayıcı tıp adı altında birçok kongre düzenleniyor, artık bu kongrelere doktorlarla birlikte eczacılar da katılıyor. Aldığımız bilgileri kendi hastalarımıza sunmamız, onlara koruyucu sağlık konusunda yol göstermemiz de bizim sorumluluklarımızdan biri haline gelmeye başladı bile.
Bayramda eczane dışında da 7’den 77’ye farklı kişilerle de konuşma fırsatım oldu.
Dün 65 yaşlarında bir bey ile sohbet ettim, kendisi gayet dinç biri, sporunu yapıyor, beslenmesine dikkat ediyor ancak beyin sağlığım için de birşeyler yapmalıyım demiş ve bir özel üniversitenin NBI programına %75 burslu olarak yazılmış. Çok heyecanlıydı ona yaşam enerjisi katmıştı... Bence beraber ders alacağı kişilere de kendinden özel katkılar bulunacağına inanıyorum.
Yine 75’lerine dayanmış bir komşu çift var elele tutuşmuşlar her sabah erkenden yüzmeye gidiyorlar... Eczacı olduğumu duyan bilen hemen ilacını hastalığını sorar, hele çocuk yada yaşlı ise artık bu sohbetlere vitamin, mineral ve medikal malzeme konusu da eklenir.
Hanımın ayak bileğinde bileklik vardı...
Nereden aldınız diye sordum. ’’Eczane’’ dedi, çok mutlu oldum tabii...
Bu sabah nar, hünnap, limonla çevreli bahçede bu yazıyı yazarken bahçıvanın 14 yaşındaki oğlu ayağını göstermeye geldi, baktım nasır olmuş.
Deniz kenarında küçük bir kız çocugu iskeleden atlarken bacağını çizdirdi kanamaya başladı.
Ailenizin eczacısı TATİLDE!
Biliyorum ki bu örneklerden sizde de çok var...
Benim açımdan bu yazın başı çok hareketli geçti sizlere hep bahsettiğim
“AYAK TABAN SORUNLARINDA ECZACININ ÖNEMİ” başlıklı tezli yüksek lisansımı tamamladım.
Dünyada ve ülkemizde ayak sağlığının farkındalığı artmakta; bir diyabet hastasının, alzemıer hastasının, sporcunun ya da hamile biri, kim olursa olsun ayak-bacak sorunları ile ilgili birçok ihtiyaçlarını eczaneden karşılayabileceklerini, danışabileceklerini bilmeliler... Yine bize çok iş düşüyor.
Eğitim al, ihtiyaç belirle, hizmet ver...
Bir sıcak yaz gecesi ışıl ışıl yıldızların altında yazımı bitirirken gökyüzündeki sönen yıldızların yansımasını kumdaki deniz yıldızları ile eşleştirdim... Siz siz olun yıldızları yeniden denize atın, onlarda size gökyüzünden göz kırparak teşekkür edecektir.
Vazgeçmek yok, emekle, inatla devam...
Sevgiyle, sağlıkla kalın.
Uzm.Ecz. Gül KARA